"Sen eczacılık bitirmişsin sanırım kızım, ne olunuyor onu okuyunca?"
Göz devirdim. "Parol."
Kadın ağzımda geveler gibi söylediğimi anlamamışçasına yüzünü buruştururken annem kalçamın yanındaki elini sertçe bacağıma vurdu. Oha, acıdı.
"Eczacı şu an Nazlı." Annem kadına yanıt verdiğinde ben de onun yaptığı gibi elimi hafifçe beline vurdum.
Kadına eczacılık bitirdik diyoruz, ne oldun diyor. Sonra Nazlı dik başlı.
"Maşallah," diye mırıldandı kadın, elindeki mili dantel örgüsünde gezdirirken. Gözlerimi devirip geri yaslandım.
Evlilik söylentilerinden sonra Sude'ye haber verip eczaneden çıkmıştım. Oruç oruç o kadar yolu aşıp anneme hesap sormaya geldiğime de pişman olmuştum zaten. Annem gerçekten bana birini bulmuştu, üstelik şu an karşımda oturan kadın da bulduğu adamın annesiydi.
Canım zaman kavramım benim!
Karşımdaki kadın boncuklu ipini saplarına taktığı gözlüğünü burnunun ucuna takmış, durmadan dantel örüyordu. Bir ara transa girdiğini falan düşünmüşken neyse ki iç geçirip omuzlarını kaldırmıştı. Gözlerimi devirip annemin koluna dokundum. Bana döner dönmez de kaş göz işareti yapıp koridora çıkmasını işaret etmiştim. Ardından ayağa kalkıp üzerimdeki tuniği düzeltip çıktım salondan.
Annem salona çıkar çıkmaz elimi koluna sarıp yüzümü yüzüne yaklaştırdım. "Bu ne anne Allah aşkına? Ne demeye çağırdın bu kadını buraya?"
Annem gözlerini belertirken salona ufaktan bir göz atıp konuştu. "Birden geldi, ben de anlamadım. Oğlu iyi biri ama, bir tanışsan diyorum."
Dişlerimi sıktım ve ses tonumu sinirli bir tavırla kıstım.
"Bir kere benim iradem dışında insanlarla geleceğim hakkında konuşma anne, bunu sana daha önce de söyledim. Ayrıca ne evlenmeyi düşünüyorum ne de bu kadını gözüm tuttu, tamam mı?"
"Kız o ne demek?" derken kaşları yay gibi kıvrılmıştı annemin. Elleri belindeki her zamanki yerini alırken dövünür gibi konuştu. Abartıyordu. "Nasıl düşünmüyorum?"
Sesli bir soluk verip omuzlarımı düşürdüm.
"İstemek başka düşünmek başka anne. Vakti geldiğinde ve kendimi hazır hissettiğimde tabii olur ama şu an aklımda evlenme düşüncesi yok."
Annem keyifsiz bir tavırla dudaklarını büzdü. Haklı bulmuştu sanırım beni.
"Ay Nazlı," derken eli dirseğimi buldu. "Aslında benim de bu kadını gözüm tutmadı ama terbiyem el vermiyor git demeye."
Kıkırdadım. Canım anam.
"Dur sen," dedim adımlarımı içeri yönlendirirken. "Ben gayet nezih ifade edeceğim kendimi."
Emin adımlarla salona girerken annem de pıtı pıtı girdi peşimden. Ben koltukta oturan kadının karşısında dikilirken annem de yemek masasının kenarında durmuştu.
"Teyzeciğim," diye lafa girdikten sonra gözlüklerinin üzerinden bayık bir bakış attı bana. Kız öyle bakma, benim göz devirmelerim gibi kör olacaksın.
"Sizi de boşuna yorduk mübarek ayda ama siz benden ümidi kesin."
Kadına şaşkınlıktan kal gelince önce elindeki danteli bıraktı, sonra da gözlüğünü yakasına indirdi.
"Ne demek o?"
Derin bir nefes alıp, "Şu demek ki," dedim kendimden emin bir sesle. "Oğlunuzla herhangi bir dairede yan yana bulunmak istemiyorum, buna evlilik de dahil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıt Uçak | Texting
ChickLitUçakçı: Güzellik görecelidir Feri. Uçakçı: Marifet güzel olmakta değil, özel olmakta.