*16*

1.5K 132 19
                                    

Satır arası yorum yapmayı unutmayın :)


Hande, duş aldıktan sonra kahvaltıya inmek için yeniden hazırlanıp odasından çıktı. Dün gece olanlardan sonra Zehra kendisini tersler sanıyordu ama sabahki konuşmalarından sonra bunun olmayacağını anlamış oldu.

Gülerek asansörün düğmesini basıp beklemeye başladı. Belki de arkadaş olmaları için ona bir şans vermesi iyi olacaktı. Sonsuza dek bütün Rus kadınlarını kaltak olarak göremezdi. Bazıları hariç diğerlerine torpil geçebilirdi mesela.

Asansör geldiğinde hızlıca içine binerek 1'ci kata bastı. Yemekten sonra ondan dünkü kazandığı oyunun ödülünü isteyecekti. Kafasında çok güzel planlar dönüp duruyordu.

"Bende seni özledim Saliha ama işlerin çok bu yüzden de seni her gittiğim yere kendimle beraber sürüklemek istemiyorum. Birinin canını kurtarmak gezmekten önce gelir senin için ve bende bunu bildiğimden gelirken sana beraber gitme teklifi yapmadım."

Ana salona bağlı olan holden geçerken duyduğu şeyler dikkatini çekti Hande'nin ve genç kız her ne kadar birilerinin konuşmasını dinlemekten hoşlanmasa da kaşlarını çatarak Zehra'nın bir sonraki konuşmasını dinledi.

"Bunu her seferinde dile getirmeme gerek yok seni sevdiğimi biliyorsun."

Dinlemeye çalıştığı fazla romantik konuşmanın sadece ilk cümlesini duymaya sabrı yeten Hande Zehra'nın sevimsizce attığı kahkahasının ardından başını sallayarak salona geçti.

Ne demişti o, ona bir şans mı verecekti?

Boş versene!

Kendi düşüncelerini azarlayan bir tavırla iç sesine mırıldanarak kahvaltı masasında bekleyen arkadaşlarına gülümsedi.

"Günaydın Hande."

"Günaydın kızlar."

"Hayırdır yüzün sirke satıyor."

Simge güne yine sevimsiz anaç tavırlarıyla başladığı sırada Zehra'da telefon konuşmasını bitirip yanlarına gelmişti. Hande de o sırada kaşlarını sanki daha fazlası mümkünmüş gibi iyice çatmış koltuklardan birine yerleşmekle meşguldü. Zehra'nın kendisine bakmasını ve hatta sorduğu sorusunu bile umursamamıştı.

"Hande kız sana bir soru sordu, duymadın mı?"

Tabii ki de duymuştu ama bunu sorgulamak Simge'nin meselesi değildi. Kızgın bir şekilde kardeşine döndü.

"Kızın kendi ağzı yok mu? Onun sorması gereken soruyu sen niye soruyorsun?"

"Ya tamam kavga etmeyin önemi yok, basit bir soru sormuştum sadece. Nasılsın demem bu kadar mesele olduysa sormadım say."

Zehra'nın örtülü bir şekilde kendisine ayar çekmesi Hande'yi öyle bir sinirlendirdi ki, didiklemekte olduğu kardeşini es geçip ortağına döndü.

"İyiyim ben....!"

"İyiyim derken bile sinirlisin. Ayrıca mutsuzsun bunu görebiliyorum ve ayrıca..."

Hay gözlerini.....

İçinden saysız küfürler sıralarken yüzüne itici bir gülümseme yerleştirerek kardeşine döndü Hande. Henüz ağzını açmasa bile uyuzluğu her halinden belli oluyordu.

"N'olur az konuş zaten dinlemiyorum."

Zehra da huysuzlanmaya başlamıştı, koltuğunda kıvranıp duruyordu ama konuşmayacaktı. Bir günü bir gününe uymayan biriyle ne konuşabilirdi ki....?

"Götünle duvara da çıksan yine aynı şeyi söyleyeceğim. Bir şey seni üzmüş belli ki, mutsuzsun."

Hande artık bir şeyleri anlatmaya çalışmaktan bıkmıştı. Gözlerini devirerek önündeki meyve suyundan birkaç yudum aldı.

Hercai / GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin