Merhaba hikayemin birbirinden güzel okuyucuları :) beklediğim bölümü sonunda okuyacaksınız. İlk defa bu kadar erken bölüm atıyorum. O yüzden şaşırmışsınızdır :)
Öncelikle multimediadaki gelinlik Zeynep'in bölümde giydiği gelinliktir. Multimediadaki şarkıyı ise çok severim. Bölümü bu şarkıyla yazdım. Sizde dilerseniz okurken dinleyebilirsiniz.
Bu arada lütfen bu bölüme herkes yorum yapsın. İyi, kötü herkes yorum yazmaya çalışsın düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Bu bölüm benim için çok önemli çünkü. Dönüm noktası yani ne kadar önemli :)
Neyse siz bölümü okuyun sonra yorum yapın emi canlarım :) sizleri seviyorum... İyi okumalar!
10. Bölüm
"Biz buradayız daha... Bir aksilik olursa çağırırsınız." dedi saç ve makyajdan görevli olan Ali Bey. Zeynep gülümseyerek cevap verdi. "Çok teşekkür ederim tekrardan. Biz bir aksilik olursa çağırırız, tabi."
Görevliler odadan çıkınca Zeynep odadaki boy aynasının karşısına geçti. Üzerinde taşıdığı bembeyaz gelinlik ve onu tamamlayan saçı, makyajı ve duvağı ile mükemmel görünüyordu. Kendine hayran kalmıştı Zeynep. Bir kaç saat sonra podyuma çıkmasından dolayı hissettiği heyecan yerini gelinliğe bırakmıştı. Üzerinde gelinlik olduğu için heyecan duyuyordu. Yıllardır hayalini kurduğu gelinlik şimdi üzerindeydi.
Kapının açılması ile Zeynep kafasını aynadan çevirdi. Gelen kişileri görünce gülümsedi. Dilek Hanım ve Can gelmişti. Ve ikiside kendine hayran hayran bakıyordu.
Dilek Hanım Zeynep'in önüne gelip dolu dolu olmuş gözleri ile elleri tuttu. "Güzel kızım benim, çok güzel olmuşsun. Bu günleri de gösterdin bana... Şuan evlenecek olmasan bile telli duvaklı gelinlikle gördüm ya seni, ölsemde gam yemem."
Zeynep Dilek Hanım'ın sözlerinden duygulanmıştı. Gözlerinin dolmaya başladığını hissetti. Ama ağlamamalıydı. Makyajı akardı(!) Zeynep gülümseyip Dilek Hanım'a sarıldı.
"Siz beni küçücükken yanınıza aldınız, baktınız. Ve bu durumdan hiç şikayet etmediniz. Ben sizin sayenizde anneliğin sadece doğurmaktan ibaret olmadığını anladım. Beni doğurmamış olabilirsiniz ama siz benim annemsiniz. Bende sizin kızınızım. Ve sizin gibi bir annem olduğu için çok şanslıyım 'ANNE'"
Zeynep'in yalın bir şekilde anne demesi üzerine Dilek Hanım'ın gözleri parladı. Zeynep hep kendisine Dilek Anne diye hitap ederdi. Hiç bir zaman sadece Anne dememişti. Ve bu duygusal konuşmanın sonunda hiç çekinmeden bir ilk yapıp Anne demişti kendisine.
Dilek Hanım Zeynep'i kollarının arasına alıp sıkı sıkı sardı. "Canım kızım benim, güzel kızım... Sende benim hiç olmayan kızımsın." dedi şevkatli sesiyle. Kendinden biraz uzaklaştırıp elleriyle yüzünü kavradı. Ve devam etti. "Az önce bana anne diyerek beni çok mutlu ettin. Lütfen bundan sonrada sadece anne de, lütfen."
Zeynep gülümseyerek kafasını olumlu anlamda salladı ve Dilek Hanım'a tekrar sarıldı.
"Öhö-hö! kıskançlık(!) çanları çalıyor, lütfen yani." dedi Can. Dilek Hanım ve Zeynep ayrılıp Can'a baktı. Yanlarında yer açıp eliyle Can'ı çağırdı Zeynep. Can gülümseyerek yanlarına gelip ikisine de sarıldı. Daha sonra Dilek Hanım ortaya geçip bir kolunun altına Can'ı diğer kolunun altınada Zeynep'i aldı.
"Bu arada harika olmuşsun Zeynep." dedi Can gülümseyerek. Zeynep de Can'a gülümseyerek karşılık verip teşekkür etti.
Kapının çalması üzerine Zeynep ve Can Dilek Hanım'ın kollarının altından çıktı. Dilek Hanım odadaki koltuğa otururken Can, Zeynep'in önünde durduğu boy aynasının yanında duruyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/22799914-288-k292741.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ayaz
Aktuelle Literaturİnsan yaşarken çoğu şeyin farkına varamaz... Bazı şeylerin değerini anlamak için kaybetmek gerek. Kaybetmek? Zor olsa... Pişmanlık? Çok olacaktır... Aşk? Sonsuza kadar sürecektir...