16 - TEK KIRMIZI GÜL

318 49 156
                                    

Mehmet, kendisini Gökhan'a affettirince, en iyi dostunu kucakladı, yanaklarından şapur şupur öptü. Bir yandan da :

"Sağol abicim, sağol kankaların kralı!"

diyordu. Gökhan, 

"Tamam! Tamam! Cıvıtma!  " diyerek, yanaklarını silerken, Memo, güzel haberi bir an önce annesine ve çardak hanımlarına vermek istediğini söyleyerek gitti.  Dağ başı sitenin mis gibi deniz ve çam kokusunu içine çeke çeke kendi villasına doğru yürümeye başladı. O sırada kamelya iyice kalabalık olmuş; Mehmet'in annesi Sevim Hanımın yanı sıra,  dedektifin raporunu duyan Nazan'ın arkadaşları Aleyna ve Melek de gelmişti. Hafif esintiyle  rüzgâr çanı çın çın ötüyor,  çiçekli puf puf minderli, hasır koltuklara oturmuş grup, bir yandan börekleri,  kekleri götürüyor, bir yandan da olanları konuşuyordu. Melek sordu:

"Az kalsın yakalanacakmışsınız iyi ki, Ayşe duşa girmiş Hümeyra teyze."

"Sorma kızım; evi didik didik ettik ama doktor hanıma dair iz yoktu. "

Melek:

" Arabasının bagajına baktınız mı?"

diye Hümeyra'ya sordu: 

" Düşündük canım ama bu zamana kadar bagajda saklayamaz dedik, öldürdüyse kokar çünkü Melekciğim."

"Hii! Doğru!"

"Haspa, zavallı kadıncağıza kim bilir ne yaptı? Bir de utanmadan şarkı söylüyordu duşta."

 "Yuh! "

Tam o anda Mehmet yanlarına geldi ve güzel haberi verdi. Kadınlar da, üç kız da az kalsın oturdukları koltuklardan aşağı düşecekti.  Hep bir ağızdan:

"Aaaaaaaaaaa!"

"Neeeeeee?"

"Balçova mı? "

diye bağırdılar. Ardından Hümeyra, terliğini alıp Nazan'ı kovalamaya başladı, bahçede epey koştular. Bir yandan da kızına bağırıyordu:

"Allah seni kahretmesin! Gökhan bir daha yüzümüze bakmaz artık! Dua et Ayşe'ye de anlatmasın. Kaçma gel!"

"ANNEEE ! YAPMA!"

"Seni kıskanç kız seni! Hep senin yüzünden oldu."

Şengül ve Sevim Hanım da çok pişmandılar.  Şengül:

"Ay çok şükür polise filan gidip tüm ülkeye rezil rüsva olmadık. Gökhan ünlü biri gazetecilerin kulağına giderdi." derken, Sevim de

"Sorma canım ya, Nazan hepimizi paranoyak yaptı! Yer yarılsa da, yerin dibine girsek! " dedi ve oğluna dönerek sordu: "Gökhan bizi affeder mi acaba? Ya bir daha bizle konuşmazsa?" 

"Valla anneciğim zor oldu ama beni affetti sanırım sizleri de affeder. Kıyamaz kankam, sert görünür ama yufka yüreklidir. Tıpkı canlandırdığı rol gibi."

"Ayşe'ye söylemez inşallah dedektif filan tuttuğumuzu."

"Yok, yok söyleyip ne sevdiğini üzer, ne de bizi jurnaller. O öyle gammazcı, ispiyoncu biri mi anne?"

"Doğru, doğru bana küsmez inşallah."

" Küsmez, küsmez anne. Seni sever bilirsin."

"Çok utanıyorum çok.  Bir de evini aramaya kalktık iyi ki, yakalanmadık. Onu söylemedin inşallah oğlum."

"Yok, yok onu söylemedim.  Sadece dedektifi biliyor."

GÜZEL KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin