Hercai / GxG

*14*

Keyifli Okumalar :)

"Saliha panjurları kapat lütfen, güneş gözümü deliyor."

Kaburgalarına yediği dirsekle gözlerini hafif aralayan genç kız, güneşin yüzüne vurmasıyla tekrar kapatarak lanet edercesine tısladı.

"Benim adım Saliha değil, Hande!"

Omuzunun üzerindeki saçları yüzünden çekip yarı uykulu bir halde yanında uyuyan kızın üzerinden atlayarak panjurları kapatmak üzere pencereye doğru yürüdü. Dün gece ilk defa ezberini bozmuş ve gereğinden fazla içmişti. Öyle ki, hem gözleri açılmıyor, hem de kafası zonkluyordu. Panjurları güç bela kapalı gözlerle kapatıp tekrar yatağına döndüğünde bu sefer de yatağın sağına kurulmuş olan davetsiz misafirinin üstünden yuvarlanarak kendi tarafına geçti ve bilinçsizce gece boyunca yaptığı şeyi yaptı. Yüzünü yastığının üstüne dağılan yumuşacık saçlara gömerek kolunu yatağındaki sıcaklığa doladı.

"Teşekkürler Saliha!"

"Saliha değil, Hande!"

"Tamam, Hande olsun."

Uyku haliyle konuşulan birkaç diyalog nihayet Hande'nin aklındaki ampulleri yakarak onun kendine gelmesini sağladı. Ebesini babasıyla yakalamış gibi gözlerini belerircesine açan Hande gördüğü manzara karşısında sıçrarcasına yatakta doğruldu.

"Ne Saliha'sı, ne Hande'si? Yatağımda ne arıyorsun sen?"

"Sabah sabah ne boru gibi ötüyorsun be!"

Bu sefer coşma sırası Zehra'daydı. Genç kız yatakta doğrulup kimle yüz yüze geldiğini fark ettiğinde ilk önce ufak çaplı bir şaşkınlık yaşayarak duraksadı. Ardından Hande'nin bütün kulak tıkanıklığını açacak kadar gür bir sesle bağırdı.

"Asıl sen benim yatağımda ne arıyorsun?"

"Hayret bir şey ya! Kızım hala sarhoşluğun geçmedi mi? Dön de bir bak neredesin diye, hiç sanmam ama belki beynin devreye girer de ne saçmaladığını görürsün."

Sinirle üzerindeki battaniyeyi yatağındaki davetsiz misafirinin üstüne fırlatarak yataktan çıktı Hande ve hiç duraksamadan odanın içindeki banyoya doğru yürüdü. Kızsa da çok olağan karşılamıştı bu durumu. Sanki her sabah yaşadığı bir maratondu bu.

"Öküz! Sanki birazcık kibar olsa ölecek. Ne olmuş, bir geceliğine yatağını benimle paylaştıysan? Sarhoştum işte."

Zehra bunları söylerken Hande banyoda kıs kıs gülüyordu. Fakat genç kız hiç durmayıp şahsına övgüler yağdırmaya devam edince Hande son çare diş fırçası elinde dişlerini fırçalayarak tekrar odaya geçti. Sabah bakımını yaparken bir yandan da kıstığı gözleriyle yatağındaki kızı izliyordu. Merak ediyordu gerçekten de, acaba Zehra'nın bu övgüleri ne kadar sürecekti. Biliyordu kendisine olan büyük aşkını ama yine de her seferinde böyle istekle dile getirmesine sinir oluyordu. Hiç bitmeyeceğini anladığında gözlerini devirerek fırçayı ağzından çıkardı.

"Bütün suçlamaları bana atmak kolay geliyor da, sürekli dibimde bitme isteğin, hatta bunu bilinçaltına bile işlenmiş bir şekilde bilinçsizce yapman aklına gelmiyor dimi?"

Ağzındaki macundan dolayı sözlerini hafif peltekçe söylemişti söylemesine de, yine de Zehra anlamıştı. Gözlerini belerterek açan Zehra her an üzerine atlayacak bir vaziyette dik duruştaydı. Bu hali Hande'yi güldürmüyor değildi.

"Kendi arzularını benim adımdan söyleme lütfen."

"Ha! Bunu sabah sabah gözlerini yatağımda açan kadın söyledi!"