*6*

1.3K 131 25
                                    

Keyifli Okumalar :)


"Nereye gittiğimizi söyleyecek misin nihayet?"

Zehra, sessiz kalmaktan sıkılıp nihayet kafasını kemiren soruyu sordu. Ne konuşacaktı ki onunla? Hiçbir şey söylemiyordu. Arabaya bindiklerinden beri sessizdi. Nihayet suskunluğunu bozup yüzünü sağına döndüğünde Hande ona deminki sessizliği aratır bir şekilde sinirlerini hoplattı.

"Evine gidiyoruz."

"Seni evime davet ettiğimi hatırlamıyorum. Ayrıca evimi de nereden biliyorsun?"

"Bende senin evine gireceğimi söylemedim zaten. Seni götürüyorum. Ayrıca şirketimin arşivinde DNA'na kadar her şeyin yazılı..."

Hande, sözlerini bitirir bitirmez yeniden başını önüne dönerek dikkatini yola verdi. İçten içe yanında oturan kızın yüzündeki ifadeye gülüyordu ama yüzünde bunu belirten en ufak bir mimik bile yoktu. Her zamanki gibi ciddi ve soğuktu.

"Bir şey konuşacağını söyledin bana. Ben bu yüzden arkadaşımdan ayrılıp seninle geldim."

"İyi ya kulüplerde sabahlamak yerine evine gider uyursun. Yanına geldiğimde sarhoşluktan gözlerin şaşı bakıyordu. Biri bana, biri arkadaşına."

Hande, yeniden yüzünü kıza dönerek dediğini uygulamalı bir şekilde gösterdi. Anlık bir an için gözlerini şaşı yapıp yeniden düzelttikten sonra tekrar önüne döndü. Biraz daha kızın yüzüne baksa dayanamayacak ve kahkaha atacaktı.

"Sana ne benim gözlerimden. Uyurum uyumam bu seni ilgilendirmez."

Zehra'nın sesi öfkeden çatallaşmıştı. Artık koltuğunda yan dönüp yüzü Hande'ye doğru oturuyordu. Elinde olsa Hande'yi bir kaşık suda boğacaktı ama bütün bunlar Hande'nin umurunda bile değildi. Rahat bir şekilde huzurla arabayı kullanıyordu.

"Bana ne olur mu benimle beraber çalışıyorsun. Yarın erkenden toplantımız var, masada uyuklamanı istemem."

"Ben çocuk değilim. Bir daha bana böyle emrivakiler yapma Hande hanım."

"Sende bir daha kendini bu denli kaybedecek kadar içme."

Sitenin girişine yaklaştığında süratini azaltarak yavaşça içeri girdi Hande. Simge'nin söylediğine bakılırsa sitenin girişindeki ilk üç evin sonuncusu Zehra'nındı. Arabayı oraya çekerek durdurdu. Yüzünü koltuk arkadaşına döndüğünde ise kızın öfkeden kızarmış yüzüyle karşılaştı.

"Geldik işte."

İyi geceler bile demeden kapıyı açarak arabadan inmeye çalıştı Zehra ama bileğini yakalayan el kendisini durdurdu.

Bir ayağı asfaltta bir ayağı hâlâ arabadayken öfkeli bir şekilde soluna dönerek Hande'ye baktı. Ne var Allah'ın cezası dercesine süzüyordu onu ama Hande her zamanki gibi sakinliğinden ödün vermiyordu.

"Bu gün ofise gelen kızla yeniden karşılaşman mümkün olabilir. Hatta karşılaşmayı bile geçtim sana ulaşmayı deneyebilir ama sakın onunla muhatap olayım deme. Benim etrafım kendim gibi delilerle doludur, uğraşmaya kalksan beyninden olursun."

"Senden ala deli mi var? Ne uğraşacağım o geri zekâlıyla? Ben hayali prenseslerle uğraşmam, masal kitaplarını okumayı bırakalı yıllar oldu."

Bu sefer bileğini hızla çekerek Hande'nin elinden kurtardı ve arabanın kapısını gecenin sessizliğine büyük bir gürültü bırakacak kadar sert bir şekilde kapatarak evine doğru yürüdü. Hande Baladın, bu hayatta görüp görebileceği en huysuz, en uzlaşılmaz en, saçma insandı. Neymiş efendim sabaha kadar barlarda sürtmek yerine evine gidip uyuyacakmış. Başka emriniz...?

Hercai / GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin