Herkese merhaba. Biliyorum bana çok kızgınsınız. Tam bir aydır bölüm gelmedi. İlk defa böyle oluyor. Önce sınavlarım, performans ödevleri, provalar falan derken birde araya benim işe başlamam girdi. Hiç vaktim olmadı inanın. Bundan sonra bölümleri en fazla bir hafta arayla atmaya çalışacağım. Tekrar özür dilerim hepinizden.
Fansfav.com sitesindeki oylamayı hepiniz biliyorsunuzdur. Hande ve Keremde oylamada. Oy vermeyenler için link burada: http://fansfav.com/en-guzel-turk-kadin-oyuncu-2015/
Lütfen oy vermeyenler versin :)Bu bölümü sevgili HanKerinBebeki 'ne ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin canım :)
Bölüme koyacak bir şarkı bulamadım. Sizin aklınızda hikayeyle alakalı güzel şarkılar varsa yoruma yazabilirsiniz :) sizleri seviyorum. Keyifli okumalar.
35. Bölüm
"Zeynep benim emirlerime uyar, yürü git şimdi."
"Keremden vazgeç Zeynep. Bende senden bir şey saklayacak değilim. Kerem seni hiçbir zaman sevmeyecek."
"Seni öpmemi mi istersin, yoksa kokulu mektup falan mı yazayım?"
"Sen kimsin ya, kimsin? Benim okulumda okuyorsun. Ben istediğim için, benim istediğim kadar varsın. Ben istemediğim sürece yoksun sen, yoksun."
"O zaman bu da beceremediğin iş için alamadığın o ödül olsun."
"Sen, seni sevmeyen bir adamla berabersin."
Terler içinde uyandı Zeynep. Bir sürü ses kafasında dönüp duruyordu. Gözünün önünde Kerem'in korkunç bakışları vardı. Kulaklarında Kerem'in kalp kırıcı, emir cümleleri çınlıyordu. Canı yanıyordu. Derin nefesler almaya başladı. Bir elini kaldırıp alnındaki teri sildi. Daha sonra dizlerini kendine çekip başını yasladı, gözlerini kapattı.
Bir süre öyle durduktan sonra gözlerini açtı. Sağına soluna bakındı. Kerem yoktu. Nerede olabilir diye düşünmesine gerek kalmadan içerideki sesleri duydu Zeynep. Kerem'in sesleri geliyordu. Kulaklarında çınlayan seslerin beynini ele geçirmesine elinde olmadan izin vererek yataktan kalktı. Banyoya gidip elini yüzünü yıkadıktan sonra korkak adımlarla sesin geldiği yöne yani mutfağa gitti.
Kerem'in görüş alanına girmesiyle durdu. İki Kerem tanıyordu Zeynep. Birisi şuan karşısında duran aşk dolu adam, diğeri ise geçmişinin kirli havasını ciğerlerinde taşıyan bencil, öfkeli bir adam. İkisi arasındaki dağlar kadar fark korkutuyordu Zeynep'i. Kerem'in her an eski haline dönebileceğini biliyordu.
Bir zamanlar canını acıtan adam şimdi karşısında, dudaklarında bir şarkı ile kahvaltı hazırlıyordu. Bugün yeni hayatının ilk günüydü. Gözleri saçma bir sebeple yeni hayatının daha ilk gününden gözyaşlarını salmaya hazırdı. Eski defterlerin yeni başladığı hayatına çamur atması Zeynep'in isteyeceği en son şeydi. Bu yüzden eski Kerem'i hatırlayıp kendini üzmesi saçmaydı. Bugün mutlu olmalıydı. Bugün gülmeliydi. Bugün yeni hayatının ilk günüydü. Kusursuz olması lazımdı.
"Zeynep."
Gözlerini Kerem'in gözlerine çevirdi. Fark etmişti kendini. Hemde gözleri doluyken. Kerem şaşkın bakışları arasında Zeynep'in yanına gitti. Onu kolları arasına alıp saçları arasına bir öpücük kondurdu.
"Bebeğim ne oldu? Neden gözlerin doldu senin?" diye sordu Kerem. Zeynep kafasını kaldırıp Kerem'e baktı. Söylerse onunda moralini bozacaktı. En iyisi susmaktı.
"Seni yanımda göremeyince rüya gördüm sandım. Korktum." dedi en tatlı şekilde Zeynep.
"Güzelim benim..." deyip alnına bir öpücük kondurdu Kerem. "Hepsi gerçek, ben buradayım. Korkma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ayaz
قصص عامةİnsan yaşarken çoğu şeyin farkına varamaz... Bazı şeylerin değerini anlamak için kaybetmek gerek. Kaybetmek? Zor olsa... Pişmanlık? Çok olacaktır... Aşk? Sonsuza kadar sürecektir...