Bölümü attıktan kısa bir süre sonra birkaç kişi okumuş ve oy vermiş ben bir gaza geldim gece gece bölüm yazıyorum
~Rusça konuşmalar eğik yazıyla~
❄
Yaklaşık iki saat önce İstanbul'a varmıştık. Ayağımızın tozuyla babamla kıyafet almaya çıkmıştık. Ben beğendiğim birçok şeyi alırken babam beni izlemekle ve poşetlerimi taşımakla yetiniyordu. Bu sırada babamın Türkçe bildiğini hatta 3 yıl Türkiye'deki şirketinde çalıştığını öğrenmiştim.
Şimdiyse babamın satın aldığı rezidans dairesinde kalıyorduk. "Baba?" Telefondan başını kaldırıp bana baktı.
"Bu sadece İstanbul gezisi olarak kalacak değil mi?" diye sordum tedirginlikle. Babam kastettiğimi anlamış olacak ki kendinden emin bir şekilde gülümsedi.
"Öyle olacak Lena. Kızım olmama ihtimalin asla yok diyemem. Hayat asla dediğim ne varsa yaşattı bana. Sana yeterince ilgi gösteremediğimin farkındayım ama ne olursa olsun sen benim kızımsın. Biriciğimsin, hep öyle kalacaksın."
Akan gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Annem yoktu benim, babam vardı, eksikti ama vardı. Varlığını hissedebiliyordum. "Bu kartlarımı limitsize çevireceğin anlamına mı geliyor?" diyip kıkırdadım. Sahte bir sinirle kaşlarını çattı. "Asla, servetimi evimi korkunç bir hale getirmek için harcıyorsun resmen!"
Birkaç dakika gözlerimizi birbirimize diktik. En sonunda dayanamayıp gülmeye başladığımda babam da bana katıldı.
•••
"Burası olmalı. Hadi Lena, in."
Babamla hastane girişinde birbirimizi inceledik. O siyah takımıyla göz kamaştırırken ben de beyaz kazağım ve siyah taytımla fena gözükmüyordum.
Onaylarcasına kafa salladıktan sonra derin bir nefes alıp önden ben girdim. Gergindim hem de çok! Tanrım lütfen yardım et!İkinci kata çıktığımızda gördüğüm şey beni duraksattı. Benden küçük olduğunu tahmin ettiğim çocuk annesine sarılmış şekilde duruyordu. Babam elini belime atarak beni yönlendirmeseydi onları izlemeye devam edebilirdim.
Bizi ilk fark eden benim yaşlarımda olan bir kız ve onun yanında oturan çocuk oldu. Gözlerimin yeşilini, suratımdaki çillerin izlerini taşıyan çocuk kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Bakışlarımı kaçırmak istemesem de bu tuhaf ana daha fazla katlanamayacağımı fark ettim.
Babam yaşındaki adam ayağa kalkıp babamın elini sıktı.
"Merhaba Nicolai, ben Yunus. Telefonda konuşmuştuk zaten." Babam başını sallamakla yetindi. Adamın bakışları beni buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | Farklı Milletler
General FictionÖnceden evimizin yanındaki donmuş gölde kayarken, yıldızların benim için parladığına inanırdım. Sonra kendi yıldızlarımı yarattım, bir gün ben de pistin içinde parlayan bir yıldız olacaktım. Tüm yıldızlar birer birer kaydı, gökyüzü karanlığa büründü...