*33*

665 96 19
                                    




En son 11 mayıs 2023te atmışım vay be çok zaman geçmiş :d Çok uzun tutacaktım bölümü ama okurken sıkılmayın dedim ve üç kısma böldüm. İlk partı paylaşıyorum vatana millete hayırlı olsun. Bol yorum isterim ama gözde hikayelerimden biriydi; üvey evlat muamelesi ben yaptım, siz yapmayın :d


Hande tam on beş dakikadır holde sağa sola yürüyerek kolundaki saate bakıyordu. Zehra, iki dakikaya hazırlanıp aşağı ineceğini söylemişti ancak görünen o ki üst kattaki banyoda yüzüne Kleopatra makyajı yapıyordu. "Off!" dedi, iç sesinin evinin üçüncü katı bile olsa, oradan da duyulacağından emin olduğu bir sitemle. "Hadi be kızım akşam oldu ama."

Onu defalarca hiç çağırmamış, personelle yapmayı planladıkları toplantıya hiç geç kalmamışlar gibi Zehra ağır adımlarla merdivenlerin başında göründü. Üzerinde onun gardırobundan aldığı ama daha önce hiç giymediği, Simge'nin ona son defileden seçtiği sade, şık bir mini elbise vardı. Ayağındaki dünkü uzun çizmeleriyle muazzam bir uyum içerisindeydi. Kusursuz göz makyajı ve düz bir şekilde arkaya taranmış olan saçlarından bahsetmiyordu bile. Ona hiç kızmamış gibi onu merdivenlerin başında gördüğü ilk anda donakalmıştı. Zehra, aynı yavaşlıkla basamakları ona doğru inerken Hande boğazının kuruduğunu hissediyordu. Yılların tecrübesi olmasa şu an gördüğü manzara karşısında ağzının açık kalacağından emindi. Zehra Güneş, kusursuz bir sabah güneşi gibi bu sabah onun çatısının altından doğmuştu.

"Yutkunmayı kes, deve gibi gırtlağına su stoku mu yapıyorsun yoksa?"

Yanından geçerken alayla söylemişti bunu. Hande, dönüp elini kapı koluna uzatan ortağına baktığında alayla sırıtmayı es geçmedi. Hızlı adımlarla peşinden yürüyüp ona yetişti. Tam da Zehra'ya onu deli edecek alaycı bir laf sokacaktı ki, ansızın çalan telefonu onu durdurdu. Arayan annesiydi ve ona her ne söylüyorsa yüzünü çarşamba pazarına dönüştürmeyi başarmıştı.

"Yapma ama anne ya," dedi, kadının kabul etmediği itiraz dolu siteminin ardından ise telefonunu kapatıp ardından hemen bir sonraki numarayı aradı.

"Gizem bize Zehra'yla Karadeniz'e gitmemiz için iki uçak bileti ayarlar mısın? Evet, en yakın saat hangisiyse ona. Tamamdır teşekkür ederim."

Zehra, yan koltuktan ona hayretler içinde bakıyordu. Hande, onun yerine de bu kararı aldığı için telefonu kapatır kapatmaz boğazlanacağının bilincindeydi. Bu yüzden de konuşması bitmiş olsa bile hala Gizem'le konuşuyormuş gibi belirli belirsiz sesler çıkarmaya devam ediyordu.

"Konuşmadığını biliyorum kurnazlığı bırak da telefonu yüzünden çek."

Hande, onun dediğinin aynısını yaparak telefonu aldığı yere geri bıraktı. Zehra, ona öldürecekmiş gibi bakıyordu ve haksız da sayılmazdı. Ne de olsa ona sormadan yerine bir karar almıştı. Ama hiç de pişman değildi. Onu burada Saliha budalasıyla tek başına bırakmayı düşünmüyordu. Eğer o Karadeniz'e gidiyorsa, Zehra da bir zahmet yanında olacaktı. Bu yüzden de arabayı havaalanına doğru kullanırken gözlerindeki kararlılıkla doğrudan Zehra'ya baktı. "Benimle geliyorsun," dedi, içten içe Zehra'nın da o olmadan şirkette durmak istemeyeceğinden emin olarak.

"Buna kendi başına karar veremezsin Hande. Benim bir sevgilim olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Hayır, bilmiyorum," dedi Hande ve Zehra'nın bu vurgusuna içten içe öfkelenerek direksiyonu biraz gereğinden sert bir şekilde sola kırıp sapağa girdi. "Senin süründürdüğün bitmiş bir durumun var. Tek emin olduğum şey bu."

"Durum mu?" dedi Zehra, büyük bir şaşkınlık içerisinde. Hande, onun ilişkisini bir durum olarak mı değerlendirmişti?

Öfkeyle gözlerini kısarak Hande'ye bakmayı sürdürdü ancak Hande hiç de oralı değildi. Zehra, her ne kadar Tuğba kıskançlığından dolayı ona olan duygularını kabul etmese de bal gibi ondan hoşlanıyordu ve Hande bunun bilincindeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hercai / GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin