*iyi okumalar 🖤
Belki de hayatımda ilk defa heyecanla uyanmıştım. Dün gecenin rüya gibi olan anları, anında zihnimden geçti. Kalbimin çarpıntısını, yeni uyanmama rağmen yerimde duramayacak gibi hissetmem normaldi. Leva sarsak olan, beni tamamen sarsan öpücüğün ardından 'uyuyalım.' demişti. O an o kadar kendimden geçmiştim ki yapabildiğim tek şey kafa sallamaktı. Saatlerdir uyuyamadığımı da sadece ben bilsem yeterdi.
Leva'dan asla böyle bir hareket beklemiyordum. Duygularım bedenimden çoktan taşmış, kalbim patlayacak gibiydi. Yatakta dikleşip, hala uyuyan Leva'dan çekinmeden dudaklarımı yanağına yasladım. Beni öpene kadar girdiğim depresif düşünceler kaybolmuştu.
Kıpırdanan Leva'yla kafamı yastığa koyup vücudumu ona çevirdim. Hayatım boyunca yalnız olacağımı düşünmüştüm. Kendim gibi biriyle hiç karşılaşmamıştım. Hem benim gibi olan, hem de öncesinde hisler beslediğim birinin olması gerçekten kaderdi. Allah bana bu günahkar kaderi seçmemem için yazmış olmalıydı. Yanımda yatan kızdan uzak kalma şansım artık yoktu. Ona sarılmak için karıncalanan ellerimi, utangaç bedenim engelliyordu. Az önce onu ani bir cesaretle öpmüştüm. Şimdi ise utancım artmıştı. Uyanırsa ne tepki vermeliydim kestiremiyorum.
Dönüp duran Leva'nın uyanacağını anlarken, gözlerimi kapadım. Onun tepki vermesini beklemek, benim için daha iyi olacaktı. Yatakta dikleştiğini hissettim. Doğrulup, esnemeye başlamıştı. Dün ilk hareketin ondan geldiğini hatırlayınca, gülümsememi bastıramadım.
Leva parmaklarını dudağımda gezdirip "Uyanmışsın." dedi.
Gözlerimi açmak zorunda kaldım. Bana tebessümle bakıyordu. Dudağımdaki parmaklarını çektiğinde yutkundum. Onun benden daha utangaç olmasına karşı, dikkatle yüzüme bakması şaşırtıcıydı. Ben şimdiden kızarmaya başlamış hissediyordum.
Onun gibi dikleşip, yatakta oturur hale gelirken "Günaydın." dedim.
Az önce dudaklarımda gezen narin dokunuşu hatırlayınca, dudağımı yaladım. Dün çok daha sertini hissettigimi düşününce yutkunma ihtiyacı hissettim. Her şeyin rüya olduğunu, Leva dudağımı ısırana kadar düşünmüştum. Acıyı hissetmemle heyecanım artarken, kendimi ana bırakmıştım. Dün gece gerçekten çok güzeldi.
Leva uyurken karışmış saçlarını düzelttikten sonra "Mahmut kahvaltıdan sonra gelir herhalde." dedi.
Kafamı sallarken 'konuşmaya bunla mı başlayacağız?' diye düşündüm. Hala fazla olan heyecanım ona sormamı engelliyordu.
Leva yataktan kalktıktan sonra "Gel elimizi yüzümüzü yıkayalım. Sonra kahvaltı hazırlarız." dedi.
O odadan çıkarken, elimi saçlarımdan geçirdim. Birbirine girmiş saçlarımı düzeltirken 'acaba görmezden mi geleceğiz' diye düşündüm. Öyle olursa çok üzülürdüm. Onun dün lezbiyen olduğunu itiraf etmesinden sonra, bu saçma olurdu. Kafamı iki yana sallayıp ayaklandım. Sabah sabah acele ediyordum. Aylardır yavaş yavaş onu izlerken, birden hızlı davranmak iyi değildi.
Banyoya girdiğimde dişlerini fırçaladığını gördüm. Yanına geçip, ben de fırçamı aldım. Leva ağzını çalkalarken bundan hiç tiksinmediğimi fark ettim. Abimle yan yana dişlerimizi fırçaladığımızda birbirimize tükürürdük. O yüzden midem bulanırdı.
Leva yüzünü yıkarken, diş fırçasını ağzıma soktum. Bana bakmaya başladığında içimden inşallah onun midesi bulanmaz diye geçirdim.
Leva "Sabah seni öpmek istedim ama ikinci öpüşmemiz sabah kokusuyla olmamalıydı." dediğinde öksürmeye başladım.
Tükürüp garip sesler çıkardığımda, benden kesinlikle tiksinmiş olmalıydı. Kahkaha atarken, ağzımı çalkaladım. Bu konuları görmezden gelmeyecektik, rahatlamıştım.
