Perdeden sızan güneş ile gözlerimi açmıştım. Yatağımdan kalkıp banyoya geçtim soğuk su ile yüzümü yıkayıp aynadaki yansımama baktım. Gözlerimdeki öfkeyi görünce yavaşca gülümsedim. Öfkem ile besleniyordum, eğer bir gün gözlerimdeki ateş sönerse o zaman rahatlayacaktım. Banyodan çıkıp giyinme odasına geçtim. Dar paça kot pantolon ve peyaz bir gömlek giyip saçlarımı taradım. Hafif bir makyaj yapıp beyaz renk spor ayakkabılarımı giyindim. Siyah kol çantama gerekli eşyalarımı koyup odamdan çıktım. Merdivenlerden inip mutfağa geçtim. Öykü çayları dolduruyordu, hemen yerime oturdum.
-"Günaydın"
Hafif bir tebessüm ile Öykü'ye baktım. Bana kırgındı ve korkuyordu farkındaydım.
-"Günaydın"
Sesizce yerine oturup tabağına yiyeceklerden koydu.
-"Konuşmayacakmısın benimle?"
Çatalını bırakıp bana baktı yine başlıyorduk. Tabağıma aldığım omletten kesip ağzıma attım.
-"Umay bak ben sana birşey olmasından korkuyorum lütfen bırak artık şu meseleyi."
-"Ailen öldürülseydi bırakırmıydın o davanın peşini?"
Bir anda sorduğum soru ile sesini çıkartamamıştı. Haklıydım oda bunun farkındaydı. Ekmeğime sürdüğüm nutellayı ağzıma atıp çayımdan yudumladım. Sandalyeden kalkıp Öykü'ye gülümsedim.
-"Ben çıkıyorum sakın korkma üzülme olurmu benim kılıma bile zarar gelmeyecek."
Çantamı alıp evden çıkıp arabama bindim. Kendime ayit olan küçük bir ofisim vardı. Hızla oraya doğru ilerdim. Otoparka arabayı park edip arka kapıdan binaya girdim. 2. Kata çıkıp kapıyı açtım ve içeriye girdim. Sekreterim olan Buket hemen yanıma gelmişti.
-"Hoşgeldiniz Umay hanım"
-"Hoşbulduk"
Kısa bir cevaptan sonra odama girdim. Masamın üzerindeki büyük bir kutu ile kaşlarımı çattım. Yavaşca masama yaklaşıp kutuyu inceledim. Çantamı kenara bırakıp koli bandı ile bantlanmış kutuyu açtım. Içinden çıkan kesilmiş köpek kafası ile bir adım geri çekilmiştim. Kenarda bulunan kağıdı elime alıp hemen okudum.
-"Bakıyorum ki küçük kuzenim büyümüş benimle uğraşıyor. Dikkat et senin sonunda köpek gibi olmasın."
Hırsla notu kolinin içine fırlatmıştım.
-"BUKETT!"
Bağırman ile hemen içeriye girmişti.
-"Kim getirdi lan bunu"
Korkuyla geriye adımlamıştı hemen.
-"B-bi kurye getirdi ben bakmadım içine cidden yemin ederim bilm-"
-"Kes sesini lan bir daha böyle birşey olursa gebertirim seni çık dışarı şimdi"
Çantamdan telefonumu çıkartıp korumayı aradım.
-"Buyrun Umay hanım."
-"Berat DEMIR'ı takip et tek bir adımını bile kaçırma sakın. Nereye gidiyorsa bana haber vereceksin Nihat"
-"Emredersiniz efendim"
Telefonu kapatıp kolinin ağzını kapattım. Demek beni alt edeceğini düşünuyor öyle zannetsin bakalım. Koliyi ve çantamı alıp otoparka indim. Arabama binip eve sürmeye başladım. Bu iş iyice keyif verici hal almaya baslamıştı benim için. Arabayı park edip arka koltuktaki koliyi aldım. Bahçeye ilerleyip malzeme koyduğumuz küçük depoya koydum. Eve girip sade bir kahve yaptım. Berbat bir gün yaşıyordum resmen. Mutfak sandalyesine oturup kahvemi içerken telefonuma bildirim gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI HANIM
Fiksi UmumKokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep su...