35.Bölüm

1.5K 119 54
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

5 Yıl Önce
Baran, kalbi heyecandan deli gibi atarken, kendisiyle aynı kattaki sınıfta okuyan Doğan'ın sınıfına doğru gidiyordu. Elini cebine atıp, tekrar kontrol etti. Yerinde duruyordu hâlâ mektup. Bu kez kesin kararlıydı. Mektubu verecekti.

Doğan'ın sınıfı boştu. Beden dersleri ortaktı ve şu an spor salonundalardı. Hoca herkesi serbest bırakmıştı. Baran lavabo bahanesiyle cıkmış, bu işi halletmeye karar vermişti.

Doğanın sınıfına geldiğinde, sağına soluna baktı tedirgin bir şekilde ve sınıfa girdi. Doğan'ı, tenefüslerde gizlice izlediği için, oturduğu sırayı biliyordu. Doğan'ın sırasına gitti ve çantasını aldı. Tam mektubu çantasına koyacağı sırada, omuzunda bir el hissetti. Korkuyla yutkunarak, çantayı sıraya geri bıraktı.

"Ne yapıyorsun burada?" diyen sesle, yavaşça arkasına döndü. Sinan'ı görünce, tam olmasa da, biraz rahatladı.

"Ş-şey... B-benn..." diye gevelerken, Sinan elindeki mektubu gördü. Baran'ın boşluğundan faydalanarak mektubu aldı. Baran, gözlerini şokla açarak mektuba uzanıp aldı. Sinan, mektubu hızla çekti ve Baran'ın kolundan çekerek sınıftan çıkardı. Bu çocukta bir şeyler olduğunu biliyordu. Geçenlerde, Doğan'ı almaya geldiğinde, Baran'ın Doğan'a bakışlarını farketmişti. Bu meseleyi çözmenin zamanıydı.

Koridorda hızla çekerek, etrafta göz gezdirdi. Gözüne bir oda çarpınca, oraya doğru çekiştirdi ve temizlik malzemelerinin olduğu odaya doğru götürüp kapıyı kilitledi. Baran, korkuyla Sinan'a baktı ve sesi titreyerek konuştu. Sinan'ın, Doğan'ın abisi olduğunu biliyordu. Korkusu bundandı.

"B-bak... O mektubun seninle bir ilgisi yok tamam mı? Bu yüzden bana geri ver." diyerek eline uzandı ama Sinan vermeye niyetli değildi. Elini havaya kaldırdı, Baran'ın mektuba uzanamaması için.

"Bence benimle ilgisi var. Hem de çok yakından. Eh, seni sınıfta gördüğüm yeri sayarsak, baya yakından." dedi ve mektubu açtı. Baran, omuzlarını düşürüp, duvara yaslandı ve yere oturdu. Hiçbir çıkış yolu kalmamıştı. Kaderine razı gelecekti mecbur.

Sinan, mektubu açtı ve okumaya başladı. Şaşkınlıkla gözlerini gezdirdi mektupta. Mektubu kapatıp, duvarın dibine oturmuş bir şekilde sessizce ağlayan çocuğa baktı.

"D-Doğan'a mı aşıksın?" diye sordu. Aslında soruya gerek bile yoktu. Altında ismi yazıyordu. Bir şey demeden ağlamaya devam etti Baran. Sinan, Baran'ın yanına gitti. Tam karşısında durup, eğildi ve omuzlarından kavradı. "Kardeşime mi aşıksın?" dedi. Baran, başını yana eğmişti, yüzüne bakmamak için. Fısıldayarak cevap verdi Sinan'a.

"Özür dilerim." diye fısıldadı. Sinan, kaşlarını çatarak baktı Baran'a.

"Neden özür diliyorsun?" diye sordu. Baran'ın ağlaması canını sıkmıştı.

"B-ben..." diye geveledi Baran ama devamını getiremedi. Niye özür dilediğini o da bilmiyordu.

"Bir de kardeşime aşık olduğun için özür mü diliyorsun? Bunun senin elinde olmadığını biliyorum." dedi ve elini cebine atıp, selpak çıkardı. Selpağı Baran'a uzattı ama Baran ağladığı için farketmedi. Sinan elindeki selpakla, Baran'ın gözlerini sildi.

"Bak ağlama tamam mı? Üzülme. İstersen bu mesele aramızda kalır. Ona bahsetmem." dedi. Baran, dibinde duran gence baktı.

"Gerçekten söylemez misin?" dedi, sesi titreyerek. Sinan, gülümseyip cevap verdi.

DİLDÂR (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin