Selam canlar :) gece gece bölüm atıyorum farkındayım... Ama bu bir sorun değil hehe :) geçen bölümün yorumlarında harikaydınız.. Hepinize kocaman öpücükler yolluyorum beni çok mutlu ettiniz.
Yeni bölüm yeni bölüm diyenlere alın size yeni bölüm. Valla ısrarlara dayanamadım gelişi güzel yazdım. Gidişat istediğim gibi ama bir kaç kısım dışında hiç içime sinmedi bu bölüm. Fazla diyalog olmadı bu bölümde.
Multimedyada bölüm şarkımız var. Farah Zeynep Abdullah-Gel Ya Da Git. Full versiyonu vardı bende. Onu dinleyerek yazdım bölümü ama maalesef youtube amcada :) bulamadım full versiyonunu. Sizde varsa açıp okurken dinlersiniz.
Ve şimdiden söylüyorum gelecek bölüm bu hafta gelmez. En erken, bakın en erken diyorum en geç değil :) en erken cuma günü gelir. Benimde okulum var sınavlarım var canlarım benim lütfen yani benide anlayın :)
Neyse siz ne çok konuştu bu diyorsunuzdur :) susuyorum ve sizi bölümle başbaşa bırakıyorum. Keyifli okumalar. Bu arada sizleri seviyorum :)
11. Bölüm
Zeynep başını vurduğu andan itibaren onun için her yer karanlığa bürünmüştü. Bu durum acı ve korkunçtu.
"Zeynep...aç gözlerini!" dedi Kerem Zeynep'in saçlarını okşarken. Yaklaşık 5-6 dakikadır bu şekilde duruyordu Kerem. Ayak sesleri ile başını kaldırdı. Gelen Melis'ti. Hazırlanmış bir şekilde kapıya doğru ilerledi.
"Ambulans çağır!" dedi Kerem dişlerini sıkarak. Melis olduğu yerde durup Kerem'e döndü ve "Ah canım... Üzgünüm çağıramam, o senin görevin(!) ayrıca dün gece için çok teşekkür ederim... Bayağı eğlendim." dedi alayla. Daha sonra arkasını döndü ve gülümsedi. Aklına bir şey gelmiş gibi tekrar Kerem'e döndüğünde "Bu arada sana aşık olduğumu söylemiştim ya, yalandı. Unut!" dedi.
"Melis! Ambulans çağır!" dedi Kerem az öncekinden daha sinirli bir şekilde. Melis gülümseyerek kafasını iki yana salladı ve evden çıktı. Bunun üstüne Kerem dudaklarından bir küfür serbest bıraktı. Bu şekilde durmanın hiçbir işe yaramayacağını bildiği için yavaşça ayağa kalktı ve odaya gitti. Komodinin üstündeki telefonunu alıp 112'yi aradı bulundukları yere ambulans istedi ve yerdeki kıyafetlerini üzerine geçirip banyoya gitti. Bir tane temiz havlu alıp Zeynep'in yanına geri indi. Elindeki havluyu Zeynep'in başında kanayan yere bastırdı.
Bir süre sonra ambulans geldi. Kerem kapıyı açtı ve bir kaç görevli içeri girdi. Sedyeyi yere koyup Zeynep'i üzerine yatırdılar ve evden dışarı çıkıp ambulansa götürdüler. Kerem de kapıyı kapatıp ambulansa gitti. Görevliler Kerem'in gelmesine başta izin vermesede ısrarlarına dayanamayıp izin verdiler. Kerem'in de ambulansa binmesi ile hastaneye gittiler.
Ambulansta ilk yardım görevlileri Zeynep'in kanayan başına tampon yaparken Kerem göz yaşları arasında Zeynep'in elini okşuyordu.
"İyi olacaksın güzelim... Söz veriyorum!" dedi Kerem. Zeynep Kerem'in konuştuğunu anlamıştı ama kelimeleri seçememişti.
"Nabız düşüyor!" dedi ambulanstaki görevli. Kerem'in gözleri korkuyla açıldı. Zeynep'i kaybedemezdi.
Bende delirebilirdim
Yoldan çıkabilirdim
Yapmadım kıyamadım sana
Hep keyfini bekledim
Yollarını gözledim
Bir küçük kıvılcım istedim
Zeynep nefes almak için kendini zorluyordu. Ağır ve hantal hissediyordu. Müthiş bir ağırlık altındaydı. "Kerem!" diye seslendi düşünceleride. "Tut beni! Gitmeme izin verme!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ayaz
Aktuelle Literaturİnsan yaşarken çoğu şeyin farkına varamaz... Bazı şeylerin değerini anlamak için kaybetmek gerek. Kaybetmek? Zor olsa... Pişmanlık? Çok olacaktır... Aşk? Sonsuza kadar sürecektir...