Özet: Shizuo, Eski Mısır tarihi üzerine hızlandırılmış bir kurs alır.
-----------------------------
"...Onu sevmedim."
Shizuo'nun anlamaya başladığı ve başından beri bariz belli olması gereken şey, İzaya'nın insanlar dışındaki tüm canlıları küçümsemesiydi.
İzaya bu sonuca vardığında İzaya ve mesafeli bir deve birbirlerini süzüyorlardı. Deve, İzaya'nın sözlerine alınmış ve eğilip İzaya'nın saçını ısırarak karşılık vermişti. İzaya ciyakladı ve geri çekilip utanmazca sahneyi izleyen Shizuo'nun arkasına sıçradı.
Shizuo, yaratığı minnettar bir şekilde okşamak için uzandı. "İyi çocuk."
"Shizu-chan..." İzaya ona karşı komplo kuran ikiliye ters ters baktı. Saçlarını karıştırdı ve kendisi ile deve arasındaki mesafeyi artırmak için Shizuo'nun arkasına geçti. "Neredeyse kafamı koparacaktı!"
"Onu suçlayabilir misin?" Deve, Shizuo'nun avucuna burnunu sürterken Shizuo sırıttı. Develer beklediğinden çok daha büyüktü ama şu ana kadar Shizuo iyi olduklarını düşünüyordu. Kürkü yumuşacıktı ve sürekli gülüyormuş ya da senden daha iyiymiş gibi komik bir ifadesi vardı. Dürüst olmak gerekirse İzaya bu alanda onlarla daha güçlü bir bağ kurmalıydı.
Luksor'un sınırındaydılar, Krallar Vadisi'ne girmenin bir yolunu arıyorlardı. İzaya'nın asıl planı taksiye binmekti. Ne yazık ki hiç taksi kalmamıştı ve son eşek turunu kaçırmışlardı. Shizuo, İzaya'nın daha bir devenin bir metre yanına yaklaşmazken bir eşeğe bineceğinden emin değildi.
Deve kiralama çiftliğinin sahibi olan adam sabırla bekliyordu.
Develerin böyle bir iş yapacağı kimin aklına gelirdi, zira orada sadece Shizuo ile İzaya yoktu. Çok sayıda yabancı da Batı'ya yolculuk etmek için para ödüyor ve develere biniyorlardı.
Deve İzaya ile iyi geçinmeye çalışıyordu. Eğilmiş ve İzaya'ya hafifçe tos vurmaya çalışmıştı. Ancak İzaya onunla hiçbir ilişki kurmak istemiyor ve ne pahasına olursa olsun temastan kaçınıyordu.
"Senin derdin ne?" Shizuo sesindeki yadsınamaz bir keyifle sordu.
"Sana söyledim." İzaya, devenin ilerlemesinden kaçınmaya devam etti. "Ondan hoşlanmadım."
Shizuo "Arkadaş olmaya çalışıyor sadece." dedi. Shizuo'nun ruhsal bir bağ hissetmeye başladığı devenin İzaya'yı çitinin etrafında kovalamasını izledi. Bu çok komik.
Deve yaklaştıkça İzaya bir dizi sızlanmayla cevap vermişti. Sonunda Shizuo'nun arkasına geçti ve korumanın yaratığı boğmasına izin verdi. Ki bu aslında Shizuo'nun onu okşamasından ibaretti.
Shizuo İzaya'ya "Saçmalıyorsun," dedi. İzaya deveden uzakta olduğu sürece umursuyormuş gibi görünmüyordu. Shizuo devenin kulaklarının arkasını kaşıdı ve burnunu ovuşturdu. Deve, Shizuo'nun parmaklarını nazikçe dişleyerek ve kafasını göğsüne sürterek karşılık verdi. Shizuo kendisini hiçbir zaman özellikle hayvansever bir insan olarak düşünmezdi, ancak onlarla geçinmenin insanlardan daha kolay olduğunu düşünüyordu.
Onlar içgüdüsel varlıklardı, tıpkı kendisi gibi.
İzaya oflayarak kollarını kavuşturdu.
Shizuo iç çekti. "Ne var?"
"İki canavarın iyi geçinmesi mantıklı tabii." Dedi İzaya.
Shizuo dayanışmayla devenin uzanmış olan uzun boynunu okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Hell And Back | BL Çeviri - Shizaya |
FanfictionHer şey kartpostallarla başlamıştır. İzaya ortadan kaybolmuş ve süresiz bir tatile çıkmıştır. Ancak Shizuo kendi kendine intikamını almak için onun peşine düştüğünde, ikisinin de planlarında bir değişiklik olacaktır. Nihayetinde, kendilerini birlikt...