Özet: Shizuo başkanın sarayına sızar ve İzaya'yı şeylerin mekânında bulur...
-------------
Uykusuz ve zahmetli bir gecenin daha ardından polis ertesi sabah Shizuo'yu serbest bıraktı. Shizuo'nun uykusuzluğunun nedeni kısmen soğuk hava ve hücrenin sert atmosferindendi ancak diğer kısmı ise Shizuo'nun Kızıl-kun'a böyle yakın bir şekilde uyuyacak kadar güvenmemesiydi. Memur Kiera Shizuo'nun tüm eşyalarını iade etmiş ve Shizuo'nun bir polis memurunda bu zamana dek gördüğü en sevimli ve otuz iki diş gülümsemeyle beladan uzak durması için onu uyarmıştı.
Gece boyunca durum üzerinde düşünüp taşınacak zamanı olan Shizuo, İzaya ile ne yapacağı konusunda bir karara varmıştı. Eve dönmek mi yoksa İzaya'yı psikopat dünya seyahati boyunca takip etmek mi? Seçimi Japonya'dan ayrılmadan önce yaptığıyla aynıydı: İzaya'yı öldürmek.
Bunu yapmak için bir sözleşmeye veya biraz daha sınır geçmeyi beklemesine gerek yoktu. İzaya kendisini gün içinde nerelerde bulabileceğine ilişkin Shizuo'ya belli yerler söylemişti. Shizuo bu bilgiyle gidebilir ve İzaya'yı mümkün olan en acılı biçimde reddedebilirdi. Şehirde yolunu nasıl bulacağını bilmemesi dışında onu durduran bir şey yoktu. Şansına, memur Kiera ona bir harita vermiş ve İzaya'nın bahsettiği mekânların aslında ne olduklarını ona açıklamıştı. Doğrusu Shizuo, kız onunla gelmediği için biraz üzülüyordu; kız ona birini hatırlatıyordu.
Shizuo, sabahın hâlâ erken saati olduğu için ilk iş Beyaz Saray'a bir taksi çevirdi. Uçuş filmi sağ olsun, ne umması gerektiğine dair biraz fikri vardı ama daha da yaklaşabilecek olmayı umuyordu. Mekân tamamen siyah metal kapıların ardında çevrelenmişti ve Saray'ın kendisi de bir kilometre uzakta görünüyordu. Ayrıca her yerde görebildiği Gizli Servis elemanlarıyla ağır biçimde güvenlikliydi. Başkan'ın ofisine sızarsa Shizuo başına sadece bir uyarı ile nezarette bir geceden fazlasının geleceğine bahse girerdi.
Elbette kapıların dışında fotoğraf çeken epeyce turist vardı ancak Shizuo mekânı turlasa da İzaya'dan bir iz görmemişti. Bu da İzaya'nın ya içeride olduğu ya da orada hiç olmadığı anlamına geliyordu. Eğer İzaya Beyaz Saray'ın içindeyse Shizuo sadece Amerika'nın bekasının ne kadar süreceğini merak etmişti. Tıpkı uçaktaki filmdeki gibi olabilirdi: Tümüyle dağılmış ve çoğunlukla ateşler içinde. Gerçi o anda Beyaz Saray'da her şey sütliman görünüyordu.
Shizuo korumalardan epeyce şüpheli bakışlar alarak mekânın giriş ve çıkışının etrafında uzun süre bekledi. Saray'a ne kadar çok bakarsa İzaya'yı bulup bulmama konusunda içeri girmeye o kadar istek duyuyordu. Shizuo bölge dışına olan okul gezilerinden beri pek de turistik geziler yapmamıştı. Takım elbiseli adamlardan biri en sonunda ona yaklaşmış ve onu aylaklık etmekle itham etmişti. Shizuo'dan ya gitmesini ya da bir tur bileti almasını istemişti. Shizuo bir anlık değerlendirmeden sonra ne bu şimdi diye düşündü ve parasını vererek içeriye girdi.
Kendisi gibi yabancı turistlerden ve ailelerden oluşan yaklaşık on beş kişilik bir tur grubunun içine düşüvermişti. Ancak rehberleri sadece İngilizce konuşuyordu ve Shizuo Saray'ın içini incelemek için tur boyunca adamı duymazlıktan gelmekle yetinmişti. Zilyon tane sanat eseri vardı, hiçbiri Shizuo'ya bir şey ifade etmiyordu. Portrelerden bazılarını lisedeki dünya tarihi dersinden belli belirsiz hatırlıyordu ama isimler bile Shizuo'ya bir şey çağrıştırmıyordu. Shizuo böyle konularda uzman olmasa da mekânın epey düzgün olduğunu anlıyordu. Özellikle oradaki herkesin, turistlerin ve memurların meşgul olmalarına ve kendisi dışında her şeyle ilgilenmelerine minnettardı. Kimsenin Shizuo'ya aldırış ettiği yoktu.
Shizuo'nun turu bittiğinde saat öğlen on ikiyi çeyrek geçiyordu. İzaya'nın Beyaz Saray'daki yokluğu, söylediği diğer iki mekândan birinde olduğu anlamına geliyordu: İzaya'yı ilk fark ettiği yere yakın olan iki müzede.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
To Hell And Back | BL Çeviri - Shizaya |
Hayran KurguHer şey kartpostallarla başlamıştır. İzaya ortadan kaybolmuş ve süresiz bir tatile çıkmıştır. Ancak Shizuo kendi kendine intikamını almak için onun peşine düştüğünde, ikisinin de planlarında bir değişiklik olacaktır. Nihayetinde, kendilerini birlikt...