Sevdiğin birisi ile yakınken kalbinin ritmi mezdeke oynarcasına hareketlidir ya ve sen onu saklamaya çalışırsın.
Tam bu durumdaydım işte. Uğur'la denizin tam önünde beraberdik. Bütün ısrarlarına rağmen pahalı bir restorant yerine burayı tercih etmiştim.
Denizin dalgaları kıyıya çarpıyor gökyüzü yıldızlarıyla etrafımızı kuşatıyordu.
Doğallık, sadelik ve aşk. Bu üçlü yetiyordu benim mutluluğuma. İstemez, sevmezdim ki abartılı şeyleri.
Bana aşkla bakan gözlerin içine dalıp gidiyordum her saniye. Gözlerinin içine saklanmak istiyordum. Kimse bulamasın beni, bütün ömrüm orada geçsin istiyordum.
Derin bakışları beni içine çekiyordu. Boğulmaktan bile korkmuyordum. Mavi derin gözleri benim mutluluk sebebimdi.
Elleri ellerimin üstünü örtüyordu. Nefesi nefesime karışıyordu.
Huzurdu. Tekti benim için. Onunla olmak istiyordum hep. Bir saniyem bile ayrı geçmesin istiyordum.
Varlığı bile az geliyordu. Hep benimle olsun istiyordum. Tek benimle.
"Tek benim ol. Hep benim ol. Olur mu?" diyerek derin bir nefes çektim içime. Denizin kokusuda gelmişti burnuma.
"Sen ol. Tek sen ol." diye karşılık verdi. Tek bir kelimesi yetiyordu gülümsememe. Gülümserken kalbimin ısınmasına tek kelimesi bile yetiyordu.
"Güneş ol sabahıma, Ay ol geceme. Hep parla hayatımda." dedi. Bir şey dememe izin vermemişti bile.
Ellerini ellerimden çekti. Ceketinin cebinden kırmızı küçük bir kutu çıkardı. Önümde diz çökerken göz kırptı.
"Benimle evlenir misin? Çocuklarımın annesi, evimin neşesi olur musun?"
***
Beril, sevdiği adama hayır diyemezdi zaten. Kalbi yerinde duramıyor, heyecandan kesik kesik nefes alıyordu.
Uğur, sevmekten usanmamıştı. Sevdiği kadına ikinci evlenme teklifiydi bu. Yüzlerce edebilirdi de. Ama bu sefer uzatmayacak kıyacaktı nikahı. Ellerinden kaymasını istemiyordu tekrar.
Tek olduklarını düşündüklerini deniz kıyısında bir seyirci vardı.
Kalbine saplanan bir kılıç gibi geliyordu şahit olduğu bu durum.
Umut, gözlerinden akan tuzlu yaşları silmeye bile kalkışmıyordu. Biliyordu, yenileri gelecekti.
Elindeki içkiyi tekrar dikledi. Boğazını yakan içkiyi uzunca dikledi hatta. Kalbi kadar yanmıyordu boğazı.
Kendinden nefret ediyordu. Kardeşinindi bu uğruna öleceği kadın. Kabullenemese de bu acı bir gerçekti onun için.
Saklandığı köşeye sinip izlemeye devam etti.
Beril, ellerini çocukça çırptı. " Evet! Evet, yine evet! Hep evet!" diye yüksek sesle karşılık verdi.
Uğur, sesli bir kahkaha atıp yüzüğü parmağına taktı. Çokta yakışmıştı yüzük sevdiğine. Yerini bulmuştu.
Ayağa kalktı Uğur. Anında Beril sardı kollarını. Sıkıca sardı hemde.
Uğur'da hemen doladı kollarını beline. Beril'in ayaklarını yerden kesip dönmeye başladı.
Kahkahaları birbirine karışmıştı. Mutluluk bu sahnede gizliydi onlar için.
Umut ise bu geceki beşinci içki şişesini açıyordu. Bedeni sarsılıyordu ağlarken. Sevdiği kadın ellerinden gitmişti. Aslında hiç onun olmamıştı ki. Onun için bir hayaldi Beril. Olamayacak kadar güzel bir hayaldi.
Uğur ve Beril ellerini kavuşturup ilerlemeye başladı.
Umut ise yere çöküp kendini içkisiyle teselli etmeye çalıştı. Yetmiyordu ki! İçkiler yetmiyordu acısını dindirmeye. Hatta daha çok yanıyordu canı.
Her gün daha çok ölüyordu. Daha çok nefret ediyordu kendinden. Gönlüne laf geçiremiyor, deli gibi içiyordu her seferinde.
Biliyordu ki Beril mutluydu. Bununla yetinmeye çalışıyor, tesellilere sığınıyordu.
Elindeki şişe de bitince ayağa kalktı. Yürüyemiyordu bile. Hem gözlerindeki yaşlardan yolunu seçemiyor hem de sarhoşluğun etkisiyle ayakları birbirine dolanıyordu.
Pes etti. Tekrar çöktü yere. Yeni şişesini açarken gecenin sessizliğinde boğuluyordu.
***
"Bugün benimle uyusan ya? Saçlarını koklayarak uyusam?" diye sordu Uğur. Bu soruya karşılık gülümsedim.
"Olmaz." diye yanıt verdim. Yüzünü asarken yanaklarını ısırmak istiyordum. Ama sıkmakla yetindim.
"İyi geceler." diye ekliyip merdivenlerden çıkmaya kalkıştım. Beni durdurup alnıma öpücük kondurdu.
"İyi geceler." dedi ve bu seferde yanağıma bir buse kondurdu.
"Seni seviyorum adam." diyerek kollarımı sardım boynuna. Kokusunu içime çekerken oda bana sardı kollarını.
"Seni seviyorum kadın." dediğinde daha sıkı sarıldım. "Çok." diye ekledi ve oda daha sıkı sardı kollarını belime.
Son kez kokusunu içime çekip ayrıldım. Merdivenlerden çıkarken gözleri hâlâ bendeydi.
Bu gece benim gecemdi. En güzel gecem.
***
Bölüm biraz kısa olsa da umarım beğenmişsinizdir. Bu bölümde biraz değişiklik yaptım. Kötü olmadı umarım. Pek emin değilim.
Yeni bölümde görüşmek üzere!^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hizmetçi Kız
Ficción GeneralHiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi? Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi. TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.