Hiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi?
Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi.
TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
2 Ay Sonra
Bu akşam Uğur'un abisi yurt dışından geliyordu. Eskiden hizmetçilik yaptığım evde yemeğe davetliydim. Uğur beni abisi ile tanıştırmak istiyordu.
Bu akşam biraz şık olmak istiyorum. Kendimi aşmak. Yeni bir iş bulmuştum. İşimi bulmama Uğur yardım etmişti.
Bir şirkette sekreter olarak çalışıyordum. Uğur'un arkadaşının şirketinde.
Daha yeni maaşımı almıştım bugün alışveriş yapabilirdim.
Ecrin Ece'yi çok özlüyordu. Bende öyle. Ama O gitmişti. Bir melek olmuştu.
Gözlerim dolmaya başladığında hemen kendimi toparladım.
Ecrin şuan okulda olduğu için alışverişe şimdi çıkabilirdim. Akşam yemeğe Ecrin'i götürmeyecektim. Uğur bir bakıcı bulmuştu.
Üstüme ince bir hırka alıp evden çıktım. Bahar gelmişti. Ağaçlar rengarenk çiçekler ile süslenmişti.
Hafif bir rüzgar esiyordu ve saçlarımı dans ettiriyordu.
Biraz yürüdükten sonra şık bir mağazaya denk geldim. İçeride abiyeler satılıyordu.
Uğur, bu yemeğin bir parti gibi olacağını söylemişti. Sade bir abiye alabilirdim.
Mağazaya girdiğimde yanıma görevli bir kadın geldi. “Hoşgeldiniz efendim. Size nasıl yardımcı olabilirim?” dediğinde etrafı hafif süzdüm. Çok güzel elbiseler vardı.
“Sade bir abiye istiyorum.” dediğimde kadın hemen eline bir elbise aldı ve bana doğru gösterdi. “Bu nasıl efendim?” baktığımda beyaz göğüs dekoltesi olan sade bir elbise gördüm.
“Dekolteli bir şey olmasa sevinirim.” dedim ve elime mavi tüllü, üstü taşlı kısa bir elbise aldım. “Bunu deneyeceğim.” dedim ve bakınmaya devam ettim.
Elime beyaz önü kısa arkası uzun sade tüllü bir elbise alıp tekrar bakınmaya döndüm. Bakınırken görevli kadın elinde toz pembe renginde alt tarafı tüllü olan sade bir elbise ile geldi.
“Çok güzelmiş bunuda deneyeceğim.” dedim ve elime aldım.
Üç elbiseyi de alıp kabine girdim. İlk olarak beyaz elbiseyi deneyip dışarı çıktım. Görevli kadın beni süzdükten sonra konuştu.
“Beyaz renk sizin renginiz değil.” dediğinde aynaya baktım. Kesinlikle beyaz bana yakışmıyordu.
Tekrar kabine girdim ve bu sefer mavi üstü taşlı kısa elbiseyi giyip dışarı çıktım.
“Bu çok yakışmış efendim. Teninizi açmış bu renk.” diyen görevli kadına gülümsedim ve aynaya baktım. Gerçekten çok güzel bir elbiseydi ancak taşlar beni rahatsız etmişti.