To Hell And Back | BL Çeviri - Shizaya |

Bölüm 18: Beatrice Ve Fırtına

Özet: Tekne neredeyse batar.

-------------------------------------------------------

Shizuo okyanusun dibine batmak istiyordu.

Ama aynı zamanda nedenini bilmek istiyordu.

Beatrice hayaletli bir gemiydi. Sousuke, İzaya'nın geminin kişisel hayaleti gibi davrandığını söylerken abartmamıştı. Geminin duvarlarının sınırları içinde bile kimse İzaya'nın nerede olduğunu bilmiyordu. Kendini kamaralarda gizli hatta güvertede daha da esrarengiz hâle getirmişti. Yine de en sık ikamet ettiği yer, gemideki tek kilitli oda olan kaptanın kişisel kamarasıydı.

Bu Shizuo'yu durduracak değildi.

Kaptanın kapısını kıymıklardan başka bir şey değilmiş gibi kırmak üzere olan Shizuo aniden durdu. Kendisini hiçbir zaman taktikçi biri olarak görmezdi ancak farklı bir yaklaşım denemeye karar vermişti.

Tık tık tık.

Ve bekledi.

Cevap yoktu, Shizuo da hemen bir cevap bekliyor değildi.

"İzaya." Adını çaresizliğini bastıran bir taleple söyledi.

Hâlâ bir şey yoktu.

Bu neredeyse patlaması için yeterliydi. Gıcırdayan dişlerinin sesi kulaklarını dolduruyor ve sağlam yumruğu yan tarafında sıkılıyordu.

Nefes aldı ve bu kez daha aciliyetle tekrar denedi. "İzaya..."

Tık tık tık.

"İzaaaaaayaaaaaaaaaaa-kuuuun..."

Bam. Bam. Bam.

"Çık dışarı-" Bam. "-ve bana -" Güm. "-ne-" PAT. "-saçmalıktan-" KÜT "-bahsettiğini-" ÇAT. "-söyle-" BAM "-hemen!!!-" GÜMGÜMGÜMGÜM!!! "İZAAAAYAAAAAAAAA!!"

İzaya'nın Shizuo'yu bu şekilde dışlaması adil değildi, özellikle de Shizuo Mısır'da neredeyse kendini feda ettikten sonra. Shizuo'ya göre İzaya'nın minnet ya da sadakat kavramı yoktu. Bu kadarı onun için açıktı.

Aklından ne geçiyor olabilir? Beni Venedik'te ekmek mi? Daha çok rahatsız edici endişe arasında Shizuo bir sözleşmeleri olduğunu hatırlamıştı. Lanet olsun, o şeyi daha dikkatli okumalıydım. Zira tazminat almadan yolları ayırmaya karşı bir maddesi olmalıydı. Orijinal anlaşma, İzaya'nın, Shizuo'nun dibe indirdiği Kasuka'ya ait kredi hesabını doldurması ve Japonya'ya döneceği kadar parası olduğundan emin olmasıydı. Bunların hepsi mevzuyla yeterince ilgiliydi ama Shizuo'nun mevcut durumunda son derece önemsizdi.

Para umurumda değil, geri dönmek umurumda değil.

Kafasını kapıya vurmaya başlamıştı.

"İzaya," diye hırladı.

GÜM..! GÜM..! GÜM..!

Ne kadar süre öyle kaldığı algısını kaybetmişti, öfkesinin sınırına daha da yaklaşana kadar hareketlerini ve sözlerini tekrarladı.

"Kafanda zaten çirkin bir şişlik var, yeni bir tane istediğine emin misin?"

Shizuo arkasına döndü Sousuke'nin her zamanki yatıştırıcı tebessümüyle karşılaştı.

"Bu sana hiçbir fayda sağlayamaz, değil mi?"

Shizuo ofladı. "Bana verdiğinden daha çok zarar da veremez."

"Başka bir şey denedin mi?"

"Henüz değil." dedi Shizuo. Kendini doğrulttu. "Denemek üzereydim."