*19*

1.3K 144 36
                                    

Keyifli okumalar :)

Satır arası yorumlar yapmayı unutmayalım :)





*


Gün boyunca şirkete hiç uğramamıştı. Bu gidişle biriktirdiği işler hiç bitmeyecekti. Şirketin boş olduğu saatleri fırsat bilip biraz çalışabilirdi hem Simge manyağı da orada olmayacaktı. Sinirini bozan birileri olmadan dağ gibi biriktirdiği dosyaları iki saatte eritirdi.

Bu düşünceler eşliğinde kulağında kulaklıkları hafif yağan yağmurun altında yürüyordu. Gün yorucu ama bir o kadar da güzel geçmişti. İçi huzurluydu. O yüzden de yürürken yüzünde hafif tebessüm seziliyordu. 

Döner kapının yanına yaklaştığında içeri girerek tek eliyle kafasındaki kapüşonu çıkardı. Üstü hafif ıslanmıştı ama üşümüyordu. Güvenlik kontrolü için kartını kullanıp kilitli kapılardan geçtikten sonra gözü yan koltukta uyuklayan adama sataştı.

"Mithat abi?"

Uyuklayan adam aniden uyanınca dirseğini dayadığı masanın azizliğine uğradı ve hafifçe bir tökezledi ama anında kendini toparlayarak uykulu gözlerle Hande'ye baktı.

"Sen neden buradasın? Çoktan çıkman gerekmiyor muydu?"

Adam hafifçe yüzünü buruşturup elini ensesine atınca Hande ne kadar acı çektiğini anladı ve bu sayede çatık olan kaşları daha da çatıldı. Ama bu daha başlangıçtı, henüz onu deli edecek cevabı duymamıştı bile.

"Şey Zehra hanım Saliha hanımla yukarıdalar. Bende o yüzden gitmek istemedim."

Hande gülerek başını salladı. Hafifçe alt dudağını ısırırken kafasındaki düşünceleri bir kenara iterek yeniden yoluna devam etti ama meraklı gözlerle kendisini izleyen adamı da cevapsız bırakmadı.

"Evine git Mithat abi. Bir daha da keyfinden şirkete gelen hiç kimse için burada bekleme."

Neden sinirlendiğini bile bilmeden asansör yerine merdivenlere yöneldi Hande. Her hareketinde kafasından dumanlar yükseliyordu. O kızı görmekten ne kadar haz etmese de tam tersi sürekli dibinde buluyordu onu. Düşünceler eşliğinde odasının bulunduğu kata çıkıp içeriden kahkahaların duyulduğu odanın önünden hızlıca geçti. Kendi odasına girdiğinde ise farkında olmadan yan odadaki kahkahaları susturacak şekilde kapısını çarptı.

"Evet, çalışmak için uygun bir zaman seçmişim gerçekten. Gündüz biri, gece bir diğeri sinir ederken aslında bu şirketin batmadığına dua etmeli herkes."

Masasının üstüne kurulup sinirle ayaklarını oynattıklarında önündeki dağınık dolaba bakıyordu. Hangisinden başlaması gerektiğinin farkındaydı ama bir türlü eli gitmiyordu dosyalara. Bu kafayla da zaten çalışamayacaktı. En iyisi mutfağa gidip kendisine güzel bir kahve yapmaktı ki onu da yapacaktı.

Koridora çıktığında deminkine göre sakinlemiş olan odanın önünden hızlıca geçip mutfağa yöneldi. Yağmurdan dolayı botlarının altı hafif çamur olmuştu. Koridorda bıraktığı izler yüzünden yarın Pamuk teyzeden bayağı bir azar işitecekti ama şu an buna takılamayacak kadar sinirliydi. Şu an mis kokulu bir kahve dışında hiçbir şey düşünmüyordu. Makineyi çalıştırıp sigarasını içmek için balkona çıktı.

"Nihayet eğlencene ara verip şirketin yolunu buldun mu?"

Arkasında duyduğu tanıdık sesi mümkünse sinirli olacağı yakın birkaç günde daha duymak istemiyordu ama nafileydi. Damarına basma meraklısıydı çünkü birileri. Hande de bu konuda fena sayılmazdı bu yüzden de sırtını balkon korkuluğuna dayayarak yüzünde alaycı bir gülüşle davetsiz misafirine döndü ve elinde kahvesini hazırladığı kızı tepeden tırnağa süzerek gözlerinde karar kıldı.

Hercai / GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin