Aylin, intikam plânını Eda'ya anlattıktan sonra; herkese kızın nerede olduğunu soran Gökhan'ın yanına gitti ve " Korkma canım, buradayım; nişanlını kaçırmadılar. Bakıyorum iki dakika bensiz kalamıyorsun. " diye espri yapınca, genç adam onun ince beline sarılarak; "Aynen öyle, hep yanımda ol istiyorum. Hele bir kaçırsınlar, o zaman içimdeki Mehmet Foçalı dışarı çıkar." dedi. Güzel kız da başını, onun omzuna gömdü. Oturdular ve hoplaya, zıplaya Zumba yapan Eda, Aleyna, Melek ve Nazan'ı görmek umuduyla partiye gelmiş olan Ömer'i izlemeye koyuldular. Ancak çocuk hayal kırıklığına uğradı; çünkü, tombiş kız, yaptıklarından sonra Aylin'in yüzüne bakacak durumda değildi. Yatağına oturmuş; ağzında elmalı kek, yanında yarısı yenmiş çikolatalı gofret, kucağında tablet; içini çeke çeke Deli Aşık, İnatçı Sevgili' nin eski bölümlerini izliyordu. Tam o sırada müstakbel kayınvalide yanlarına geldi:
"Eee, çifte kumrular her şey yoluna girdi madem yarım kalan nişanınız ne olacak?" diye hatırlattı.
Boncuk gözlü kız; "Yarım kalsa da yüzükleri takmıştık ya anneciğim; o yüzden artık direkt nikâh kıyalım diyorum. Zaten yine ait olduğu yerde " diyerek parmağını gösterdi çünkü Gökhan, iskelede otururken tek taşı tekrar kızın parmağına takmıştı. Aylin, "Sen ne dersin aşkım? " diye yakışıklı nişanlısına döndü:
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz, Gökhan'ın gözleri ışıldadı:
"Ne derim? Harika derim. "
Kız, teyzesine döndü:
"Bu sefer rahat rahat Canan'ı ve uzak da olsa bir, iki akrabamı davet edebileceğim, teyziş senin torunlar, çocuklar Avustralya'dalar ama belki yine de gelirler."
"Ben davetiye gönderirim lokumum, dünyanın bir ucu ve çok masraflı ama eminim gelirler. "
Gökhan'ın annesi de lafa karıştı:
"Ay, ay, ay oğlumu başgöz ediyorum çok sevindim yalnız ne zamana olacak? İki ayağımız bir pabuca girmesin. Çok hazırlık gerekir."
"Yok, yok anneciğim, şimdi düğün organizasyonları her şeyi yapıyorlar, biz hiçbir şeyle uğraşmıyoruz. Üstelik burası küçük yer, öyle sıra beklemeyiz. Değil mi Gökhancığım? "
"Haklısın canım. Bizim Çetin, halleder. On yedi Haziran olsun mu benim doğum günüm."
Bu fikir herkesin hoşuna gitti. Doğum gününde evlenmek ilginç olacaktı. O güne kadar iki aşık her gün el ele kumsalda dolaştı, bazen Eda'yı ve Tarçın'ı alıp doğa yürüyüşlerine çıktılar, deniz mevsimi bitmeden bol bol yüzdüler, dalgalı, serin sularda şakalaştılar; akşamları Korsan İni' nde dans ettiler. Bu esnada Ömer ile Nazan da nihayet biraz yakınlaştılar ve çocuğun pembe yanakları sevinçten daha da kızardı. Üstelik artık Mehmet Foçalı rolü yapmaktan da vaz geçmiş kendisi olmuştu ve bu aklı veren de Nazan'a çok acıyan Aylin'den başkası değildi. Henüz on sekizindeki gence;
" Bak canım, Nazan, aslında benim nişanlıma aşık değil; sadece dizideki Mehmet Foçalı'ya hayran. Sen, onu taklit etmeye çalıştıkça, ters teper. Kendin ol. Yaşlarınız da aynı, daha iyi olacak. Ne derler bilirsin: Taklitler, asıllarını yaşatır."
demiş ve çocuk da hak vermişti.
Çardak hanımları ise her zamanki gibi kek, börek, kısır yapıp dedikodulara devam ediyorlardı. Bir farkla ki, bu sefer teyziş de aralarındaydı. Hem iki ters, bir düz örgü örüyor, hem de onları dinliyordu.
İKİ HAFTA SONRA
On dört günün sonunda, her şey hazırdı. Misafir odasındaki çift kişilik yatağın üzerine özenle konulmuş gelinliğin göğsündeki minik Sworski taşlar, güneş ışınları vurdukça parıldıyor, "Bütün bunlar gerçek mi yoksa bir rüya mı?" diyen Aylin, yumuşacık düşeş saten kumaşı okşuyordu. Uğursuzluk getirmemesi için gelinliği nişanlısına göstermemişti. Gökhan'ın gri damatlığı da askıya asılmış büyük günü bekliyordu.
Sosyal medya:
"Yılın düğünü: Paranormal bir olayla 60 yaşındayken 25 yaşına dönen Aylin Alptekin ile sevilen dizi oyuncusu Gökhan Akın, bu akşam Bodrum'da evleniyorlar. "
gibi manşetlerle doluydu. Tek üzülen Nazan'dı gitmek istemese de annesinin zoruyla nikaha gelecekti. Tören, saat 19.00'da başlayacaktı, sitenin park yeri ve villanın önü yine gıcır gıcır BMW'ler, Mercedesler, Cherokee ciplerle dolmuştu. Hatta hangi yönetmen veya oyuncununsa bir de kırmızı Ferrari vardı. E, damat ünlü biri olunca bunlar doğaldı. Geçen seferki orkestra Yıldızların Altında' ya başlamıştı ki, Aysel, koşa koşa Gökhan'ı kolundan tuttu ve endişeli gözlerini gence dikti:
"Aysel teyze? Bir şey mi oldu? "
"Sorma evladım evet, çok kötü bir şey oldu! Felaket!"
"Felaket mi? Aylin'e bir şey mi oldu yoksa? Aylin!"
" Şştt! Bağırma. Yok öyle değil ama büyü bozuldu."
" Büyü mü bozuldu? "
" Perilerin bu şeysi; sihiri diyeyim geçiciymiş. Aylin tekrar yaşlandı."
"N...nı....ne...na...nasss...?"
"Şu anda yine altmış yaşında."
" Altmış derken? "
"Basbayağı altmış çocuğum. 59'dan sonra gelen."
"Yani....?"
" Senin ninen yaşında yani"
" Ni..ni ..ninem mi? "
"Aynen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KATİL
Mystery / ThrillerBir dilek dilerken dikkatli ol; çünkü gerçekleşebilir. Kapak tasarımı: @writerladyy