Hiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi?
Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi.
TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.
Gidip boynuna sarılsam? Bırakmasam ya. İter mi beni? Git der mi ki?
Zaten bir kere yaşamıyor muyuz? Sarılmak, kokusunu içime çekmek suç mu?
Bir adım attım ona doğru. Her adımda kalp atışlarım hızlanıyordu.
Bir adım daha atacağım sırada salona bir kadın daldı. "Uğur!" diye cırtlak sesini duyurmuştu.
Bütüngözler ona döndü. Bu Uğur'un yanında gördüğüm sarışın kadındı. Karısı olmalıydı.
Kırmızı dizlerine kadar gelen paltosu ve kırmızı ruju uyum içindeydi. Makyajı o kadar güzeldi ki. Güzel bir kadındı. Ben yanında ezik gibi kalıyordum.
"Kocacığım, neden habersizce çıktın?" bir kelime sizi en derin okyanusa sürükler mi? Boğar mı sizi? Kocacığım... Ne güzel bir kelimedir bu. Ne çok da yakışır insana. Uğur'a benim söylemem gerekmez miydi? Neden bu kadın benim hayatımı çalmıştı? Aşkım, ellerimin arasından kayan Kum taneleri gibiydi. Kaydı, gitti.
"Seni hatırlıyorum. Evet evet! Sen... Sen benim karım olacaktın. Sen... Biz âşıktık." Uğur'un sözleri ile kalbime umut parçaları düşmeye başladı. Beni hatırlıyordu!
"Yok öyle bir şey!" diye sesini yükseltti karısı. Gözleri dolmuş çok çaresiz görünüyordu.
"Bizim bir çocuğumuz var. Biz evliyiz. Hayır hayır..." diye ekledi kadın. Haklıydı. Bir yuvaları vardı. Uğur artık bir uçurumdu benim için. Ulaşamazdım ona. Hiçbirzaman.
"Yeter! Bu kadar oyun yeter." diyen Umut'a döndük. Ne oyunu? Yine mi bir oyun?
"Yurttan aldığınız bir çocuğu gerçek evladı gibi gösterdiniz. Zorla evlendirdiniz. Hafıza kaybından yararlandınız. Vicdanınız hiç mi yok sizin?!" Umut'un sözleri ile başım dönmeye başladı ve geriye doğru sendelendim.