Hayatta bir kere genç olursun; bir defa ihtiyarladıktan sonra geri dönüşü yoktur.
Yaşlı doktor, geçmişte yaptıkları ve yapmadıkları yüzünden pişmanlık duyan tek kişi değildi. Anket yapılsa milyonlarca insan yeniden 20'li yaşlarına dönmek ister:
"Allah'ım ne olur bana bir şans daha ver. Bu sefer gençken yaptığım aptallıkları yapmayacağım, söz." ,
"Tanrı'm n'oolur zamanda geriye gidelim, kahrolası temizlik takıntım yüzünden babamın kalbini kırmıştım düzeltmem için bana bir şans ver."
"Allah'ım lütfen beni yeniden 20 yaşıma döndür, hani ben o gün kızmıştım ya minicik kardeşime çok pişmanım, o güne geri dönelim telafi edeyim hatamı...n'oooluuur!"
Aylin'in durumu tam olarak buydu. Pişmanlıklar, çikolatalar derken, esas konuya geldiler: Alacağı villanın dekorasyonu .Gök mavisi, uçuk portakal, krem, bej perde ve kumaş kartelaları kanepeye serildi. Sonunda hem romantik, hem aydınlık, koyu tonların kullanılmadığı, insanın içini açan, minimalist, İskandinav tarzı, sade bir dekorasyonda karar kıldılar. Aylin, çok teşekkür ederek eski dostuna sarıldı, apartmanın bahçe kapısına kadar geçirdi. Vişne likörü kokan salonu topladı, büfenin üstündeki gümüş çerçevede duran ve tıp fakültesinden mezun olduğu gün çekilmiş kepli, mavi mavi bakan kıza; sonra da aynadaki yansımasına bakıp; iç geçirdi:
"Bu gerçekten ben miyim? "
dedi. Erkenden yattı.
****
Ertesi sabah emlakçıya kapora gönderecekti. Sonra ilk uçağa binip, Canan'la birlikte Bodrum'a gidecek, tapu işini halledecek, anahtarı dekoratör arkadaşına emanet edip, yetenekli kadın:
"Aylinciğim yeni evin hazırrr!"
diyene kadar İstanbul'da bekleyecekti. Bu arada önemini sonradan anlayacağınız minik bir konu vardı: Sitede satılık iki villa vardı ve Aylin, köşe olanı beğenmişti. Ancak, emlakçı:
"Kusura bakmayın hocam, onu Gökhan Akın'a ayırdık."
demiş ve aralarında şöyle bir konuşma geçmişti:
"Gökhan Akın da kim?"
"Aaa! Bilmiyor musunuz hocam? İnanmam valla. Çooook ünlü. Dizi oyuncusu."
"Dizi mi? Hiç işim olmaz ama artık emekli oldum ya izlerim."
"Çok ünlü çok. Kankası da bitişik villada oturuyormuş o yüzden ona komşu olmak istedi. Yoksa sizi kırar mıyım? Gerçi kapora vermedi ama sözünü senet kabul ettik. Size ötekini veririz zaten tüm villalar birbirinin aynı."
İşte Aylin'in internette kapora gönderdiği sabah, emlakçı da Gökhan'dan kesin kararını bekliyordu ancak genç oyuncu bir türlü telefonu açmıyordu. Göbeğini sıvazlayan adam kızdı:
"La bu ünlüler ne şımarık oluyo lan! Kapris yapıyo! Hani bugün haber verecekti alıp almayacağına! Meşhur ya! Bizi adam yerine koymuyor beyefendi! Yahu almayacaksan aç söyle."
Emlakçı haksız sayılmazdı ama Gökhan, adamı bilerek bekletmiyordu. O gün televizyonda bir canlı yayına konuk olacaktı. Heyecandan adamı araması gerektiğini unutmuştu. Cep telefonu soyunma odasında zangırdayıp boşuna çalıp duruyordu.
Canlı yayına saniyeler kalmıştı.
Stüdyoda görevli genç kız, sunucu Ayşe Varol'un yaka mikrofonunu taktı. Makyöz, alımlı kadının yanaklarına fırçayla biraz pudra sürdü. Kulaklarında kulaklık üç kameraman hazırdı. Kontrol odasında önündeki kameralara bakan bir genç adam kolunu ileri uzattı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KATİL
Mystery / ThrillerBir dilek dilerken dikkatli ol; çünkü gerçekleşebilir. Kapak tasarımı: @writerladyy