6. Bölüm
"Buraya neden geldik?" dedi Zeynep korkarak kendine sinirle bakan Can'a...
Can, Zeynep'e sinirli bakışlarla yaklaşırken Zeynep bulundukları yeri inceliyordu. Burası deniz kenarı aynı zamanda ağaçlık bir yerdi. Zeynep böyle yerleri çok severdi. Mavi ve yeşil rengin birleştiği bu nokta ona her zaman huzur vermişti. Şuan bulunduğu yere daha önce hiç gelmemişti ama buna benzeyen yerlere çok gitmişti.
Can Zeynep'in yanına varıp kollarından sertçe tuttu ve Zeynep'in kendisine bakmasını sağladı. Zeynep korku dolu gözleri ile Can'a, Can ise öfke dolu gözleri ile Zeynep'e bakıyordu.
Bir süre bu şekilde devam eden bakışma Can'ın gülümsemesi ile sona erdi. Zeynep kaşlarını çatıp şaşkın bakışlarıyla Can'ı süzdü. Daha demin kendine bağıran ve fazlası ile sinirli olan Can şimdi karşısına geçmiş gülüyordu ve sertçe sıktığı kollarını artık sıkmıyordu.
"Çok mu korkuttum seni?" dedi Can şevkatli sesiyle. Can'ın sesi Zeynep'e huzur vermişti. Dışarıya derin bir nefes bıraktı Zeynep. Can Zeynep'in rahatlamış halini görünce kahkaha attı.
"Fazla bağırdım özür dilerim." dedi Can. Zeynep kafasını Can'ın boynuna gömdü. Elleri hala Can'ın elleri arasındaydı.
Bir süre sonra geri çekilip Can'a baktı Zeynep ve "Önce bağırıyorsun sonra bağırdığın için özür diliyorsun. Gerçekten anlamıyorum!" dedi. Can Zeynep'in dediklerinden sonra haklısın manasında kafasını salladı. Zeynep gerçekten haklıydı. Can'ın ani değişimi ve yaptıklarını düşünüyordu ama nedenini bulamıyordu.
Dikkatle Can'ın yüzüne bakıyordu Zeynep. Can'ın aniden yüz ifadesinin değişmesi üzerine Zeynep gene gerilmişti. Can'ın baktığı yere kafasını çevireceği sırada Can ellerini Zeynep'in yanaklarına getirdi ve Zeynep'in arkasına bakmasına izin vermeden yüzünü kendine çevirdi.
"Sert tavrım için üzgünüm. Sadece ilaç kullandığını biliyorum gerisi boş. Elimdeki kağıtlar boş a-4 kağıdıydı hastane raporu değildi. Ve son olarak hastalık mevzusunu atlamadım, en kısa zamanda doktora gideceğiz." dedi Can hızlı hızlı. Daha sonra ise Zeynep'in yüzüne yerleştirdiği ellerini Zeynep'in kollarına indirdi. Dirseklerinden tuttu.
Zeynep Can'a şaşkınlıkla bakarken her yer birden karardı. Bilinci kapanmamıştı ama gözlerini biri kapatıyordu. Ve kapatan kişi boynunda hissettiği nefesin sahibiydi.
"Neler oluyor? Can?" diye bağırdı Zeynep. Gözleri kapandığı gibi kollarını da biri sıkı sıkı tutuyordu ve Zeynep'i bir yere itiyordu. Zeynep itildiği yöne doğru yavaş yavaş ilerliyordu. Kollarını tutan kişi tam arkasındaydı. Zeynep korkudan titriyordu. Can'ın dedikleri kafasını yeterince karıştırmıştı. Birde şuan yaşadığı şeyle iyice çıkmaza girdi. Arkadındaki kişi Can olamazdı. Çünkü Can göz bebekleri karanlıkla buluştuğunda hala kollarını tutuyordu.
"Can? Sen misin? Can?" diye arkası kesilmeden bağırıyordu Zeynep. Arkasındaki kollarını tuttuğu için gözlerini de açamıyordu ve korkak adımlarla zoraki ilerliyordu.
Bir süre bağırdı Zeynep. Aynı zamanda arkasındaki şahış tarafından zorla ilerliyordu. Kulağına dalga sesinden başka bir ses gelmiyordu. Bir süre sonra dalga sesi kesildi ve burnuna farklı kokular doldu. Bu koku vanilyaydı. Zeynep bu kokuyu çok severdi. Parfümüde buna benzer bir şekilde kokuyordu.
Zeynep'in arkasında kollarını tutan kişi kollarını bırakıp bir elini arkadan Zeynep'in karnının üstüne sararken diğer eliyle de bağlı gözlerini açtı ve iki elini sıkıca Zeynep'in karnının üstünde sardı. Zeynep'i kendine yasladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Ayaz
Genel Kurguİnsan yaşarken çoğu şeyin farkına varamaz... Bazı şeylerin değerini anlamak için kaybetmek gerek. Kaybetmek? Zor olsa... Pişmanlık? Çok olacaktır... Aşk? Sonsuza kadar sürecektir...