Masanın başında eli cebinde ukala bakışlar atan Ciwan ağa denen adama baktım. Zişan ile konuşmalarından sonra korktuğunu sanmıştım. Ama umursamaz tavırları terbiyesizliğini ortaya koyuyordu. Bir anda ayağa kalkmışlardı. Sergende adamın arkasından gelecek talimatı bekliyordu. Neden ÇAKIR erkeklerinin hepsi uzun boylu kalıplıydı anlamış değildim.
-"Sakin ol Polat ağa selam vermeye geldim sadece"
Ukala tavrına birde ukala bir gülüş eklemişti. Onların tartışmalarıni umursamadan önümdeki kepaptan bir çatal aldım.
-"Selamını verdin şimdi uzaya bilirsin Ciwan"
Elif hemen Polat'ın koluna yapışmıştı.
-"Polat nolur kavga etme biliyorsun çok korkuyorum sakin ol lütfen"
Hala bu kızı öldürmediğim için kendimi tebrik ediyordum.
-"Elif otur oturduğun yere"
Polat kolunu kendine çekip çattığı kaşlar ile Ciwan'a baktı.
-"Afiyet olsun Polat ağa görüşürüz"
Ciwan arkasını dönüp çıkışa ilerlemişti. Zişan'a baktığımda korkudan kafasını kaldırmamıştı. Herkes tekrar yerine oturunca masada derin bir sesizlik olmuştu.
-"Kıyamet kopuyordu sen hala yemek yemeye devam ediyorsun ne kadar rahat birisin hala anlamış değilim"
Elif'in yine canı sıkılmıştı anlaşılan, geldiğim günden beri misafirim diye birşey yapmıyordum ama sakin kalacağımı zannetmiyordum.
-"Kıyamet kopmadığına göre yapacağım birşey yok. Asıl sen kendine bak en ufak bir tartışmada ödlek gibi korkuyorsun."
Bir anda ayağa kalkınca sevinmiştim. En sevdiğim şey ilk atağı karşıdaki kişinin başlatmasıydı.
-"Bana bak kızım seni bu masaya gömerim. Sen kim oluyorsunda neyine güvenerek benimle laf dalaşına giriyorsun."
Yanıma kadar gelip elini bir anda masaya vurmuştu. Sol omzumun üzerinden yüzüne baktım.
-"Bakıyorumda daha yeni korkuyorum kavga etmeyin diyen o kız gitmiş"
Bir an afallasada kendini toparlamıştı.
-"Konu bana laf atılmasıysa herkes bilir nasıl bir deli olduğumu"
Peçete ile dudağımı silip kenara koydum.
-"Elif saçmalama kendine gel"
Polat ikimize bakıp konuşmuştu ama pek işe yaramamıştı.
-"Bırak Polat şu kıza haddini bildireyimde kim olduğunu unutmasın"
Sandalyemi geriye itip bir hızlı bir hareket ile Elif'in kafasını masaya vurmuştum.
-"Haklısın haddini bildireyim ki kim olduğumu unutma"
Ense kökündeki saçını tutup var gücümle çektim. Dudaklarından dökülen çığlıkları umursamadan kafasını kaldırıp yüzünü yüzüme çevirdim. Saçlarını bırakıp yüzüne attığım tokat ile yere sermiştim.
-"Bu sadece sana bir uyarıydı bir daha bana laf etmeye kalkarsan o zaman bu kadar sakin kalmam"
Masadaki çantamı ve telefonumu alıp çıkışa ilerledim. Zişan ve Zümra hemen arkamdan gelmişlerdi.
-"Abla kusura bakma o dengesizin teki işte. Hemen ağzına geleni söyleyen birisi. Umursama onu bozma moralini"
-"Zümracım ben moralimi gereksiz insanlar için bozmam merak etme. Hem bi dersi hak ediyordu iyi oldu ona"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI HANIM
General FictionKokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep su...