73. Bölüm

1.3K 149 165
                                    

Multi: Nasıl yazıyorsun bu bölümleri, yoksa aşık mısın? diye soranlara benim yanıt.

Keyifli okumalar 😚
...

Öyle bir yıl, öyle bir hafta, öyle bir gün geçiriyordum ki artık durup da, "Burada ne yaşanıyor?" diye sormaya lüzum görmüyordum. Bir şeylere şaşırmayı Ali Sina sayesinde bırakmıştım. Bu yüzden de kapımızın önünde sanki tekrar beni isteyeceklermiş gibi duran Ali Sina ve ailesine bön bön bakmaktansa, güzelce içeri buyur etmiştim.

Misafirlerimiz salona geçerken babam ve annem dönüp bana bakmışlardı. Ben de babama haberimin olmadığını belirtir gibi dudaklarımı büküp omuz silkmiştim. Onlar da üstelemeden salona geçtiklerinde kendimi çabucak mutfağa atmıştım.

Kalçamı mutfak masasına yaslayıp telefonumun kilidini kaldırdım ve WhatsApp'a girip yazmaya başladım.

Nazlı: Haber niye vermedin?

Hayır, bunu yazmak istemedim.

Nazlı: Keşke haber verseydin.

Yok, içimi böyle de dökemem ben.

Nazlı: Lan sen bana niye haber vermiyosun?

Hah, anca oldu.

Bir iki dakika içinde çevrim içi oldu ve nihayet yazmaya başladı.

Kardeşim sen nasıl yazabiliyorsun annemlerin yanında ya? Ben annemin yanında telefonu elime almaya korkuyorum çünkü kafam kopsa telefondan biliyor.

İmam Uçakçı: Bundan böyle taktik maktik yok güzelim. BAM BAM BAM.

Nazlı: Lan neye bam bam?

Nazlı: Babamlar yüzüme nasıl baktı, bir görseydin.

Nazlı: Bir dahakine çat kapı gelme.

İmam Uçakçı: Feri'm

İmam Uçakçı: Güzelim

İmam Uçakçı: Çiçeğim

Nazlı: Az bir düşürme hemen, ciddi kalamıyorum.

İmam Uçakçı: Ya ben bu akşam anamı atamı toplayıp niye geldim sanıyorsun?

Nazlı: Bilmirem, bilsem sorar mıyım aybalam?

İmam Uçakçı: ĞQLDŞQMDÖÖWŞFÇW

İmam Uçakçı: Yine siz, yine şaka.

Nazlı: Yine siz, yine çat kapı gelmek.

İmam Uçakçı: Ama çat kapı geldiğimde de hep güzel şeyler oluyor, hatırlatırım ;)

Nazlı: Ali Sina?

İmam Uçakçı: :)

Burada meraktan çatır çatır çatlayarak ondan mesaj beklemektense içeri gidip olayları canlı takip etmeyi yeğlerdim. Telefonumu kapatıp masanın üzerine bıraktım ve üzerimdeki kıyafetlerin paspallığını umursuyormuş gibi düzelterek mutfaktan çıktım. Salona girmeden önce duvara yaslanıp konuşulanlara şöyle minicik kulak kabartayım demiştim fakat benim şanssızlık alametleri bitmek bilmiyordu.

Buna şanssızlık demesek de olurmuş aslına ama olsun.

Ali Sina'nın salondan çıkması, beni fark etmesi ve anında kolumdan kavrayıp mutfağa çekiştirmesi abartısız iki kez göz kırpmama bakmıştı. Ben daha önüme dönemeden Ali Sina'nın kolumdaki eli avucuma inmiş, parmaklarımı sıkıca tutarak beni kendine çekmişti.

Kağıt Uçak | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin