5

7.7K 679 380
                                    

*İyi okumalar

Keyifli gecenin ertesinde, baş ağrısından öldüğünüz keyifsiz sabah geliyordu. Sabah annem evdeki alkol kokularını alıp, amcama sövmüştü. Ben de, 'başım ağrıyor' deyip evde kalırsam şüphelenir diye okula gelmek zorunda kalmıştım. Ağrıdan ölmek, annemin gazabından daha çekilebilir geliyordu. Sabah, bir önceki gün 'zamanında geliriz' diyen biz değilmiş gibi yine geç kalmıştık. Kapıda bekleyen tanımadığımız öğretmen, Eda'ya eteğini indirtip benim de gömleğimin en üst düğmesini iliklemem için azarlamıştı. Okulun içinde yapamadıkları disiplini en azından girerken sağlamaya calışıyorlardı. Biz de geç kalınca el mahkum uyumlu davranıyorduk. İçeri girer girmez o etek yine katlanıp, o gömlek düğmeleri de açılıyordu.

Dersler en öndeki Tunahan ve hocalar arasında işlenirken biz arkada her zamanki gibi batak atıyorduk. Arada bir yanımıza yan sıralardan damlayanlar olurdu ama genelde Mahmut, Fadime ve ben değişmez ekiptik. Dördüncümüz o an kim olursaya geliyordu.

Mahmut "Senin şansını seveyim kız Fadik" dediğinde, Fadime onun yanağından makas alıp "Daha yeni başladım Mamo" diye dalga geçti.

Fadime, genelde kazanırdı. Kumarbaz bir babanın çocuğu olmalarının faydalarını çekiyordu. Cezasını çektiğini de çok görmüştüm. Dertler hamam böceği gibiydi. Hem her evde vardı, hem de çabuk çoğalıyorlardı.

Eda "Ben oynamayacağım ya koz olayını hala anlamıyorum." diye isyan etti.

Fadime "Karıya oyunun nasil oynandığını yazıp veriyoruz hala anlamadım diyor. Kalk, Çağla gelsin." dediğinde, Eda Mahmut'un yanından kalkıp "Aşk olsun" diye trip atarak sırasına gitti.

Arkasından gülüp, Çağla'ya gelmesini için el yaptım. Çağla yanımıza geldiğinde oyuna onla devam ettik. Fadime hem şanstan, hem de çıkan tüm kartları ezberleyip ona göre oynadığından yine kazandı. Mahmut karizması çizilmesin diye bilerek oyun vermiş gibi triplere girdi. Ders bittiğinde ise dağıldık. 

Eda ve Çağla tuvalete gideceklerini söylediğinde, Fadime'de buluşuruz dedi. Tuvalete grupça gitme adetini geçen ay bozmuştuk. Bunun nedeni tuvalette olan kavgalardı. Ne zaman grupça gitsek, hocalar tekrar kavga olur diye peşimize takılıyordu. Fadime bir elini omzuma atıp, beni ite ite yürütürken hala geçmeyen ağrım yüzünden tepki vermedim. Kantine girince gördüğümüz kalabalıkla ikimizin de yüzü buruştu. Bh kalabalığa asla alışamıyorduk. Savaşa girer gibi, kantinin olmayan sırasına giriyorduk.

"Fadime başım fena. Sen girip bana da bir portakallı capri-sun alsana" dediğimde, Fadime "Merak etme bacım. Bana bırak." diyerek eteğinin altına giydiği eşofmanı yukarı çekti. Bileklerini de sıvadıktan sonra "Bismillah!" diyerek araya daldı.

Nasıl yaptıysa, herkesi dele dele en öne geçmişti. Kalabalığa, sadece kızlara eli değsin diye giren erkeklerden birinin eli götüne gelmiş olacak ki, "Senin elini götüne sokarım!" diye bağırtısını da duymuştum.

Onun kendi başına gayet iyi idare edeceğini bildiğimden boş bir masa aradım. Gözüme çarpan, çöpün tam yanındaki masa olunca oraya ilerledim. Çöpün içinin pislik gibi olması normaldi de dışındaki pislikler hiç normal değildi. Masayı kantine doğru çekip, sandalyeleri de taşıyıp o pislikten uzaklaştım. Kokudan uzaklaşınca sandalyeye oturup, birine de bacaklarımı ikisine de kolumu uzatarak 'dolu' olduğunu göstermeye çalıştım. Kızlar birazdan gelirdi.

Gayri ihtiyarı etrafta gezen gözlerim, tanıdık bir kapşonluyla oraya sabitlendi. Yavaş adımlar, eğik kafayla kantin sırasına girmeye çalışan kız gözüme çarpmıştı. Birini cidden kapşonundan tanıyabilmem normal değildi ve bu ikinci oluyordu. Gerçi bir kez dikkatinizi çeken bir şey, sonra en basit anlarda bile gözünüzün önüne gelse dikkatinizi çekiyordu. Eminim bu kızla 3 gün önceki karşılaşmamız olmasa, şimdi asla farketmezdim. Tıpkı o yokmuş gibi ittirerek önüne geçen çocuklar gibi. Kızın birkaç kez kantin sırasına girme çabası hep önüne kaynak yapanlarla püskürürken, onu izlemeye devam ettim. Bu kadar zor olmamalıydı. Onun da birilerini itip, kendini öne atması lazımdı ama ne zaman biri önüne gecmeye çalışsa geriye adımlıyordu. En son elindeki tostlar ve meyve suyumla çıkan Fadime'de ona çarpınca tamamen sıranın dışına çıkmıştı. Fadime'nin kantinde gezen gözleri beni arıyor olmalıydı. Kızı boşverip ona el salladım. Hızlı adımlarla yanıma gelip, ayaklarımi ittirerek sandalyeye oturdu. Elindekileri de masaya bıraktı.

Tek İçimlik Sigara (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin