30. Bölüm • Yeni Başlangıçlar İçin

3.9K 164 70
                                    

Merhabalar :) nasılsınız canlarım ? Yeni bölümü beğenmenizi umuyorum. Bu arada sınavlarım başlıyor haftaya. Kısa kesmek gerekirse iki hafta kadar bir süre yeni bölüm yok :( üzgünüm.

Bu bölümü Kerem'in ağzından yazdım. Gelecek bölümde Zeynep'in ağzından olacak.

Bölüm şarkımız Badem-Geceyedir Küsmelerim. Güzel bir şarkı ama bölüme pek uymadı sanki. Sizin aklınızda başka şarkılar varsa dinleyebilirsiniz. Ayrıca hikayeye uygun bulduğunuz şarkılar varsa bana söyleyin lütfen. Bazen gerçekten bulmakta zorlanıyorum.

Bu bölümü sevgili Bircankanki 'ye ithaf ediyorum. Beğenmen dileği ile canım :)

Bu arada Handeninkeyifkahvesi geçen bölüm ve daha önce yaptığı yorumların sonuna koyduğu taglar ile beni çok mutlu etti. Ve ben şuan o taglardan birini kullanacağım :)

Bölüm tagımız: #Kereminpişmanlığı :)

Hepinizi çok çok seviyorum canlarım :) keyifli okumalar.

30. Bölüm

Kerem'in Ağzından

Bir ayrılık 10 kavgayla eşdeğermiş. 10 değil 100 kez kavga et ama ayrılma, bitirme. Bitince insana koyuyor çünkü. Kalbine bir taş bırakıyor ayrılık, nefes alamıyorsun. Onu ordan çekmek istiyorsun, çekemiyorsun bile. Ayrılık giderken öyle bir yorgunluk bırakıyor ki sana kalbinin üstündeki taşı kaldırmaya gücün yetmiyor.

Ben o taşı asla kaldıramam. Zeynep ayrılığı ortamıza koyup gittikten sonra ayrılıkta bana sadece kalbimin üstündeki taşı bıraktı. O belki rahat nefes alıyordur, ama ben alamıyorum. Çok zorlanıyorum. Ağır hissediyorum. Yorgunum. Bana yardım edecek, beni bu dertten kurtaracak kimse yok. Böyle yaşar mı insan, diye sormak bile saçmalık. Yaşamaz, yaşayamaz.

Zeynep arkasını dönüp gittikten sonra bana sadece yaşlı gözlerle arkasından bakmak kaldı. Gözden kaybolduktan sonra bende arkamı döndüm ve o boğucu yerden çıktım. Şimdi Zeynep gittiğinden beri değişmeyen surat ifademle, ona ilk sahip olduğum, kül olmaktan zor kurtardığım evin içinde, çaresizce oturuyorum.

Bu evi Zeynep yakmıştı. Bende onun yaktığı anılarla dolu bu evi tekrar yaratmıştım, kendi çabamla. O gün Zeynep gittikten sonra hemen bir itfaiye çağırmıştım ve yangın onlar sayesinde sönmüştü. Daha sonra ise bir mimarın yardımı sayesinde ev tekrar hayat bulmuştu. Benim ona sahip olduğum akşamla aynı görüntüde değildi. Zeynep'e sahip olduğum yatak yoktu. Beraber oturduğumuz koltukta... Yemek yediğimiz masada...

Onların yerine, bizim elimizin geçtiği eşyaların yerine, gene aynılarını koymuştum. Aynı eşyaları buldurup, aldırmıştım. Şimdi tam karşımdaydı. Ama benim için hiçbir şey ifade etmiyorlar. Bizim bu evde yaşadıklarımız Zeynep'in çıkardığı yangında yanan eşyalarla son buldu.

Elimdeki birayı bir kez daha diktim kafama. Bu evde bana o günü hatırlatacak tek şey Zeynep'e şiir okurken durduğumuz duvardı. Yangından sonra bu evi tekrar düzenlerken o duvara ayrı bir özen göstermiştim. O gün Zeynep'e şiir okurken aldığımız pozisyonu çizmiştim kendi ellerimle. Kocaman duvar benim çizimimle kaplıydı. Zeynep ve benle.

Zeynep beni affettikten sonra bu evde yaşamak gibi hayallerim olmuştu bir ara. Bu fikri ona söylemeyi planlıyordum pazar gününe kadar. Söylerdim de. Pazar akşamı bana kurulan tuzağa düşmeseydim Zeynep'e bu evde yaşama fikrini söylerdim.

Hepsi benim aptallığım, hepsi. Onu bu kadar kırmamalıydım. Hakkım yok. Hiç hakkım yok! Onu şu zamana kadar milyonlarca kez kırmıştım. Kız daha birini atlatamadan bir diğer acı darbeme boyun eğmişti. Bunca zaman çektirmediğim acı yoktu.

Soğuk AyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin