AYRILIK | Texting

°Özel Bölüm°/2

Selam herkese,
Biz geldik yine!
Biraz geç oldu, yine zamanında atamadım, farkındayım ama okuldan ve kişisel hayatımdan hiç zaman bulamıyorum :"( çok yorgunum...

Neyse şimdi sizi bölüme uğurluyorum, bölüm sonunda görüşelim!
🌝

~Özel Bölüm II

5 Yıl Sonra...

Hayat, bazen engellerle dolu, bazen ise dümdüz bir yoldan ibaret. 5 yıl önce gözyaşlarına sebebiyet veren, her şeyden nefret ettiren olaylar; 5 yıl sonra en yakın arkadaşlarınla kahkahalarla anlatabileceğiniz olaylara dönüşebiliyordu.

"Şeyi hatırlıyor musunuz, Asrın'ın ayrıldıktan sonra tüm gece içip bizi de uyutmamasını!" deyip güldü Gözde. Ben de fırsat bilip, "Yaaa tabii, sonra gelip bana kızmıştın!" dediğimde o da güldü ve ellerini yüzüne yasladı.

Asrın'da utanarak gülmeye başladığında kendini bana biraz daha yasladı. "O olay neydi ya öyle, hayatımda ilk defa o zaman oldu!" dedi.

Berke, "Senin ayrılığın yüzünden cefasını biz çektik lan, hayır mesela biraz önce Pelin de beni terk etti, ben öyle bir şey yapıyor muyum?" dediğinde sözü hemen ben aldım.

"Berke sendeki de fazla rahatlık yalnız; git gönlünü al, diyoruz, yok diyorsun, böyle bir şey olabilir mi, kim bilir ne yaptın kıza da bu sefer cidden ayrıldı." dedim hafif kızgınlıkla.

Pelin, Berke'nin üniversitedeyken tanıştığı kızdı. Berke'ye fena âşıktı o zamanlar ama bizim salak gördüğü her kıza tutulup iki güne unutan geri zekâlılardandı. En sonunda Berke büyüdü, üniversiteyi bitirdi, ilk maaşını  bile aldı, akıllanır demiştik ama lisedeki hâliyle bir farkı olduğunu düşünmüyordum. Pelin de rahatsız olmuş olacak ki terk etmişti.

Bizde bu terk etme meselelerini konuşurken konu bir anda yıllar önce yaşanan Asrın'la benimkine gelmişti. Bazen Asrın'la hatırlayıp o günlere tekrar dönüyor ve gülüyorduk, o dönem aynı zamanda annemle babamın boşanma zamanına denk geldiği için ilk zamanlar buruk hissetsem de, zaman her şeyi geçiriyordu bir şekilde.

Ya da en azından üstünü örtüyordu.

O günleri hatırladıktan sonra aklıma Mina düştü, 2 yıldır hiçbir haber alamıyordum ondan; ilk zamanlar arada sırada görüşmüştük ama yavaş yavaş uzaklaşmıştı. Daha mezun olmamıştı muhtemelen çünkü Asrın'la aynı yıl başlamışlardı tıp fakültesine ve sevgilim hâlâ sürünüyordu.

"Mina ne yapıyor acaba," diye sesli düşündükten sonra bizimkiler de bana doğru döndü. Rüzgâr, "Arasana kızım sen de, o günden beri hiç aramadın, sende de var," dediğinde şaşkınca ona baktım.

"Aramadım ama mesaj attım Rüzgâr, ve kız bana görüldü attı! Alınıyorum ama, beni mi suçlu buluyorsun?" diye sahte bir kırgınlıkla konuştuğumda Rüzgâr güldü ve 23 yaşında değilmiş gibi yanaklarımı sıktı.

Berke bu hâle güldü ve, "Hamur yanaklı Berrak kuşumu rahat bırak Meltemsiz Rüzgâr!" diye ikimizle de tek bir cümlede dalga geçti.

Bu beni de güldürdüğünde Asrın'la Gözde' de kahkaha attılar, tek gülmeyen Rüzgâr'dı.

Meltem, Rüzgâr'ın yeni tanıştığı kızdı. Geçen ay, yeni çalışmaya başladığı ofiste görmüş ve bir tuhaf davranmaya başlamıştı. Bunu ilk Asrın fark etmişti, ardından ben ve benim sayemde Gözde ile Berke. Ona sorunca önce reddetmişti, biz de sürpriz gerçekleştirip ofise gitmiş ve başka bir çalışanın patavatsızca olayları anlatırken Mimar Rüzgâr Çapalı'yla, yemyeşil gözlü, simsiyah saçlı çok güzel bir kadın olan Meltem Köşe'nin aralarında bir şey olabileceğinden bahsetmişti.