53. Bölüm

2.3K 233 360
                                    

Elimdeki kenarları bantlı kağıdı cama yapıştırırken aklımda yine Ali Sina vardı. Dün gece pencereme tırmandıktan sonra en azından bugün konuşabiliriz diye düşünmüştüm fakat neredeyse gün boyu uyuduğum için mesajlarına yanıt bile verememiştim. Ve yine başka vakte kalmıştı.

Bu nasıl bir kısır döngü ya?

Üzerinde nöbetçi eczane yazan kağıdı cama astıktan sonra arkamı döndüm. Tahmin ettiğim gibi Sude gitmek için hazırlanıyordu, Cihan ve ben bu gece nöbetçi kalacaktık. Bu her ne kadar canımı sıksa da umursamamaya çalışacaktım.

"Yorgunluktan bittim ya, iftarı bile burada yaptım."

Sude'nin bıkkın hali yüzünden ne kadar mahçup olsam da gece nöbette olacağım için gündüz uyumam gerekiyordu. O da gün boyu bütün yükü üzerine almıştı. Cihan üzerine giydiği önlüğü düzelterek arkadan çıkınca Sude'ye bakarak konuştu.

"Valla çok sağ ol Sude. Gece biz kalacağız diye tüm yükü üzerine aldın, şimdi git dinlen bolca."

Sude Cihan'a göz devirip ayaklandı.

"Ay dinleneceğim tabii! Geberdim oruç oruç."

Kıkırdayıp Sude'nin kalktığı masaya yerleştiğimde Cihan sabır dileniyordu. Neyse ki konuşma uzamadan Sude, "İyi nöbetler," deyip ayrılmıştı. Cihan da yerine yerleştiğinde ben önümdeki bilgisayara dikmiştim gözlerimi.

Saat gece yarısını biraz geçmişti. Çenemi elime yaslayarak ekrandaki programa bakıyordum fakat aklım çok başka yerdeydi. Ali Sina ne yapıyordu acaba şu an? Teravihe de gitmemiştim, yani gün boyu yüzünü görmemiştim.

Aman ben de sanki yedi yıl görmediğimi unutmuş gibi birkaç saatten yakınıyorum! Ali Sina etkisi herhalde.

Hala aynı pozisyonda dururken kolumun kenarındaki telefonum titredi. Hızla başımı kaldırıp telefonumu elime alırken Cihan'a göz attım. İlaç tezgahlarıyla uğraşıyordu. Hemen ekran kilidini açıp gelen bildirime baktım.

İmam Uçakçı: Hem sempatik hem yakışıklı.

İmam Uçakçı: Doğrusu çok mert bir delikanlı.

İmam Uçakçı: Bir gülüşüyle kalbimi çaldı.

İmam Uçakçı: SEVİYORUM ONU ÇOK SEVİYORUM.

Nazlı: Ne bu?

İmam Uçakçı: İfşa olmuşsun güzelim.

İmam Uçakçı: Benim için düşündüklerini şarkı yapmışlar.

Nazlı: En azından benim düşüncelerim şarkı olmuş. Senin egonu toplasalar Ağrı Dağı'nı geçerdi.

İmam Uçakçı: Aldlwldmlwöfşeşdşw

İmam Uçakçı: Bu gece pencereni ben demeden açsan ne güzel olur.

İmam Uçakçı: Camını kırarım da Arif babam da benim kafamı kırar diye korkuyorum akdlsldlwşd

Nazlı: Hele bir daha gel camımın önüne, babamdan önce ben kıracağım kafanı.

İmam Uçakçı: Senin kadar ismini yansıtan birini görmedim be ben.

Nazlı: Ne varmış ismimde?

İmam Uçakçı: NAZlı Feri Kaya. NAZlı.

Nazlı: Msldmsldmwşflw kız evi naz evi cnm.

İmam Uçakçı: En azından bir şekilde kız tarafı olduğunu kabul ediyorsun, buna da şükür.

Nazlı: Hm ok.

Kağıt Uçak | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin