❄
Bacaklarımı kendime çekip öylece karanlığı seyrederken beni uyutmaya çalışırken uyuyakalan babama sırtımı döndüm.
Başta tüm üzüntümün kalbimin üzerine yıkıldığını hissetsem de şimdi tek hissettiğim sızıyla birlikte gelen boşluktu. Elimde hiçbir şey yokken nasıl her şeyim alınmış gibiydim ben de bilmiyordum.
Gün yavaş yavaş aydınlanırken babamın kıpırtılarıyla gözlerimi yumdum. Benimle uyuması açıkçası işime geliyordu çünkü kesintili uykumun arasında yanımda birinin, babamın, olması daha az tedirgin olmamı sağlıyordu.
Saç diplerimdeki sıcak nefes ve babamın uzamış sakallarının baskısı... "Uyumadığını biliyorum." dedi. Gözlerimi açmadım, ısrar etmek yerine iç çekti ve saçlarımı geriye doğru okşadı. "Sana vermeden önce ben okumalıydım, bunu yazdığını bilmiyordum." Burnumun ucu sızladı, kirpiklerimin arasına tutunan damlaları gözlerimi araladığımda serbest bıraktım.
"Baba," dedim titreyen sesimle. "Ben gerçekten çok mu ağlıyormuşum bebekken?"
Birkaç saniye cevap veremedi, ardından kısık gülüşünü işittim. "Eh, şimdiki halinden daha gürültücüydün sadece."
"Baba," dedim yeniden. Keskin sözcükler dilimin ucunda yeni yaralar açıyordu. "Ben kendimi affedemiyorum. Benim yüzümden oradaydık, benim önüme atlamasaydı belki de..."
"Neyden bahsediyorsun?" dedi hiddetle. "Sorumluluğu alması gereken benim gibi iğrenç herifler varken küçücük bir çocuğu mu suçluyorsun?" Bağırmasıyla birlikte gözlerimi hızlıca yumdum. İrkildiğimi fark edip daha kısık sesle konuştu. "Sadece çocuktun. Tanrı aşkına Lena sadece çocuktun!"
Yatakta yan dönüp babama doğru sokuldum. Kolları beni korumak ister gibi bedenimi çevreledi, bir eli yanağımdan saç diplerime kadar sakince okşadı. "Annenle hayal ettiğimiz gibi güzel bir hayatın olmalıydı. Böyle değil, bu şekilde değil."
"Onun kızı olmadığımı öğrense yine böyle düşünür müydü?" dedim istemsizce. Öz kızına yaptıklarımı bilseydi benden nefret eder miydi?
"Sen zaten onun kızısın, sana sahip olduğu için gurur duyuyordu hep duydu." çatılı kaşları gevşedi, huzursuzluğunun yerini kurnaz parıltılar aldı. "Daha çok benim kızımsın, bana bu kadar benzediğini görebilseydi çok kıskanırdı.
"Kesinlikle kafayı yerdi." diye mırıldandım. Şımarıkça omzunu silkti. Pek ciddiye almamışa benziyordu.
"Ada'ya yaptıklarımı öğrense çok kızardı değil mi?" Acıyla güldüm, oysa o an çok zevk almıştım. "İki çocuğuna da zarar verdim, gururlanmak mı?" dedim fısıltıyla.
En büyük pişmanlığı olmalıydım, benden nefret etmesi gerekirdi. Ama öyle yapmayacağını bilmek canımı daha da acıtıyordu. Annemin kocaman kalbinde sevgiden başka bir şey yoktu. Babam haklıydı ben onun küçük kopyasıydım, daha acımasız, daha bencil. Daha hayal kırıklığı..."Ada mı? Lena sen ne yaptın?" dedi şüpheyle.
Yanaklarımdan akan yaşlara rağmen gülümsedim. Biraz sahtelik biraz burukluk vardı tebessümümde. "Kuznetsov gibi davrandım, onu yenmek için korkularıyla oynadım."
Annemin nefret edeceği kişiye dönüştüm.
Hayır, aslında hep öyleydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | Farklı Milletler
General FictionÖnceden evimizin yanındaki donmuş gölde kayarken, yıldızların benim için parladığına inanırdım. Sonra kendi yıldızlarımı yarattım, bir gün ben de pistin içinde parlayan bir yıldız olacaktım. Tüm yıldızlar birer birer kaydı, gökyüzü karanlığa büründü...