Tek İçimlik Sigara (gxg)

9

*İyi okumalar

Sıramın altındaki defter, iki ders bana eşlik etmişti. Okuldan kurtulduğumuzu bağıran zil çaldığında, defteri hırkama sarıp sıradan kalktım. Gider ayak, Yasemin'in dikkatini çekip dalaşa girmek istemiyordum.

Eda'ya "Kanka sen önden git. Ben bir arkadaşa emanet bırakacağım." dedim.

Eda elimde bomba saklar gibi sardığım hırkaya bakıp kafasını salladı. Sonra da Çağla ile birlikte kol kola sınıftan çıktılar.

Fadime "okulu mu patlatacan hayırdır?" deyince, "Henüz o aşamaya gelmedim." diye karşılık verdim.

Mahmut "İşini hallet gel, seni eve bırakırım" deyince ona öpücük attım.

"Hiç bekleme beni, koşa koşa eve gideceğim."

Fadime "Mamo beni götürebilirsin aslan parçası" dediğinde, Mahmut "Tamam çıkalım." dedi.

Kendisinde siyah, iğrenç modifiyeli 90 model mercedes vardı. Sağolsun arada şöförlüğümüzü yapıyordu. Yasemin'ler kahkaha ata ata sınıftan çıkarken, Fadime "Bok kokusu gitti." deyip köpek gibi soluya soluya nefeslendi.

"Hadi yarın görüşürüz!"

Onları arkada bırakıp sınıftan çıktım. Hemen yan sınıfın içine dalıp, en arkada dolaşık kulaklığıyla müzik dinleyen Leva'nın yanına ilerledim. Hazırlanmıyordu, sanırım herkesin gitmesini bekliyordu. Daldığı pencereden, çıkması için defteri önüne seslice bıraktım. İrkilirken, kulaklığının birini düşürdü. Sıranın üstüne oturup, ona gülümseyerek baktım.

"Biraz beklettim ama, tenefüslerde hep işim çıktı."

Seda, sınıfta üzücü bir olay yaşadığından her tenefüs yanına gidip onu motive etmiştik. Olayı bilmesem bile, destek olmak için kızlara eşlik etmiştim. O yüzden defteri verme çıkışa kalmıştı.

Leva kapşonunu çıkarınca onun da gülümsediğini gördüm. Defteri alıp, kilit yerini kontrol etti. Sonra içten şekilde "Teşekkür ederim." dedi.

Gülümseyince, yanakları yukarda toplanıyor ve çilleri kalp şeklini alıyordu. Bu hali fazlaca sevimli gelirken gülümsememi genişlettim.

"Teşekkür edecek bir şey yok. Karşılıksız yapmadım."

Aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını kaldırıp "Yarın, öğle arasında konferans salonuna gelebilir misin?" dedi.

Döküntü tuvaletten bahsettiğini anlayıp kafamı sallayarak "Evet." dedim.

"Tamam o zaman. Sana bir şey getircem, karşılık olarak."

Bana ne getirceğini merak ederken başımı tekrar salladım. Boşalan sınıfta gözlerimi gezdirdikten sonra onun toplanmasını izledim.

Çekingence "Arkadaşların gitmiş olmalı." dedi.

10 dakika okulun boşalması için yeterliydi. Çıkışta herhangibir sorun olmazsa bahçe de kısa sürede boşalıyordu. Kimse okula meraklı olmadığından, burda fazla kalmak istemiyordu. Okulun çevresindeki ara sokaklar ise öğrenci dolu olurdu. Bizimkilerde eve gitmeden, o ara sokaklarda takılırdı. Eda, Çağla ve Seda eminim şu an birkaç kişi bulmuş,muhabbet çeviriyorlardı. Onlara katılmaya niyetim yoktu.

"Evet, ben de eve gideceğim. Bizim orda oturduğunu söylemiştin. Birlikte gidelim mi?"

Tekin abinin kardeşi olduğunu bildiğimden, ev adresini de biliyordum. Ara sokaklardan takılmadan gidersen evlerimizin arasında 5 dakika vardı. Okula daha yakın olan ev benimkiydi. Leva'nın gözleri bu teklife memnun olduğunu belli edercesine parladı. Tahminimce, ilk defa ev yolunu yalnız yürümeyecekti.