"Senin bu konuda çekincen yok mu?"
Yaklaşıp çenemi öptüğünde gözlerim irileşti. Çekildikten sonra "Yok." dedi.
Tebessüm ederken, kalbim uçuyormuş gibi hissediyordum. Parmak uçlarım ve çenem karıncalanıyordu. Optüğü yeri kaşıyıp "O zaman iyi." dedim.
Benim daha çok çekincem var gibiydi. Derin bir nefes aldığımda, beni süzen gözlerine bakıp "Ne zaman fark ettin?" diye sordum.
Düşünüyormuş gibi bakarken, parmağını dudağına değdirip çekmeye başladı.
Dudağını büktükten sonra "Her zaman farkındaydım, sanırım. Sen?" diye sordu.
Anında "Ben de." dedim.
Elini indirirken "Güzel." diye mırıldandı. Elime uzanıp, parmaklarını parmaklarıma geçirdi.
'Beni seviyor musun?'
Bunu sormak için dilim titriyordu. Dün eşcinsel olduğunu itiraf edip beni öpmüştü. Hislerden bahsetmemiştik. Ellerimize bakarken, bahsetmesek de olur dedim. Çünkü bedenimiz konuşuyordu. Leva da benden hoşlanıyordu. Parmaklarımı parmaklarına kenetleyip, bu sefer tüm endişemi attım.
Ona doğru eğilip, gözlerimi kapadım. Dudaklarımı dudaklarına yaslayıp hareket ettirmeye başladım. Dünki dibi uykulu ve sarsakça değildi. Acemice dudaklarımı oynatsam bile daha iyiydi. Leva anında karşılık verdiğinde elini bırakıp, ellerimi belinin iki yanına koydum. Dudaklarım arasındaki dolgunluğu çektiğimde, elleri omuzlarıma çıktı. Benden daha sert öpüşürken, tüm bedenimden elektrik geçiyormuş gibi hissediyordum.
Onu çamaşır makinesine dayayıp, sertçe alt dudağını çekiştirdim. Dün bana yaptığını iade etmiştim. İnlediği an gözlerim açıldı. Ellerim heyecandan titrerken, kafamı geriye çektim. Leva'nın da gözleri yavaşça açılırken önce dudaklarıma sonra gözlerime baktı.
Biraz düşük sesle "Bu güzeldi." dediğinde, aynı düzeyde "Mükemmeldi." diye karşılık verdim.
Tekrar dudaklarımı öpüp, çekildi. Kalbimi tekleten küçük ama hoş bir öpücüktü.
"Kahvaltı yerine birbirimizi yiyecek gibiyiz."
Aklıma başka şeylerin gelmesiyle yutkundum. O da sanki zihnimden geçenleri görüyormuş gibi kıkırdadı. Kesinlikle benden daha rahattı.
"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?"
Elleri yanaklarıma çıkıp okşarken "Çünkü seninle böyle olmayı ilk andan beri istiyorum." dedi.
Itirafıyla kasılan kalbimle "Ben de, uzun zaman oldu." diye itiraf ettim.
Yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Mahmut ne zaman gelirdi bilmiyorum ama kahvaltı yapmadan gideceğimizi, Leva tekrar dudaklarıma yaklaştığında anladım. O gün, evin zili çalana kadar önce banyoda, sonra da odamda dudaklarımızı keşfettik. Acemi öpücüklerimiz belli bir beceri kazanana kadar, dudaklarımızın teması devam etti.
Daha 17 yaşında, hiçbir şeyi deneyimlememiş iki toy kızdık. Birbirimizle kazandığımız deneyim, ikimizin de hoşuna gitmişti. Leva'nın tüm utangaç tavrı bana geçse bile, ondan da saatler sonra kurtulmuştum. Hislerime karşılık almak tıpkı bir hayali yaşamak gibiydi.
Hayaller gerçekleştiğinde, değerlerini yitirir derlerdi. Ben tam tersine o an bunun değerinin farkına vardım. Birini sevmek ve sevilmek güzeldi. Korkularım onu öptükçe gitti. Üstünde durduğum sallanan kayıkta artık iki kişiydik. Eskisi gibi batacağımı hissetmiyordum. Sanki sevgimiz sallanan kayığı durdurmaya yetmiş ve denizi dinginleştirmişti.
O anlarda sevgiyi başarı gibi hissetmiştim. Eğer sevginin yapıcı değil de yıkıcı olduğunu bilsem, Leva'yı kayığıma asla almazdım. Çünkü artık batarsam da tek kişi olmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek İçimlik Sigara (gxg)
General FictionTAMAMLANDI 'Çirkin' diye tabir edilen bir kızı, her şeyden güzel bulan başka bir kızın hikayesi