ölü derimi attım enerji depolayıp size enerji vermek için geldim! bu bölümü aslında çoğunuz bekliyordu hadi yine iyisiniz jdlwlxşwşf
oylarınızı ve en çok da yorumlarınızı bekliyorum
iyi okumalar...
❄
"Olanlardan kaçarak kurtulamazsın." Alex amcama yaşlı gözlerimin ardından baktım. Kaçış planımı destekleyeceğini hatta yardım edeceğini düşünmüştüm.
"Neden, sen yıllarca kaçmıyor musun?" dedim aksi şekilde. Yüzündeki ifadeyi görünce pot kırdığımı fark edip inledim. Onun hassas konusuna parmak basmamalıydım. Aferin her şeyi mahvetmeye devam et. "Özür dilerim öyle demek istemedim."
Gözlerini benden kaçırınca daha da kötü hissettim. "Kendini kontrol edemeyip çevreni yıkmaya devam edersen gerçekten yalnız kalacaksın."
Tokat gibi çarpan gerçekle yüzleştiğimde buruk bir tebessüm ettim. "Haklısın, özür dilerim." dedim. Hissettiğim bilinmezlikle elim saçıma gitti.
"Lena," dedi içtenlikle. "Kırgınlığını, üzüntünü öfkenle bastıramazsın. Kaçmaksa seni daha çok içine çekmesine neden olur." Elimi tutup gülümsedi. "Gerçekten ne hissediyorsan onu yaşa duvarlar örmek zorunda değilsin."
Günlerdir örmeye çalıştığım duvarların çatırdayışına şahit oldum. Gözlerimden yaşlar art arda akarken başımı eğdim. "Benim yüzümdendi Alex amca. Benim yüzümden öldü." Bu suçluluk duygusu çocukken yaşamayı unutmama sebep olmuştu. Josh olmasaydı bundan kurulabileceğimi sanmıyordum. Büyüdükçe bastırmıştım, kendime bile sesli söylemesem de zihnimin içerisinde hep vardı.
"Tekneye binmek için ben ısrar etmiştim." Şımarık bir kız çocuğunu dinledikleri için ölmüştü. Her zamanki gibi evimizde olsaydık belki de...
Alex amca çenemden tutup başımı yukarıya kaldırdı. Beni kollarının arasına alırken benim bir suçum olmadığına dair sözler fısıldadı kulağıma.
"Nico bu dediklerini duysa sana öyle bir kızar ki işte o zaman kaçacak delik ararsın." dedi abartılı şekilde. İstemsizce güldüm, benim gülmemle o da güldü.
"Hadi seni eve bırakayım, kokuşmuş bir halde utanmadan sokaklarda geziyorsun." dediğinde yanaklarım kızardı. Antrenmandan sonra duş almış ve deodorant kullanmıştım kokuyor olmam imkansızdı!
"Alex amca!"
•
"Yılbaşını evde mi geçireceksiniz?" Arabadan inmek üzereyken dediği şeyle duraksadım. Siktir bugün ayın kaçıydı ki?
"Gelmek istiyorsan buyur ama benim acelem var." dedim ve tüm gücümle koştum. Geç kalmış sayılmazdım değil mi? Daha saat 12 olmamıştı. Şarjım bittiği için beni arayıp aramadıklarını da bilmiyordum. Asanaörün her zamanki melodisi eşliğinde tırnağımdaki ojeyi kemirdim stresle.
Kapının açılmasıyla içeriye daldım hızlıca. "Evin yolunu bulmuşsun sonunda." dedi Pars. İnanır mısın hiç sana laf yetiştiremeyeceğim.
"Kızım sana mı soracaktı Pars?" dedi babam gözlerini kısıp. Aralarındaki gerilime müdahale etmedim gözlerim Arın'ı aradı.
Mutfaktan gelen gümbürtüyle oraya gittim. Can ve Josh yere düşen tencereye yas içinde bakıyorlardı. Yere saçılan çikolata sosunu görünce onlara hak verdim.
"Burayı savaş alanına çevirmişsiniz." dedim gülerek.Josh sesimi duyunca hevesle başını kaldırıp gözlerimin içine baktı.
"Ya abla senle abimin buraya girmesi yasaktı neden geldin?" dedi Can.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ | Farklı Milletler
General FictionÖnceden evimizin yanındaki donmuş gölde kayarken, yıldızların benim için parladığına inanırdım. Sonra kendi yıldızlarımı yarattım, bir gün ben de pistin içinde parlayan bir yıldız olacaktım. Tüm yıldızlar birer birer kaydı, gökyüzü karanlığa büründü...