Gözlerime vuran güneş ile kalkmıştım. Üzerimdeki geceden kalma yorgunluk ile kendimi soğuk suyun altına atmıştım. Kendime geldiğimde hemen çıkıp üzerime baksırımı giyip saçlarımı havluyla kuruttum. Siyah takım elbisemi giyinip kol düğmelerimi taktım. Ayakkabılarımıda giyince saçlarımı şekillendirdim. Gerekli eşyalarımı alıp odamdan çıktım. Koluma saatimi takarak salondaki masaya ilerledim. Kahvaltı yine tam saatinde hazırlanmıştı. Masaya oturup çayımı yudumladım.
-"Siktir amk bu nasıl bir ağrıdır"
Kuzenim olan Savaş yine zorla uyanmış ve sinirle masaya oturmuştu. Dış kapının kapanma sesiyle en güvendiğim adamım Sergende gelmişti.
-"Yine uyandık yine aynı şeyleri yaşıyoruz. Allah aşkına neden biraz daha uyumuyoruz."
-"Seni bıraksak akşama kadar uyursun Savaş. Sus ve kahvaltını yap hemen"
Kendimi tanıtmadım ben Polat ÇAKIR. Ünlü bir iş adamıyım, aynı zamanda yer altında mafya lideriyim. Babamdan sonra koltuğa ben oturmuştum. Annemin karadenizli olması babamında Şanlıurfalı olması benim laz ve kürt damarımın hemen sinirlenmeme neden oluyordu. Sinirli, asabi bir insandım. Kimse beni sakinleştiremez ve sinirlendiğim zamanda karşımda duramazlardı. 26 yaşında 1.96 boyunda esmer birisiyim. Etrafımda pervane olan kadınlar ilgimi asla çekmiyordu. Geçmişte yaşadığım olay yüzünden kadınlara asla güvenmiyordum. Ailem Şanlıurfa'da yaşıyorlardı. Kız kardeşim ve Savaş'ın kız kardeşi karşı villada bizim gözetimimiz altında üniversite okuyorlardı.
-"Abi bugün Berat ile toplantınız var"
Savaş yüzünü sıvazlayıp bana bakmıştı.
-"Bu mal adama niye daha fazla katlanıyoruz ensesine binelim alalım arsayı."
Peçete ile ağzımı silip geriye yaslandım.
-"Babamın eski ahbabının oğlu dayan biraz o şerefsiz ortak olduğumuzu sansın. Elindeki arsayı alıp ortada bırakırız."
Savaş beni onaylayınca ayağa kalktım. Savaş ve Sergende kalkınca evden çıktık. Korumanın açtığı kapıyla arabaya bindim. Hızla evden uzaklaşıp çevreyoluna çıktım. Sıkıcı trafiği aşıp sonunda şirketin önüne gelmiştim. Kapıdaki güvenlik koşarak yanıma gelmişti. Arabanın anahtarını uzatıp döner kapıya ilerledim. Iceriye girip asansöre bindim. Sergen 10. Katın düğmesine basıp kapıların kapanmasına yardımcı olmuştu. Sonunda asansörden inip bizi kapıda otuz iki diş bekleyen Berat'ın yanına ilerledik.
-"Hoşgeldiniz Polat bey buyrun toplantı odasına geçelim."
Cevap vermeden gösterdiği odaya girmiştim. Bir kaç tane adam beni görünce ayağa kalkmıştı.
-"Hoşgeldiniz efendim"
Hep bir ağızdan söylemişlerdi gözümü devirip en başa oturdum. Savaşta yanıma oturunca geriye yaslanmıştım.
-"Lafı uzatmayacağım Berat sen bize arsanı kirala bizde oraya istediğimiz binayı yapalım"
-"Tabi sizin istediğiniz gibi olacak ama şartım şuki oraya yapacağınız rezidanstan %51 pay isterim"
Kendini akıllı sanan yavşak adama sinirle baktım.
-"Sana düşen pay %20 o kadar biz sana arsayı satman için öneride bulunduk ama kabul etmedin"
Bir anda sırıtan suratı ciddi bir hal almıştı.
-"O arsayı satmam size bunu belirttim ya benim istediğim payı verirsiniz ya da o arsa öylece kalır orada."
Sakin olmaya çalısıyordum ellerimi masada birleştirdim.
-"Bana bak lan ilk önce sen bize borcunu öde sonra bizden pay iste gevşek"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI HANIM
Ficção GeralKokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep su...