Selam canlar :) yeni bölüm sonunda geldi diyorsunuzdur şimdi siz :) gecikmeden dolayı üzgünüm. Bir düzene oturtamadım şu hikayeyi ve bu beni üzüyor. Neyse konumuz bu değil :)
Bölüm videomuz multimedia da. Umarım bölümü beğenirsiniz. Ve videoyu da :) Gelecek bölüm Amerika maceramız başlıyor. Beklediğinize değecek ve sizi çok mutlu edecek ama tabi birazda üzecek bölümler kapıda :)
Bu bölümü sevgili esrabyrk 'a ithaf ediyorum. Beğenmen dileği ile canım :)
Yeni hikayemin duyurusunu yapmıştım. Lütfen onu da okuyunuz :) daha bir bölüm yazdım bir şey anlamamış olabilirsiniz ama onunda konusu harika.
Sizleri seviyorum, keyifli okumalar :)
32. Bölüm
28 Aralık Perşembe
Yağmurlu bir güne, annesinin odasında gözlerini açtı Kerem. Evet dün gecede annesi ile uyumuştu. Dün ev tuttuktan sonra Amerika işlemlerini halletmişti. Bugün ise işi ayrıydı. Daha önemli işleri vardı.
Odadan çıkıp banyoya gider ve rutin işlerini yaptı. Daha sonra kendi odasına geçip üstünü değiştirdi. Dört gündür okula gitmemişti Kerem. Devamsızlık gibi sıkıcı durumları hiç kafasına takmadan kahvaltı için salona gitti. Annesi dün sabah olduğu gibi bu sabahta kendinden önce sofraya oturmuştu.
Yüzüne ailesi tarafından zor görülen gülümsemesini takıp masaya oturdu ve "Günaydın." dedi.
Sevim Hanım da "Günaydın." dedi. "Pek bir neşelisin?"
"Sence normal değil mi?" diye sordu Kerem sırıtarak.
"Tamam, ağzımı açmıyorum. Mobilya bakmaya ne zaman başlayacaksın?" diye sordu Sevim Hanım.
Kerem kahvesinden bir yudum alıp annesine cevap verdi. "Amerikadan geleyim öyle başlarım herhalde. Ama hemen yerleştirmeyeceğim mobilyaları. Önce bir boya yapacağım."
Annesi şaşkınca Kerem'e baktı. "Boya yapacağım derken? Sen mi boyayacaksın evi?" diye sordu.
Kerem gayet rahat bir tavırla "Tabiki ben boyayacağım." dedi.
"Oğlum saçmalama. Sen nasıl boyayacaksın o koca evi?"
"Beni çok hafife alıyorsun." dedi Kerem ukalaca.
"E iyi, sen bilirsin. Sonra bana gelip, sırtım ağrıyor, kolum ağrıyor diye sızlanma."
Kerem annesinin dediklerinden sonra ciddileşti. Bu zamana kadar annesine asla böyle bir şey yapmamıştı. Değil böyle bir şey yapmak, toplasa bir elin parmağını geçmezdi annesine sarılması.
"Ağrım olsada asla sana sızlanmam, bu zamana kadar sızlanmadığım gibi." dedi Kerem. Daha sonra "Ben doydum, sana afiyet olsun." deyip kalktı masadan.
Sevim Hanım Kerem'in bozulduğu anlamıştı ama neye bozulduğunu çözememişti.
Kerem evden çıkıp arabasına bindi ve Amerikada Zeynep'e yapacağı sürprizin parçalarını tamamlamaya başladı. Zaten telefonla Amerika da mekanı ayarlamıştı. Geriye ufak tefek şeyler kalmıştı.
İlk durağı bir alışveriş merkeziydi. Hızla giyim bölümüne ilerleyip en baştaki mağazadan elbiselere bakmaya başladı. Zeynep için en güzel elbiseyi arıyordu.
"Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?" dedi görevli kadın. Kerem'in kararsız bir şekilde elbiselere bakması üzerine yanına gidip yardım etmenin iyi olacağını düşündü.
![](https://img.wattpad.com/cover/22799914-288-k292741.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ayaz
Ficción Generalİnsan yaşarken çoğu şeyin farkına varamaz... Bazı şeylerin değerini anlamak için kaybetmek gerek. Kaybetmek? Zor olsa... Pişmanlık? Çok olacaktır... Aşk? Sonsuza kadar sürecektir...