1. Bölüm • Ölmek Mi Zor? Yaşamak Mı?

11.9K 214 51
                                    

Genç kız odanın kapısını sertçe kapatıp sırtını soğuk duvara yasladı. Gözleri birden çaprazındaki aynaya takıldı. Büyük bir dikkatle, uzaktan, kendini incelemeye başladı. Sırtını kamburlaştırmış, yanağını omzuna değdirircesine başını eğmişti.

Tuttuğu gözyaşlarını bıraktı. Ne kadar da zordu sevilmediğini bilmek... Sevilmediğini bilip, umursanmamak. Zordu onun için.

Hayat bir kere olsun gülmemişti yüzüne. Doğar doğmaz yetimhane kapısına bırakılmıştı. Onu ömür boyu karşılıksız sevecek insanlar yoktu hayatında. Aralarında hiçbir kan bağı bulunmayan insanların vicdanı sayesinde tutunmuştu hayata. Kendisine acıyordu.

Şu zamana kadar her şeye göğüs germişti. Her şeyin altından kalkmıştı ama sevdiği adamın kendisini umursamaması, sevmemesi canını yakıyordu. Bir saat önce her şey ne kadar normaldi. Sonra?

|FlashBack|

"Hoşgeldiniz Zeynep hanım." dedi Nurgül gülümseyerek.

"Ay Nurgül lütfen bana hanım deme! Valla sırf bu yüzden bir gün bozuşucaz." dedi Zeynep uyarıcı bir sesle. Kendine 'hanım' denmesinden hiç hoşlanmazdı. "Neyse Kerem odasında mı?"

"Evet Zeynep ha- pardon Zeynep."

Zeynep zafer kazanmış gibi gülümseyip Kerem'in odasına doğru ilerledi. Kerem'i tekrar görmenin heyecanı vardı içinde. Acaba ne yapıyordu şuan? Üzerinde ne vardı? Sinirli miydi? Belki de uyuyordu?!

Bu ihtimali göz önünde bulundurarak sessizce merdivenlerden indi Zeynep. Gözleri Kerem'i bulunca gülümsedi. Çalışma masasında bir şeyler karalıyordu gene. Hiçbir zaman görmediği karalama dediği resimler...

Yutkunup yavaşça Kerem'e yaklaştı Zeynep. "İstediğin bilgileri getirdim Kerem." dedi sonunda konuşarak.

Kerem duyduğu sesle irkilmişti. Yavaşça arkasını döndü. Karanlığın ortasında olmasına rağmen görüyordu Zeynep'i. Yıldız gibiydi o. Karanlık bir gökyüzünde tek gözüken şey... Parlak...

Toparlanıp cevap verdi. "Neler buldun?"

Elindeki dosyayı uzattı Kerem'e "Her şey burada yazıyor." Kerem dosyayı incelerken Zeynep, Kerem'in vereceği tepkiyi merak ediyordu. Bir süre sonra Kerem sinirle başını kaldırdı. Dişlerini sıkarak konuşmaya başladı. "Bu kadar mı?"

"E-evet." dedi Zeynep. Bu sefer heyecandan değil korkudan kekelemişti. Kerem şuan çok sinirli ve Kerem'in sinirli halini sadece o biliyordu. Sinirlenince ne kadar ters olduğunu, neler yapacağını...

Burnundan soluyarak ayağa kalktı Kerem. Elindeki dosyayı yatağın üstüne attı ve sinirle Zeynep'in üzerine yürümeye başladı. Zeynep geri geri adımlar atıyordu.

"Ge-gelme Kerem!" dedi Zeynep sırtı soğuk duvara çarptığında. Kerem'in ne yapacağı gayet iyi biliyordu. Kaç kere vurmuştu Kerem ona. Bilinmez...

Kendini Zeynep'e yaslayıp elleri ile boğazını sıkmaya başladı Kerem. "Bu bilgiler hiçbir boka yaramaz gerizekalı! Canımı sıktın! Ne yapayım şimdi sana ha?!" diye bağırdı Zeynep'in boğazını daha çok sıkarken.

"Ya-yap-ma Ke-Kerem! Ca-canım yanıyor!" dedi Zeynep kısık sesiyle. Nefes alamıyordu artık. Yüzü mosmor olmuştu. Canı fazlasıyla yanıyordu..

Kerem sinirlerine hakim olamayıp biraz daha sıktı Zeynep'in boğazını. Öfkeyle yüzüne bakıyordu. Ta ki Zeynep'in burnundan akan kanı görene kadar. Umursamayıp hızla yere attı Zeynep'i.

Zeynep kafasını yavaşça kaldırdı. Merdivendeki kanı görünce elini alnında gezdirdi. Geri çektiğinde gördüğü şey kandı. Gözyaşlarını elinin tersi ile silip ayağa kalktı. Kafasını yere eğip Kerem'in odasındaki tuvalete girdi.

Soğuk AyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin