12'

12.5K 1K 194
                                    

Merhaba...

Bu bölümde takvim yapraklarını minik minik aralayarak geçmişe doğru ineceğiz. Hikayenin bu kısmını yazmayı hep istemiştim sonunda siz de okuyacaksınız.

İyi okumalar yorumlarınızı bekliyor olacağım <3

28 Mayıs 2009

Lena annesinin elini tutup güverteye çıktığında, annesiyle takım olarak giydiği çiçekli elbiseyi inceledi. Bugün bunu kaçıncı kez tekrarladığını bilmiyordu ama babası kızının hoşnutsuzluğunun farkındaydı.

Kızını kucağına aldı, "Benim bebeğim neden üzgün acaba?" dedi sevgiyle. Lena huysuzca burnunu kırıştırdı.

"Annem hep benden daha güzel oluyor baba!" Küçük kızlarının tatlı isyanı ikisini de güldürdü.

Yaren kızının yanağını koklayarak öptü. "O nasıl laf bakayım? 5 yaşına girdin artık kocaman kız oldun, benim kızım dünyanın en güzeli. Değil mi babası?" diye gönlünü almaya çalıştı Lena'nın.

"Evet hayatım."

Lena babasının kucağından inmeye çalıştı, az önce gördüğü şeyle konuştukları konuyu bile unutmuştu. Nico'nun yakın koruması Kai ve oğlu Josh geldiğinde Nico'nun dikkati dağıldı. Kucağında debelenen kızına istediğini vererek onu yere bıraktı.

Lena Josh'un kolundan çekiştirdi ve teknenin kenarına doğru ilerledi. "Josh şuna baksana!" dedi hevesle. Teknelerinin yanında yüzen yunus sürüsü onu çok heyecanlandırmıştı.

"Babanı kızdıracaksın Katherine, çok yaklaşma." dedi Josh. İçinden 'yine başıma bela açarsa ayağıma ağırlık bağlayıp suya atlayacağım' diye geçirdi. 11 yaşına yeni basmıştı ve doğduğu andan beri yanında olduğu Katherine konusunda emin olduğu tek şey vardı; başına durmadan bela açmak. Onun yüzünden babasından sürekli azar yiyordu.

Lena her zamanki gibi onu umursamadı, parmaklarıyla yunusları saymaya çalışıyordu  "Anne yunus, baba yunus bunlar da çocukları olmalı. Buna Lena diyeceğim çünkü en güzeli o, annem bana çok güzel olduğumu söyledi." dedi küçük kız saçlarını geriye atarak.

Güneşte daha çok beliren çillerine bakıp güldü Josh. "Ama ordaki yunusun senin gibi çilleri yok, çilli." Amacı onu incitmek değildi sadece sinir etmek istiyordu. Zaten yaptıkları tek şey sürekli birbirlerini sinir etmekti. Josh, Lena'yla birlikte çocuklaşmayı seviyordu.

Lena küskünce kollarını göğsünde kavuşturdu. "Seni babama söyleyeceğim!" Adının geçtiğini hissetmiş gibi Nico'nun gözleri Lena'yı aradı.

"Lena! Sana demirlere çok yaklaşma demedim mi ben?" Nico'nun kızgın sesiyle irkildi. Kötü bir şey yapmak istememişti ki! Dudakları büküldü ve gözleri şimdiden dolmaya başladı. Teknenin diğer ucuna doğru kaçtı.

"Korkutuyorsun onu Nico, bağırma daha fazla." dedi Yaren küçük kızına ilerleyerek. Bir yandan da eşini gözleriyle uyarmaya devam etti. Nico sesini yükselttiği için anında pişman olsa da sadece endişelenmişti.

Kai yanlarındaki teknenin geçip gitmesini beklerlen teknenin onlara yanaşmasıyla şaşırdı. O sırada hiç kimsenin beklemediği silah sesi yankılandı. Refleksle belindeki silaha sarıldı.

Yaren korkuyla Lena'yı kucaklamak için ileri atıldı, silah sesleri yükseldi.

Nico'nun beyni karısını ve kızını korumak için alarm veriyordu. Ama gecikmişti, Lena'ya ulaşmaya çalışırken karnına gelen kurşundan kaçamamıştı Yaren.

BUZ | Farklı MilletlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin