5 yıl sonra...
Adımımı deliler hastanesinden dışarı attığımda. Rüzgar saçlarımı sol omzuma doğru uçurdu.
Kirpiklerim sert rüzgara karşı direnmeye çalışıyordu. Rüzgarın etkisiyle gözüme uçan tozlara karşı gözlerimi kıstım.
Kurumuş dudaklarımı birbirine bastırıp etrafıma göz attım. İnsanlar hayatlarına devam ediyordu. Kimi eve para götürmek için çalışıyor, kimi parasının keyfini sürüyor. Adaletsizlik.
Adımlarımı taksi durağına doğru atarken titriyordum. Hayır, rüzgardan değildi bu. Başka bir şeydi. Heyecan, korku, endişe. Hepsi birbirine karışmıştı. Ben kendimi kayıp etmiştim. Ruhumu kayıp etmiştim.
Taksi durağına vardığımda bir kedi gelip sağ bacağıma sürtündü. Yere eğilip kediyi sevmeye başladım.
Her elim ile onu sevdiğimde mırıldanıyordu. Gülümseyip kediyi sevmeyi bıraktım. Taksi gelmişti.
Taksiye binip yeri tarif ettim. Camdan kedinin hüzünlü bakışlarıyla karşı karşıya geldim. Taksi hareket etmişti. Gidiyordum.
Birkaç dakika sonra tanıdık olan sokakta indim. Taksiye deliler hastanesine girmeden önce ceketimde bulunan bir miktar parayı verdim.
Ayağım yere değdiğinde kalbimde bir cızırtı oluşmuştu. Evimin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Özlemiştim.
Evimin olması gereken yere baktığımda gördüğüm manzara dehşet vericiydi. Ağzım bir karış açılmıştı.
Evim yoktu. Annemin, kardeşlerimin, benim bir zamanlar yaşadığımız evimiz yoktu. Onun yerine yeni yapılımına başlanmış apartman vardı.
Kaldırıma kendimi atıp yanan gözlerim ile gökyüzüne bakmaya başladım.
Ellerim titremeye başladığında başımı dizlerime kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Sokağın ortasında hıçkırarak ağlıyordum. İnsanlar umrumda değildi. Kimse, değildi.
Oturduğum yerden zorla kalkıp gözlerimi elimin tersi ile sildim. Kardeşim. Deliler hastanesindeki adam kardeşimin 'Çiçek Bahçesi' adlı yurtda kaldığını söylemişti.
Neredeydi orası? Nasıl gidebilirdim? Sokaktan geçen birisine doğru yürüyüp onu durdurdum. "Çiçek Bahçesi adlı yurt nerede acaba." beni kısaca süzdü.
"Buraya yakın bir yurt. Düm düz gidin karşınıza çıkan ilk sağ araya girin. Orada." kadına teşekkür edip düm düz yürümeye başladım. O kadar özlemiştim ki kardeşimi.
Heyecanlı hızlı adımlarım ile kardeşime gidiyordum. Onu oradan şimdi alamazdım ama görebilirdim.
Karşıma çıkan sağ araya girdiğimde karşıma beyaz büyük bir bina çıktı. Tabelasında 'Çiçek Bahçesi Kız Yetiştirme Yurdu' yazıyordu.
Binanın bahçesine baktığımda birkaç kızın oyun oynadığını gördüm. Demirlikli kapıdan girip binaya doğru yürümeye başladım.
Binanın içine girdiğimde gözüme krem rengi olan kapı takıldı. Kapının yanında müdür yazıyordu.
Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Müdüre bakıp gülümesdim. Kapıyı kapatıp masasına doğru yaklaştım. "Ben bir şey soracaktım." dediğimde gözlüğünü çıkartıp masaya koydu. "Evet?" diye ilgi ve merakla sordu.
"Ecrin Yılmaz. Burada mı?" diye sorduğumda beni baştan aşağı bir süzdü. "Nesi oluyorsunuz?" gözlerimi devirip sorusuna yanıt verdim. "Ablası. Nerede kardeşim?" diye tekrarladım sorumu.
![](https://img.wattpad.com/cover/33711209-288-k852356.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hizmetçi Kız
Ficción GeneralHiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi? Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi. TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.