13.Bölüm

2.7K 189 67
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

"Selam." dedi genç çocuk, barda oturup tek başına içen gence. Genç, yani Doğan, yan gözle bakıp kim olduğuna baktı yanına oturan kişinin. Siması tanıdık gelmişti ama şu an bu kafayla çıkaramamıştı. Bir şey demeden bardağı kafasına dikti ve barmene doğru uzattı. Barmen, bir şey demeden doldurdu bardağı.

Yanındaki genç de, eliyle barmene işaret verdi ve ekledi.

"Aynısından." dedi ve Doğan'a doğru döndü, bar taburesinde. Doğan, bir şey demeden dikledi bardağı yine ve barmene uzattı. "Yavaş biraz. Çok hızlısın." dedi yanında oturan genç. Doğan, bayık gözlerle yanındaki çocuğa baktı ve gözlerini kıstı. Bir yerden çıkaracak gibiydi ama olmuyordu. "Ha gayret, olacak." dedi genç, gülümseyerek. Doğan başını olumsuz şekilde sallayıp, önüne döndü.

"Senin, başını ağrıtman gereken başkaları yok mu? Beni rahat bırak, tanıdığım ama çıkaramadığım çocuk." dedi kelimeleri yuvarlayarak. Sarhoştu ve zor konuşuyordu. Dedikleri üzerine, genç kısa bir kahkaha attı.

"Çok iyiydi bu. Baran ben ya. Hani geçen korku evinde tanışmıştık ya." dedi. Doğan, hatırlamış ve başıyla onaylamıştı.

"Doğru. Hayalet miydin sen?" diye sordu umursamazca. Baran mırıltıyla onayladı ve ekledi.

"Sen ne diye bu kadar içiyorsun? Serttir bu yalnız adamı çarpar." dedi. Doğan, kısa bir şekilde kıkırdadı ve cevap verdi Baran'a.

"Çarptı zaten. Kafam çok iyi." deyip, başını bar tezgahına koydu. Baran, omuzundan tutup, doğrulttu Doğan'ı.

"Hey! Kalk bakalım. Burada uyuyamazsın. Evine gitmelisin." dedi. Doğan, yaramaz bir çocuk gibi omuz silkti.

"Eve gitmek istemiyorum. Küstüm." dedi dudaklarını büzerek. Baran, gülümseyerek cevap verdi Doğan'a.

"Kime küstün?" diye sordu. Doğan, soru üzerine oflayıp, yüzünü sıvazladı.

"Unuttum." dedi kalktı yerinden. Ceplerini karıştırıp para çıkardı ve bar tezgahına bırakıp, arkasını dönüp barın çıkışına yöneldi. Baran da hızla kalktı ve yanındaki tabureye asılı duran ince hırkayı alıp, Doğan'ın peşine düştü.

Doğan, hırkasının yokluğunu farketmiş ve geri dönmüştü. Tam barın kapısından girecekken, dışarı çıkan gençle çarpıştı. Dengesini kaybedip düşecekken, belinden tutan kollar, düşüşünü engellemişti.

Birkaç saniye afallayıp kalsa da, Baran'ın omuzlarına tutunup doğruldu.

"Teşekkür ederim." dedi kısık çıkan sesiyle ve üstünü düzeltti. Tam içeri girecekken, Baran bileğinden tuttu.

"Bunu unutmuşsun. Senindi değil mi?" dedi elindeki hırkayı göstererek. Doğan, hırkaya bakıp başını salladı.

"Evet, benim. Tekrar teşekkürler." dedi ve hırkasını giydi. Fermuarını kapatmaya çalıştı ama sarhoş olduğu için beceremiyordu. Baran, birkaç dakika boyunca, Doğan'ın fermuarla olan kavgasını izledi ve daha fazla dayanamayıp, Doğan'ın ellerini tutup, bıraktırdı.

"Sen bırak en iyisi. Ben kapatırım." dedi ve fermuarı kolaylıkla çekti. Kapüşonu da, Doğan'ın kafasına geçirip, yüzüne baktı. "Fermuar bile kapatamayacak kadar zom olmuşsun. Nereye gideceksin?" diye sordu. Doğan, omuz silkti.

"Eve giderim." dedi ve yürümeye başladı yavaş yavaş. Baran da bir iki adımda yetişti hemen.

"Hani küsmüştün." dedi. Doğan, ellerini cebine atıp cevap verdi.

"Ailemin evine giderim." dedi ve durdu. "Annem beni böyle görünce eve alır mı bilmem." dedi kaldırıma oturdu. Baran da yanına oturdu.

"İstersen bize gidelim. Bizim çocuklarla tanıştın zaten. Sıkıntı olmaz." dedi. Doğan'ın aklına Erkay gelince kaşlarını çattı.

"O herifi sevmiyorum." dedi mızmızlanarak. Baran, kaşlarını kaldırarak baktı.

"Kimi sevmiyorsun?" diye sordu. Doğan, baygın bir sesle cevap verdi.

"Berkay'ı." dedi. Baran, gülümseyip cevap verdi.

"Erkay." diye düzeltti ve devam etti. "Neden sevmiyorsun Erkay'ı?" diye sordu. Doğan, düşündü birkaç saniye.

"Bilmem. Gıcık oldum." dedi sadece. Baran yine de Doğan'ı evine götürmeye kararlıydı. Dışarısı tehlikeliydi. Hele ki sarhoş haldeyken, asla bırakmazdı.

"Tamam gıcık ol. Ama yine de benimle geliyorsun." deyip kalktı ve Doğan'ı da kolundan tutup kaldırdı. Doğan, karşı gelmeden yürümeye başladı Baranla. Baran, barın oralardaki taksi durağına doğru yürüdü Doğanla beraber. Durağa gelince taksiye bindiler ve eve doğru yola çıktılar.

Yolda, Doğan sızmış ve başını Baran'ın omuzuna koymuştu. Baran, omuzunda uyuyan çocuğa baktı gülümseyerek ve fısıldadı.

"Sonunda seni buldum... Güneşim."

Baran neden öyle demiş olabilir?

Yorumlarınızı bekliyorum

Öpüyorum hepinizi 💋

DİLDÂR (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin