İyi okumalar
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
"Abim de biliyordu ve benden sakladı ha?" dedi Doğan şaşkın bir şekilde. Uzun süre dans ettikten sonra, uyumaya geçmişler ama uyuyamamışlardı ve Baran, mektubu Doğan'a nasıl ulaştırdığını anlatıyordu.
Doğan yatağa oturmuş, sırtını yatak başlığına dayamıştı. Baran da başını Doğan'ın kucağına koymuştu.
"Evet. Çantana koyarken ona yakalandım." dedi Baran gülerek. "Aslında çok korktum. Sinan abinin senin abin olduğunu biliyordum. Sana söyler diye korktum ama mektubu okuduktan sonra o bile yumuşadı. Hatta bana kendisi dedi istersen söylemem diye." dedi. Hâlâ gülüyordu yüzü. Sebebi de, Doğan'ın elinin narin bir şekilde saçlarını okşamasıydı.
"Gerçekten bu mektuptan sonra çok düşündüm kim olabilir diye. Hep kızlarla flört ettim ama aklımda hep bu mektup vardı. Tamam, başlarda biraz garip geldi bu durum. Yani bir erkeğin bana bu denli aşık olması... Biraz imkansız gibi geldi ama sonra hep bu mektubu okudum. O kadar çok okudum ki ezberledim." dedi Doğan. "Beni gerçekten de o kadar çok mu seviyorsun?" diye sordu Baran'a. Baran, duyduğu sorudan sonra, Doğan'ın kucağından kalktı ve ona doğru dönük oturup elini tuttu.
"Sana bunu gözlerinle gösteremem. Çünkü aşk soyut bir duygu Doğan. Ama ben seni gördüğüm andan beri yaşadığımı, nefes aldığımı anladım. Bunu sana gösteremem ama hissettirebilirim." dedi ve Doğan'ın elini kalbine götürdü. Doğan, elinin altında hızlı bir şekilde atan kalbi hissedince yutkundu. Birinin onu sevdiğini hissetmek çok güzel hissettirmişti.
"Bunu hissetmek çok güzel." dedi istemsizce. Dudakları arasından firar eden cümleyle, gülümsedi Baran. Doğan da, Baran'ın boştaki elini aldı ve kalbine götürdü.
"Sen de hissedebiliyor musun Baran?" diye sordu. Baran, yutkundu ve âdeta nutku tutulmuş gibiydi. Cevap veremedi Doğan'a. Boğazında bir yumru var gibiydi. Tekrar yutkundu ama işe yaramadı. Konuşmaya zorladı kendini.
"Gerçekten de Doğan..." dedi ve sevdiğinin gözlerine bakarak devam etti. "Bunu hissetmek çok güzel." dedi, fısıldar gibi çıkan sesiyle. Doğan, yavaş bir şekilde, Baran'a yaklaştı. Baran, adeta nefesini tutmuş, gelecek hamleyi bekliyordu. Doğan, daha fazla uzatmadan, Baran'ın sıcak ve yumuşak dudaklarına bastırdı dudaklarını. Sanki güneşin kavurduğu çölde, su bulmuş gibi hissediyordu. Ab-ı hayat suyunu, Baran'ın dudaklarında keşfettiğini düşünüyordu.
***
Erkay, Gürkay'ın işi biter bitmez onu almış, arabayla sessiz sedasız bir tepeye getirmişti. Sadece sessizlik hüküm sürüyordu bu tepede. Şehir, kuş bakışı olarak ışıl ışıl görsel şölen sunuyordu. Erkay arabadan inince, Gürkay da indi. Erkay, Gürkay'ın yanında gitti ve elini tuttu. Gürkay, bakışlarını sevgilisine çevirip gülümsedi.
"Burası çok güzel. Harika." dedi hayranlıkla. Erkay, gülümsedi ve cevap verdi.
"Yukarısı daha güzel." dedi ve Gürkay gökyüzüne baktı. Yıldızlar, sanki elini uzatsa tutabilecek kadar yakındaydı. Gürkay, gözleri büyüyerek hayranlıkla baktı gökyüzüne.
"Muhteşem." dedi ve Erkay'a baktı. "Yıldızları sevdiğimi nereden biliyordun?" dedi. Erkay, gülümsedi ve elini Gürkay'ın yanağına çıkarıp, dudağından öptü sevgilisini.
"Gözlerindeki yıldızlardan." diye cevap verdi. Gürkay, Erkay'ın cevabıyla utanıp, biraz ilerledi ve yere uzandı. Erkay'da gidip yanına uzandı. Elini, sevgilisinin eline kenetledi. İki sevgili, yerde uzanmış yıldızları izliyordu.
Erkay, cebinden telefonunu çıkardı ve müzik açtı. Müzik, ortama yayılırken, başını Gürkay'a çevirdi.
"Dans edelim mi sevgilim?" dedi. Gürkay'da sevgilisine bakıp, son kelimeden dolayı tatlı tatlı gülümsedi.
"Olur sevgilim." dedi gülümseyerek. Erkay, kalktı ve elini Gürkay'a uzatıp onu da kaldırdı. Gürkay, ellerini Erkay'ın boynuna yerleştirdi. Erkay'da ellerini Gürkay'ın ince beline yerleştirdi ve şarkının ritmine göre dans etmeye başladılar.
"Hayatımda yaptığım en doğru hareket sana yazmak oldu galiba." dedi Erkay fısıldar gibi. Gürkay, gülümseyip cevap verdi.
"Benim de, sana cevap vermek oldu. İyi ki buldun beni. İyi ki gitmeme, kaybolmama izin vermedin." diye fısıldadı. Erkay, sevgilisinin sarı saçlarına çıkardı elini.
"Bu sarı saçların kokusu olmadan..." dedi ve gözlerine baktı. "Bu güzel gözlerindeki bakışı görmeden..." dedi ve elini Gürkay'ın kalbine koydu. "Kalbinin atışını hissetmeden..." dedikten sonra, sevgilisinin elini tuttu bu kez. "Ellerini tutmadan..." dedi ve ellerini tekrar beline koydu Gürkay'ın. İyice yakınlaştı ve dudaklarına doğru fısıldadı. "Dudaklarını öpmeden, sesinden adımı duymadan, artık sensiz yapamazdım. Sen benim hayatımın gökkuşağısın. Seni seviyorum." diye fısıldadı. Gürkay'da aynı şekilde karşılık verdi.
"Seni seviyorum." dedi ve iki aşığın dudakları birleşti, yıldızların altında. Yıldızlar, yine başka iki aşığa daha şahitlik ediyordu.
Diğer bölüm final...
Yorumlarınızı bekliyorum 🐣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLDÂR (BxB)
RomanceKorku evinde, hiç umulmadık bir şekilde başlayan bir aşk... Eşcinsel hikâye... 17.10.2021 - 07.02.2022