7 - ELFLERİN ÖDÜLÜ

417 79 141
                                    

 Aylin duymasa da, Elflerin aralarında şöyle konuşmalar geçiyordu:

"TA- TAA! Fanimiz, sınavı geçti ve yılda bir kez verdiğimiz geleneksel  Elf Ödülünü hak etti. Şimdi hanginiz onunla gitmeye gönüllü olacak bakalım?"

Kaprisli Nellinya:

"Ay hiç uğraşamam. Kusura bakma başperi." dedi ama diğerlerinden

"Ben! Ben! Ben!" sesleri yükseldi.

Lilibel iki elini dua eder gibi  göğsünde birleştirdi:

"Başperi, n'olur ben gideyim. Küçük olduğum için şimdiye kadar hiç gitmedim. N'olur...n'oooluur..."

Svallinya, Lilibel'in yalvarmasına dayanamadı:

 " Tamam Lilibel,  görev senindir. Kuralları biliyorsun: 24 saatini onunla geçirecek, hayattaki en büyük dileğini öğrenecek; sonra da bu dileğini yerine getireceksin. Biliyorsun birisini öldürmek, birisine tuzak kurmak gibi kötü dilekleri yerine getirmiyoruz. Yoksa ceza olarak Elflikten atılır ve sıradan insana dönüşürsün. Eğer bu süre zarfında bir dilek dilemezse, dönüp geliyorsun."

"Biliyorum. Yaşasınnn, bu yıl ödülü ben vereceğimmmm! Oleyyy!"

Nellinya, küçümser bir bakış fırlattı:

"Çok fazla sevinme ufaklık."

"Niyeymiş?"

"Beş sene önce Elvira gitmişti ve insanoğlu bir dilek dilemediği için ödül veremeden  kös kös geri dönmüştü."

Svallinya çıkıştı:

"Nellinya! Böyle durumlarda elflerin suçu yoktur. Saçmalama."

Başperi böyle demişti ama Lilibel çok korktu. Tam o sırada başka bir peri bağırdı:

"Ayol, kadın gidiyor. Uç!"

"Tamam! Hoşçakalın."

Nellinya dudağını büktü:

"Hıh."

Lilibel,  görünmez olduğu için arabanın kapısından sanki kapı yokmuş gibi içeri geçti. Kadının yanındaki koltuğa oturdu. Koltuk hafifçe içe çöktüyse de doktorun gözü yolda olduğundan fark etmedi. Küçük Elf, arkadaşlarına el sallarken başperi tekrarladı:

" Unutma sadece 24 saatin var."

"Biliyorum."

Az sonra siyah cip, ormandan çıkmış, otobanda gidiyordu. Lilibel, sıkılınca kâh arabanın tavanına çıkıp uzanıyor, kâh ayaklarını pencereden sallıyordu. Yıldızlar çıktığında siteye vardılar, güvenlikte durdular ve kadıncağız kimliğini gösterdi. Eve vardığında her yeri tutulmuştu. Arabadan indi, bagajı açtı. Valizlerini çıkarttı. Bir yandan da acıyla yüzünü buruşturdu:

"Ah! Belim, sırtım! "

Lilibel de çevreye göz atıyordu:

"Ne güzel bir yer. A! Merhaba güzellik!"

Güzellik dediği sitenin siyah-beyaz kedisiydi. O da Lilibel'i görmüştü. İnsanların aksine kediler elfleri görebilirdi; ancak şaşırdı. Ne de olsa her gün Elf görmüyordu:

"Vay canına! Bir Elf! "

dedi ve tüylerini parlatmaya devam etti. Aylin, tüm valizlerini taşıdı ve kapıyı PAT diye küçük perinin suratına kapattı ama Lilibel, kapı yokmuş gibi kolayca içinden geçti.  Yıllarca tek başına yaşaya yaşaya kendi kendine konuşma alışkanlığına sahip olan kadıncağız, gördüklerinden memnun kaldı:

"Canan, çok iyi iş çıkartmış. Tam istediğim gibi."

GÜZEL KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin