FİNAL

2.1K 111 217
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

1 yıl sonra
Ufuk ve Taha, gençlik merkezi projesini tam istedikleri gibi yapmışlardı. Kendileri gibi çiftler için de bir alan vardı. Burada rahat olabileceklerdi. Alana girip, göz atıyordu iki sevgili.

"Burası da çok güzel. Artık bizim gibi çiftler de özgür olabilir. Birkaç saatlik olsa da güzel bir şey bu. Değil mi Taha?" dedi. Taha, sevgilisine yaklaştı ve ellerini yanaklarına koydu sevgilisinin.

"Öyle mavi çocuk. Bütün sevgililer özgür olacak. Birkaç saatlik olsa da, özgür olacaklar." dedi. Ufuk, gülümseyerek karşılık verdi sevgilisine. Yüzündeki elleri tuttu.

"İyi ki bu elini tutmuşum o gün. İyi ki seni kaçırmışım odadan." dedi gülerek. Taha'da gülerek cevap verdi.

"Pek kaçırmadın aslında. Yani o güne dönersek, ben de seninle kaçmaya gönüllü gibiydim. Kayıtlar öyle söylüyor." dedi gülerek. Ufuk, Taha'nın yanağına bir öpücük bıraktı.

"Elimi iyi ki bırakmadın Taha. Bu yüzden minnettarım sana." dedi Ufuk. Taha, gülümseyerek baktı, parlayan mavi gözlere.

"Ben seni bulduktan sonra yaşamaya başladım mavi çocuk. Sen benim başıma gelen en güzel şeysin." dedi ve kolları arasına aldı sevdiği bedeni.

***

Gençlik merkezindeki gezinti bittikten sonra, biraz başbaşa takıldı iki sevgili ve geceye doğru, Taha'nın evine geçtiler. Gece yine burada toplanacaktı herkes. Eve girdiklerinde, Baran ve Doğan vardı evde. Doğan, nemli saçlarıyla oturuyordu koltukta. Baran da odasından çıkıyordu.

"Biz geldiik." dedi Taha ve kapıyı kapattı. Baran ve Doğan, kapıya doğru bakıp, Taha ve Ufuk'a selam verdikten sonra, Doğan Baran'a baktı.

"Biz tam zamanında gelmişiz. İyice bastırmış yağmur." dedi Doğan, Baran'a. Baran, Doğan'a baktı ve kolundan tutup çekiştirdi.

"Hadi kalk bakalım. Üstün ıslak. Benim odama geç, dolaptan istediğini al giy. Islak ıslak durma." dedi. Doğan, kolundan çekiştirilmesiyle ayağa kalktı ve Baran'ın dudağından hızlıca bir öpücük çalıp, Baran'ın odasına girdi. Baran, öpücüğün etkisiyle kızardı ve sertçe yutkundu. 1.5 yıldır çıkıyorlardı ama hâlâ heyecanlanıyordu Doğan'ın öpücükleri ve yakın temaslarıyla.

"Dünyadan Baran'a." diye bir ses duyunca, sağına baktı. Taha, elinde havluyla arkadaşına bakıyordu. "İyi misin kanka? Yine Doğan mı çarptı?" diye sordu gülerek. Baran, gülümseyip koltuğa geçti. Ufuk da gülerek onlara bakıyordu. Bir yandan da elindeki havluyla saçlarını kuruluyordu.

"Siz ne zaman değiştirdiniz üstünüzü?" diye sordu Baran. Taha, sevgilisinin yanına oturdu ve cevap verdi arkadaşına.

"Ohoo uçmuş bu." dedi ve telefonu çalmaya başladı o esnada. Arayan kişiye baktığında, abisi arıyordu. Telefonu açtı ve abisiyle çok da uzun olmayan bir görüşme sonrasında kapattı telefonu.

Tahsin, Sinan'la bir ilişkiye başlamıştı. Altı aydır birliktelerdi. Sinan, Gloria olayından sonra, şifasını Tahsin de bulmuştu. Tahsin'in güzel kalbi, merhameti ve aynı yerden yaralı olması, Sinan'ın iyi niyeti, temiz kalbi ve anlayışıyla, ikili bir şekilde bağlanmıştı birbirine.

"Ne diyor abin?" diye sordu Ufuk. Taha, telefonu masanın üstüne bırakıp cevap verdi.

"Sinan abiyle geleceklermiş de, bir şey lazım mı diye soruyor. Çok yağmur var siz çıkmayın biz gelirken alalım lazım bir şey varsa dedi." diye cevap verdi ve başını, Ufuk'un omuzuna yerleştirdi. Ufuk'un elleri, otomatik olarak sevgilisinin saçlarına gitti.

