merhaba, bu bölüm hikaye akışından bağımsızdır yılbaşı özel bölümü atmak istedim
iyi okumalar oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm <3
❄
"Hey, bunu babam öğrenmeyecek değil mi?" dedim ve ardından ayılmak, yüzümü yıkamak için musluğu açtım.
Lisenin son yılında yılbaşı partisine davet edilmiştim. Reddedemezdim! Vlad'in partilerine kolay kolay çağırılmazdınız ve gitmemem büyük bir aptallık olurdu. Ama minik bir sorunum vardı...
"Evden kaçamazsın Katherine bu hem tehlikeli hem de birlikte vakit geçireceğiz fena mı?" diyen Josh'a ıslak kirpilerimin altından bayık bayık baktım. Kısmen hiçbiri gerçek arkadaşım değildi, paramı ve popülerliğimi kullanıyorlardı ama eğlenmesini iyi biliyorlardı. Bu yüzden beni çağırdıkları zaman evden kaçarak gitmiştim her zaman. Bunu o da biliyordu, şey çoğunlukla ona yakalanırdım ve pes ederek benimle gelirdi.
Banyodan çıkıp odamda dikilen Josh'a doğru ilerledim. "Lütfen, lütfen, lütfen! Babam hep geleceğim birlikte yeni yıla girelim der ama asla gelmez biliyorsun. İstersen sen de benimle gel ama nolur çıkalım."
"Bilemiyorum çilli, böyle bir şey yaparsam baban beni öldürür. Hem ne demek gelmeyecek dün söz verdi ya!" Yavru köpek bakışlarımı gönderdim. Babamın yılbaşında daha da önemlisi doğum günümde evde olmamasına alışmıştım, eve bir çiçek veya pahalı bir hediye yollardı o kadar. Ben de Josh'la birlikte her yıl minik bir parti düzenlerdim. Sabaha kadar film izler ve arada Josh'un birasından otlanırdım.
"Ona söylesek ne olacak sanki, yine böyle şeyler için küçük olduğum zırvalıklarına başlayıp eve hapseder beni."
"Haksız sayılmaz, öyle ortamlar sana göre değil." dedi. Dişlerimi sıktım. Yıllarca eve hapsedilmiş şekilde yaşamıştım zaten, biraz olsun gençliğimin tadını çıkaramaz mıydım?
Josh oflayıp yatağıma oturdu, "Bana öyle bakmayı kes. Hayır, hayırdır. Başka cevabım yok!"
"Tüm bu eğlenceyi lisede yaşamayacaksam ne anlamı kalacak ki gençliğimin!" diye burun kıvırdım. " Hem herkes gidiyor benim ne eksiğim var onlardan!" dediğimde Josh kıkırdadı.
"Eksiğiniz yok hanımefendi, Nicolai eksiklik değil büyük bir fazlalık sayılır."
Beni alaya alması iyice sinirlerimi bozdu. Yeterince büyük olsam sanki beni rahat bırakacaklar da yaşıma laf ediyorlar! Hem Vlad'in kardeşi, benimse baş düşmanım, İrina da orda olacaktı. Harika, beni alaya alması için yeni bir malzeme daha çıkmıştı.
"Pişt, küstün mü?"
"Küsmek mi? Neyim ben çocuk mu Josh?" dedim imayla. Spor çantamı dolaptan alıp yere bıraktım. Giymek için kıyafetlerimi ayarladım. Az önce çantamın yanına koyduğum patenimi yerinde göremeyince etrafa baktım.
"Bunu mu arıyorsun çilli?" dedi Josh suratındaki haylaz sırıtmayla. Patenimin bir tekini bağcığından tutmuş havada sallıyordu.
"Ver şunu ya salak!" Tanrım bu kadar yakışıklıyken sinir bozucu olmak zorunda mıydı? Bekle. Az önce ne dedim ben? Yanaklarım kızardı ne biçim düşünüyordum o benden 6 yıl büyüktü abim sayılırdı.
Josh kaşlarını kaldırıp 'cidden mi?' dercesine baktı. "Kalbimi kırdın haberin olsun." Dediğinin aksine sesinde en ufak bir alınma bile yoktu. Gözlerimi devirip patenimi elinden çekip aldım. Arkamı döner dönmez homurdanmaya başlamasına dayanamayıp kıkırdadım.
"Antrenmana seni William götürecek benim işlerim var." Saklamaya çalışması komikti, evi süsleyeceğini ikimizde biliyorduk.
*
Saçıma sardığım havluyu sabitleyip gelen mesaja baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | Farklı Milletler
General FictionÖnceden evimizin yanındaki donmuş gölde kayarken, yıldızların benim için parladığına inanırdım. Sonra kendi yıldızlarımı yarattım, bir gün ben de pistin içinde parlayan bir yıldız olacaktım. Tüm yıldızlar birer birer kaydı, gökyüzü karanlığa büründü...