Avcumdaki toparağı öyle bir sıkıyordum ki tüm öfkemi kusarcasına bırakmıyordum. Avazım çıkana dek bağırmış haykırmıştım bomboş mezarlıkta. Sesimi duyurmak istercesine içimdeki volkanı dindirmek istercesine bağırmıştım. Artık ne bağıracak bir sesim nede avcumdaki toprağı sıkacak gücüm kalmıştı. Yavaşca avcumdan akan toprağı izledim. Hayatımda böyle ellerimden kayıp gitmişti. Gülümsemem, mutluluğum, ailem.Ben Umay Gece DEMIR 25 yaşında 1.70 boyunda renkli gözlü kumral tenli birisiyim. 9 yaşında kaybettiğim kardeşim ile başladı benim sınavım. Ölümün ne demek olduğunu o zaman anladım. Tam kendimi toparlamaya başlamıştım ki 15 yaşımda annem ve babamı kaybettim. Tüm dünyam durmuştu nefes almayı yaşamayı o zaman bıraktım. Kendi köşeme çekildim. Gülümsemem soldu ilk başta ardından mutlu neşe saçan kız çocuğu uzaklaşıp yok oldu. Asi, inatçı, çekilmez birisi oldum. Amcam ve 2 kuzenimden başka kimsem olmadı hayatımda. Kimseye yer vermedim kimseyle konuşmadım. Umursamaz havalı egoist görüntüm insanları kendimden uzaklaştırmama yetmişti zaten. Varlıklı bir ailem vardı maddi ve manevi anlamda hiç bir eksiklik hissetmedim. Halada öyleyim babam ve amcamın özenle kurmuş olduğu şirketten gelir kaynağım var.
Ne kadar mal mülk olsada ailem yanımda yoklar. Onların özlemi o kadar ağır ki boğazımdaki o düğüm asla gitmiyor. Sabahın erken saatlerinde geldiğim mezarlıkta güneşin doğuşunu'da batışınıda görmüştüm. Yavaşca ayaklanıp yüzüme düşen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Son defa ailemin mezarlarına bakıp arkamı döndüm. Ilerideki siyah arabama doğru sersem adımlar ile ilerliyordum. Zar zor bindiğim koktuğa yaslanıp derin nefes aldım. Kulaklarımı dolduran melodi sesi ile yan koltukta çalan telefonumu elime aldım. Arayan kişiye baktığımda sekreter yazısı ile hemen cevapladım.
-"Efendim"
-"Alo kusura bakmayın Umay hanım rahatsız ettim sizi. Cumhuriyet baş savcısı Doğan bey sizinle görüşme sağlayacağını iletti haber vermek istedim."
Duyduğum bu haber ile kaşlarımı istem dışı çattım.
-"Tamam ne zaman"
-"2 saat sonra size mesaj atacağım yerde."
-"Tamam mesaj atarsın"
Telefonu kapatıp hemen arabayı çalıştırdım. Işte şimdi başlıyordu benim hikayem. Hızla mezarlıktan uzaklaşıp kuzenim Öykü ile yaşadığımız eve sürdüm. Fazla uzak değildi zaten. Bahçe kapısından içeriye girip motoru kapattım. Hemen arabadan inip eve yürüdüm. Hızla anahtarım ile kapıyı açıp içeriye girdim. Yukarı kattaki odama çıkıp üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum. Giyinme odama girip siyah beyaz puantiyeli diz kapağıma kadar gelen eteğimi giyindim. Yarım kol sıfır yaka siyah badimide giyinip eteğimi içine soktum. Beyaz spor ayakkabımıda ayağıma geçirip aynanın karşısına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI HANIM
General FictionKokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep su...