Doğan, giyindikten sonra odadan çıkmış ve Baran'ın yanına oturmuştu bile. Baran, yanındaki havluyu alıp, Doğan'ın başına attı ve Doğan'a doğru dönüp, saçlarını kurulamaya başladı Doğan'ın. Baran'ın şefkati, ilgili olması ve güzel kalbi, Doğan'ın her geçen gün daha çok aşık olmasını sağlıyordu.

"Erkay'la Gürkay nerede?" diye sordu Taha. Ufuk, sevgilisinin saçlarını okşarken cevap verdi.

"Gelirler birazdan." dedi ve saate baktı. "Birazdan çıkar Gürkay. Bugün erken çıkacaktı. Erkay da onu bekliyordur." dedi mırıldanır gibi. Taha, başıyla onayladı ve gözlerini kapattı huzurla.

***

"Herkes bizdeymiş. O yüzden bize gidiyoruz." dedi Erkay. Gürkay, ince hırkasını giyip, sevgilisine baktı.

"Tamam. Gidelim." dedi ve barın çıkışına gelince, gökyüzü yarılmış gibi yağmur yağdığını gördüler. "Oo baya yağmur yağıyor." dedi ve önüne düşen saçını geri attı. Erkay, sevgilisine baktı ve elinden tutup dışarı çekti.

"Erkay ne yapıyorsun ıslanacağız?" dedi Gürkay. Erkay, sevgilisinin elini tutup, sokağın ortasına çekti.

"Ben zaten sırılsıklam oldum aşkından. Pek bir şey farketmeyecek." dedi ve sevgilisine yaklaştı. Dediklerinden sonra, Gürkay gülümseyerek bakıyordu sevgilisine

"Sen şapşalsın biliyorsun bunu değil mi?" dedi. Erkay, dibindeki dudaklara yaklaştı.

"Ben sana aşığım Gürkay. Çok aşığım." dedi ve biraz daha yaklaştı karşısındaki dudaklara. Gürkay, ellerini Erkay'ın boynuna yerleştirdi ve cevap verdi sevgilisine.

"Ben de sana çok aşığım Erkay." dedi ve iki sevgilinin dudakları birleşti.

***

Sinan, Tahsin'le bir ilişkiye başlamış, eski sevgilisinin kalbinde açtığı yarayı, Tahsin merhametiyle sarmıştı. Sinan da Tahsin'e ilaç olmuştu. İki genç, birbirine şifa olmuştu. Gerçekten de, bazı insanlar, bazı insanlara şifaydı.

Baran, beş yıl sonra büyük aşkına kavuşmuş, 'Güneşim' dediği sevgilisiyle, uzun süredir birliktelik yaşıyordu ve boşa geçen beş yılı telafi ediyorlardı. Artık aşkını doya doya ve korkmadan yaşayabiliyordu.

Erkay, ilk görüşte aşık olduğu sevgilisiyle, uzun süredir birlikteydi. İki genç, gerçek aşkı birbirleriyle tatmış, doyasıya yaşıyorlardı aşklarını. Renkleriyle, birbirlerinin dünyasını süslüyordu iki genç.

Taha, çalıştığı korku evinde, hiç beklemediği bir şekilde hayatının aşkını bulmuştu. Onu elinden tutan çocuk, o günden sonra elini bir daha bırakmamış, her anında yanında olmuştu.

***

Ben, Ufuk Karacan.

Kız arkadaşımla gittiğim korku evinde, hayatımın aşkını bulmuş, elinden tutup kaçırdığım çocukla, mutluluğa ilk adımı atmıştım. O zaman bundan haberim yoktu tabii. Daha sonra, kaderin bize oynadığı büyük bir oyunla, sürekli bir araya gelmiştik ve Taha'nın güzel kalbiyle, farkında bile olmadan ona çekilmiş, kalbim tamamen onunla dolmuştu.

Bana bakışına, 'Mavi çocuk' deyişine, sesinin tonuna, gözlerine, saçının her bir teline, yüzünün her bir çizgisine bile aşık olduğum biri vardı. Taha, benim hayattaki tek şansım, en büyük mutluluğumdu. Biz birbirimizin dünyasına Gökkuşağı olmuş, renklerimizle çok mutluyduk. Kimsenin giremeyeceği, sadece ikimizin olduğu bir dünyada, çok mutluyduk.

Bitti.

Bir kurgumun daha sonuna geldik. Bu kurgumda da başından beri ve daha sonradan yanımda olanlara teşekkür ediyorum. Oy ve yorumlarınızla destek olduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyorum.

Bütün güzel çiftlerimin aşkına, benimle birlikte tanıklık ettiğiniz için de teşekkür ediyorum 🌈

Özel bölümler gelecek. Kitabı kütüphanenizden silip silmemek, yine de size kalmış.

Sizleri çok seviyorum. Diğer kurgularımda görüşelim 😻

Renklerinizi kaybetmeyin 🌈

DİLDÂR (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin