Doktorun Kızılcahamam'da olmadığı kesinleşince, Nazan'ın bir zil takıp oynamadığı kaldı. Hemen telefonu eline alıp;
" Ben 155'i arıyorum anne; o üçkâğıtçıyı tutuklasınlar." dedi. Güzel kız, elleri plastik kelepçeli, başı öne eğik, iki polisin arasında giderken, gazetecilerin mikrofon uzatarak; "Ayşe hanım? Pişman mısınız Ayşe hanım? Doktor hanıma ne yaptınız? " diye sorduklarını hayal edip seviniyordu ama annesi durdurdu:
" Kızım dur! Delil yok elimizde delil. Rezil oluruz. Belki oteli sevmedi başka yere gitti. Aaa!" deyince, Nazan:
" Hiç sanmıyorum anne. İyi aramıyorum; e ne yapacağız? "
dedi. Şengül de " Hümeyracığım ben de Ayşe'ye ne zaman doktor hanımı sorsam, Kızılcahamam'da kaplıcada diyordu. Başka yere gitse başka yere gitmiş demez miydi? " diye Nazan'a destek çıktı. Aldığı cevap:
"Ay ne bileyim ayol." oldu. Sevim hanımın aklına ise başka bir fikir geldi:
" Ne diyeceğim kızlar: Bence hazır Ayşe evde yokken evi arayalım."
Hümeyra hanım sordu:
"Evi mi arayalım? Nasıl? "
" Yumak'ın sayesinde."
"Yumak mı?"
" Sitenin siyah beyaz kedisi Yumak ayol; artık Ayşe'nin oldu. Bayılıyor. Hatta Gökhan 'Yumak'ı benden daha çok seviyorsun' diye takılıyordu. Site güvenlikli olduğu için kedi rahatça girip çıksın diye pencereyi azıcık aralık bırakıyor. Biz de oradan gireriz. Köşe bucak ararız. Belki kadıncağız bodrumdadır, böyle ağzında koli bandı, eli kolu bağlı! Kurtarırız zavallıyı."
Şengül:
"Ay! Kahraman oluruz valla! " diye haykırdı.
Nazan:
" Çok iyi fikir ama derin dondurucuya nasıl bakacağız? Ben korkarım!" derken, annesi:
" Kız, sen dur. Şengül'le biz bakarız. Var mısın Şengülcüğüm?" diye sordu.
"Varım Hümeyracığım ama bir gören olmasın?"
"Ayol kim görecek? Herkes denizde. "
Böylece düşünüp taşındılar. Harekete geçmeden önce aralarında parola belirlediler. Parola tilkiydi. Nazan elinde dürbün yolu gözetleyecek, Sevim hanım da cep telefonuyla evdekilerle sürekli irtibat halinde olacaktı. Aksilik olur kız eve erken dönerse "Tilki geliyor!" diye iki kadını uyaracaktı. Böylece Şengül ve Hümeyra, peş peşe aralık pencereden içeri girdiler. Bundan sonra aralarında şöyle konuşmalar geçmeye başladı:
" Girdik! Evdeyiz!"
"Tamam. "
" Salon boş."
"Mutfağa girin kızlar, derin dondurucuya bakın."
Beş dakika sonra cevap geldi:
" Derin dondurucuya baktık bir şey yok."
"Şu anda bodrumu arıyoruz burada da kimse yok."
" Tüm odalara bakın kızlar."
" Bakıyoruz merak etme. Şimdi yatak odasındayız."
Tam o sırada Nazan'ın dürbününün objektifinde Gökhan'ın arabası gözükmez mi! Kızın gözleri fal taşı gibi açıldı.
" Aaah! Olamaz! Sevim teyze! Ayşe ve Gökhan geliyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KATİL
Mystery / ThrillerBir dilek dilerken dikkatli ol; çünkü gerçekleşebilir. Kapak tasarımı: @writerladyy