*27*

1.7K 146 34
                                    


Elinde tuttuğu kâğıt parçasında Hande'nin sevip sevmedikleri şeyler listelere ayrılmış şekilde yazıyordu. Simge'nin yardımıyla yaptığı listeyi okudukça içi daralıyordu genç kızın. Bir insanın hiç mi bir istediği bir diğerini tutmazdı? Hayatında ilk defa bu kadar değişik zevklere sahip bir insanla karşılaştığını varsayarsa, okuduklarına şaşırmaması gerekirdi. Sonunda dayanamayarak büyük bir iç çekişle elindeki kâğıdı bir kenara fırlattı ve salonun tam ortasına bıraktığı sandalyesine yerleşti. Her şeyi kendi kafasına göre dekore edecek, düzenleyecekti.

İlk önce renk işini halletmesi gerekiyordu ve aldığı notlara bakılırsa, Hande hanım turuncu, kırmızı ve pembeden nefret ediyordu. Allah aşkına, bu kızın dünyadaki bütün güzelliklerle derdi neydi? Hangi aklı başında birinin en sevdiği renkler siyah, beyaz ve gri olurdu? Neyse ki içlerinde biraz normali olan mavi vardı ama Zehra kesinlikle renk seçiminde Hande'nin isteklerini önemsemeyecekti. Belli ki, gereğinden fazla önemsendikçe şimdi olduğu gibi bir kibir torbasına dönüşmüştü. Biraz da elinde olanlarla yetinsindi. Gözlerini devirerek omuzlarını silkti. Üzerine giydiği tulumunun ipliğini düzelterek müthiş bir ağırlıkla ayağa kalktı. Gülümseyen gözleri önündeki kocaman salonu süzdü. Kulakların pasını silen yüksek sesli Rihanna what now şarkısı eşliğinde sandalyesinin önünde duran masaya yaklaştı. Hayatı boyunca kıyafetler üzerine çizimler yapmıştı ama bu sefer bir mekânı dekore edecekti.

"Başlayalım bakalım. Doğum günün bile olsa hiç kusura bakma Hande Hanım, canına okumaya bayılıyorum. Elime düşen fırsatı sonuna kadar değerlendireceğim, nasıl olsa sonra yine gönlünü alırım."

Kalemin kapağını dişleri arasına sıkıştırıp açtığında yüzünde aptal bir gülümsemeyle iki elini de masanın üzerindeki büyük vatman kâğıdının üzerine yerleştirdi. Laptopu her zaman yanında olsa da elle çizim yapmaya bayılıyordu. Zaten hiçbir şeyin kolayına kaçmamıştı ki bugüne kadar.

"Kudurmaya hazır olun Hande Hanımcım."

***

"Aman Allah'ım Zehra ne yaptın? Kesinlikle canımıza okuyacak."

Zehra hiç oralı olmadan Simge'nin endişesinin aksine bütün bir ağızla tebessüm ederek elindeki kalemi kulağının arkasına yerleştirdi. Dalgalı saçlarından bir tutamı durmadan sırıtan yüzünün tam ortasına düşüyordu ve şu an için kızı sinirlendiren tek şey buydu. Yoksa Hande'nin ne halt edeceği hiç umurunda bile değildi. Hele beğenmesin onun canına okurdu, ne de olsa o deli için sabahtan beri uğraşıp durmuştu.

"Zehra!"

"Aman sende Simge, kardeşinde olan deli cesaretinin birazı da sende olsaydı keşke. Zır zır zır kafamı şişirdin hiçbir halt yapmayacak kardeşin. Onun boru gibi ötmesi bir size geçer zaten benim üzerimde hiçbir etkisi yok."

Zehra, ellerini beline yerleştirip küçük çocuklar gibi büyük bir neşeyle ayağının tekini zemine vura vura öne arkaya doğru sallarken önündeki müthiş manzarayı izliyordu. Kendi eserini.

"O gıcığa on beden büyük gelen bir parti düzenledim, bir zahmet beğeniversin."

"Tabii ya beğenecektir kesin, turuncu ve kırmızılar bağırarak üzerime geliyor ben bile bunaldım, Hande ne yapar düşünemiyorum bile."

"Sen birde pastasını düşün."

Simge küçük dilini yutmuş gibi gergin bir yüz ifadesiyle ona döndüğünde Zehra daha fazla dayanamadan kahkaha attı.

"Hiç kusura bakma söyleyemem bu herkes için sürpriz olacak."

"Neden hapı yutmuş gibi hissediyorum?"

Hercai / GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin