Akşam olduğunda valizleri çoktan hazırladığım için hemen dışarıya arabanın yanına taşımaya başladım. Uğur'da bana yardım ediyordu. Hem söyleniyor hem de yardım ediyor.
İlk çamaşırı konusundan fazla sinirlenmiştim. Yanlışlıkla oraya girmiş! Bütün gün valiz hazırladım. Burada kardeşlerimin kıyafetleri fazlasıyla vardı.
"Bir gün daha kalsaydınız bari." diyen Uğur'a aldırmadan valizi arabaya koydum. Kardeşlerimi de arabaya bindirdiğimde tam bende biniyordum ki Uğur konuştu.
"Bugün aldığım oyuncakları da koyalım." dediğinde eve geri girip poşetlerin yarısını elime aldım. Uğur'da bana yardım ediyordu.
Bütün poşetleri arabaya koyduktan sonra arabaya bindik. Uğur arabayı çalıştırdığında hala söyleniyordu.
~•~
Sabah kardeşlerimi okula gönderdikten sonra valizleri ve oyuncakları yerleştirdim. Salona gidip oturduğmda yorulduğumu fark ettim.Daha doğru düzgün soluk alamamıştım ki zil çaldı. Ayağımı yere sürüye sürüye kapıyı açmaya gittim. Giderken koridordaki saate gözüm kaydı. Birazdan kardeşlerim gelecekti. Yemek de yapmalıydım.
Kapıyı açtığımda karşımda Uğuru'u gördüm. Neden gelmişti bilmiyorum. Tek kaşımı kaldırarak bakmaya başladım.
"İçeriye davet etmiyecek misin?" diye söylendiğinde içeri davet ettim. Salona giderken konuştum.
"Neden geldin şimdi?" diye sordum. İkimizde oturunca konuştu.
"Burdan geçerken bir uğrayım dedim." tam cevap verecektim ki zil tekrardan çaldı.
Kapıyı açtığımda karşımda nefes nefese kalmış Ecrin'i gördüm. Hemen eğilip saçlarını geriye ittim. Fazlasıyla terlemişti.
"A-abla! Ece! Araba! Abla yardım et!" Ecrin'in ağzından bu kelimeler döküldüğünde göğüs kafesim daralmaya başladım. Nefes almayı unutmuşum adeta.
"Sen içeri geç! Evde bekle geliyorum ben." dediğim gibi ayakkabılarımı giyip evden hızlıca çıktım. Arkamdan Uğur'da geliyordu.
Koşmaya başladığımda arabalar kornalarını çalıyordu. Sanki Dünya durmuştu. Evren benim kırılmadan önce ne kadar bükülebileceğimi ölçüyordu.
Boğazım bir çöl gibi kurumuştu. Ciğerlerim nefes diye çığlık atıyordu. Bacaklarım koşmaktan sızlıyordu. Ancak ben koşmaya devam ediyordum.
Okulun önüne geldiğimde herkesin toplandığı yere gittim. Yolun tam ortasında yerde yatan Ece'yi gördüğümde çığlığı bastım. Ambulans daha yeni geliyordu. Uğur beni sakinleştirmeye çalışırken ben çığlık atıp bağırarak ağlıyordum. Sanki kalbimi çekip almışlardı. Koparmışlardı. Nefes almak işkence gibi geliyordu.
Uğur'un kollarında ayrılıp yere kardeşimin yanına çöktüm. Bilinci yerindeydi. Kafasından gelen kanı ellediğimde içim cız etti. Kardeşimi kayıp etmek istemiyorum.
Ece'nin gözleri açıldığında ambulansdan sedyeyi çıkartıyorlardı. "Ab-la canım çok yanıyor." kısık bir sesle bu cümleyi kurmuştu.
Kardeşimi sedyeye koyarlerken bende hemen arkalarından gidiyordum. Ambulansa bindiğimde Uğur'da hemen yanıma gelip ambulansa bindi.
"Uğur çok korkuyorum. O'nu kayıp etmek istemiyorum. Canım yanıyor abla dedi bana Uğur. O'nun canı çok yanıyor. O daha çok küçük Uğur." dedim ve Uğur'un kollarının arasına girip hıçkırıklarım ile ağlamaya başladım.
Bu anlatılması çok zor bir şeydi. Kalbimin üzerine bir fil oturmuştu sanki. Kalbimi koparmışlardı. Nefes almak zordu. Hayat bana işkence ediyordu. Canım çok yanıyordu. Gözlerim ağlamaktan isyan ediyordu.
Hastaneye geldiğimizde kardeşimi hemen ameliyat odasına götürdüler. Ben arkasından öylece bakakaldım. Canım çok yanıyordu. Kalbim sıkışıyordu.
Yere çöküp sırtımı duvarlara yasladım. Uğur'da yanıma çöküp oturdu.
"Kardeşin iyi olacak. Ben yanındayım." bu iki kelime o kadar çok güvenli hissetiyordu ki. Ancak hala kalbim korkuyla atıyordu. Dehşet içinde kalmıştım.
"Uğur, ben hiç bir zaman mutlu olamayacak mıyım? Her zaman hayat bana böyle işkence etmeye devam edecek değil mi? Sevdiklerimi elimden alacak. Keşke benim canımı alsa diyorum bazen ama aklıma kardeşlerim geliyor. Onlar bensiz yapamazlar Uğur. Bende onlarsız yapamam. Benim herşeyim onlar. Uğur çok korkuyorum. Ya O'na bir şey olursa? Uğur dayanamıyorum artık. Çok zor geliyor hayat. Bedenimi hissetmiyorum. Kendimi hissetmiyorum. Çok çaresizim." dediğimde bana bir şey demesini bekledim ancak demeyince kafamı yüzüne çevirdim.
Ağlıyordu. Bu daha çok canımı yakmaya başladığında "Ağlama lüt-fen." dedim bana sıkıca sarılınca kendimi O'na daha çok yaklaştırdım.
"Ben yanındayım." dediğinde gözyaşlarımı daha çok serbest bıraktım.
"Seni seviyorum." dediğimde alnımı öpüp geri çekildi. "Bende seni seviyorum."
Benimle ağlayan, gülen, olan birisine bağlanmıştım. Beni seven bir erkeği bende seviyordum. Ben aşkı tatmıştım.
~•~
Sürpriz bölüm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hizmetçi Kız
Tiểu Thuyết ChungHiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi? Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi. TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.