31

4.9K 506 179
                                    

*Bir sonraki bölüm güncel. Bu kaldırmadan önce yayınladığım son bölümdü. Kaç okuyucu kaldı kitapta merak ediyorum. O yüzden buraya yorum atın. Kendi kendime yazacaksam bileyim :) 🖤

Mahmut'u günlerce Tunahan'la aralarında ne muhabbet döndüğüyla ilgili sıkıştırmıştım. Mahmut 'saçmalama' demekten ileri gitmediği için iş dedikoduya kalmıştı.

Bu sefer yemek değil prova için geldiğimiz konferans salonunda durum değerlendirmesi yapıyorduk. Sahnenin önüne oturmuş, Leva'nın kafası omzumdayken Tunahan ve Mahmut hakkında konuşmaya başladık.

Leva "Sence bizim gibiler mi?" diye sordu.

Öyle olduğunu bilse mutlu olacak gibiydi. Yaşama ortak olduklarımız sayesinde yalnız hissetmezdik. Etrafta kendimiz gibi bir çift görsek ikimiz de rahatlardık.

Mahmut'a gelmeden önce 'Leva'yla kazanını kaynatacağım hakkını helal et.' dediğim için gönül rahatlığıyla konuştum.

"Aralarında bir şeyler olduğu kesin."

Leva kafasını kaldırıp "Tunahan nasıl alttan alttan beni seviyorsun iması yaptı ama?" dediğinde kahkaha attım.

Gerçekten iyi gözlemciydi. Benim gözlerimlerime göre bundan daha fazlası vardı. Sanki sevgiyi dile getirmeseler bile, bu konudan ilerlemişlerdi. Aralarında bizim gibi olan küçük temaslar günlerdir dikkatimden kaçmıyordu. Görmek için bakmaya başladığımdan iyice dikkatli olmuştum.

"İşte herkes benim gibi cesaretli değil direkt söylesin."

Göğsümu gere gere söyleyince, Leva kahkaha atıp "Yalnız ben, senle birlikte kendi hislerimi söyledim." dedi.

Cesaretsiz olduğumu yüzüme vurmasına gerek yoktu.

Ona "Sen söylemesen de elinde sonunda itiraf ederdim." dedim.

Kaşlarını oynatırken "Kesin ederdin." diye alay etti.

Onu gıdıklamaya başladığım an gülmeye başladı. Sonunda nefes alamayacak hale gelince ellerimi üzerinden çektim.

"İlk adımı atmış olabilirsin ama ben de uygun yolu bekliyordum."

Nefesini düzene sokup "Yola girene kadar da menül menül bakıyordun." dedi.

Dilimi dudaklarımda gezdirip "Aşık aşık." diye düzelttim.

Gözlerinden beğeni dolu ifade geçerken uzanıp yanağımı öptü.

"Bunu sevdim."

Çenesini tutup, dudaklarımı dudaklarından bastırmadan önce "Ben de seni sevdim." dedim.

Gözlerindeki artan beğeni, onu öpmemle göz kapakları arkasına gizlendi. Ben de gözlerimi kapatıp dolgun alt dudağının keyfini çıkardım. Dişlerim arasında çekiştirdiğimde inleyip kollarını boynuma doladı. Onu sahneye doğru yatırıp öpücüğü derinleştirdim.

Birbirine dolanan dillerimiz, yavaşça hareket ediyordu. Onu öpmek, tadını yavaş yavaş çıkararak yapmak istediğim bir şeydi. Tamamen üzerine uzandığımda mekan kavramını kaybettik.

Ellerini yanaklarıma çıkarıp bastırırken üst dudağımı ısırdı. İnlediğimde gülümseyip üst dudağımı emdi. Ayrıldığımızda ikimiz de gözlerimizi yavaşça açtık. Islanmış dudaklarımıza bakıp, aynı anda iç geçirdik.

Yanağımı okşarken "Seni seviyorum." dedi.

Sadece mekan değil, zaman kavramının da yok olmasını isterdim. Birbirimize sevgiyle baktığımız bu an sonsuz olmalıydı. Ne dert vardı ne tasa. Sadece ikimiz ve hislerimiz vardı.

Tek İçimlik Sigara (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin