Hepinize merhaba.
Keyifli okumalar dilerim🖤Uçurtması ağaca takılmış bir çocuk gibi ağlamak istedim. Hayalleri yarıda kalmış gibi... O uçurtma ağaca takıldı ve bozuldu. Ve o çocuk, daha uçurtmasına doyamadı...
Aşık olduğunu itiraf etti...
Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. İki yanağım da ıslanıyordu. Bazıları boynuma ilerliyor, bazıları dudaklarımı ıslatıyordu. En son ne zaman böyle ağladım hatırlamıyordum.
Karşımda duran adam, bütün acımasızlığını üstümde kullanıyordu sanki. Kendimi öylesine savunmasız, öylesine aciz, öylesine deneyimsiz ve öylesine gurursuz hissediyordum.
Kafamı yavaşça salladım. Çünkü sözcükler bende tükenmişti. Masaya ilerleyip çantamı ve telefonumu aldım. Ona bakmadan yanından geçip kapıyı açtım ve koridora çıktım. Yüzümün hâli umurumda bile değildi. Koridorda ilerlerken kaç kişinin bana sorgularcasına baktığına dikkat etmedim. Asansörün düğmesine bastığımda çok geçmeden gelmişti. Hızlıca asansöre bindim.
Asansördekiler bana bakıyordu. Ben ise hıçkırıklarımı gizlemeye çalışıyordum. Bağıra bağıra ağlamak yerine şuan sessiz sessiz gözyaşlarımı döküyordum.
Ve bu durum, bin beterdi.
Asansör geçen dakikalar sonrasında zemin kata ulaştığında indim ve çıkış kapısına doğru yürüdüm. Kapıdan çıktığımda ise sağıma ve soluma baktım. İşlek bir caddedeydik. Etrafımızda başka holdingler, iş yerleri vardı.
Telefonum çalmaya başladığında buruk bir gülümseme sergiledim. Ağlarken gülmek de ayrı bir komiklikti sanırım. Telefonun melodisi yankılanırken umursadığım söylenemezdi.
Daha önceden aşık olduğu, çocuk istediği, üç yıl birlikte yaşadığı, her bir anını, özelini bilen bir kadın vardı onun hayatında.
Kendimi yara bandı gibi hissediyordum.
Geçmişi örten bir perde.
Ve o perdenin içinde bir çift kehribar göz...
Yolda öylece yürürken önüme kırılan bir araba ile daldığım yerden kopup kocaman olmuş gözlerle arabaya baktım. Saniyeler içinde arabadan indiğinde hızlıca yanıma geldi ve kolumdan tutup beni ön koltuğa oturttu. Kendisi de sürücü koltuğuna oturduğunda hemen arabayı çalıştırmıştı.
Ağlamam daha hafiflemişti ancak geçmiş değildi. Muhtemelen kızarmışlardı. Hoş, umurumda da değildi.
Arabayı hızlı kullanışından sinirli olduğunu anlamak zor değildi. Hızımız 140'lara çıkmıştı bile. Dakikalar sonra araba durduğunda hafif öne eğildim. Sırtım tekrar koltuğa çarptığında boş boş önüme bakmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİZAN
RomanceKorhan Cihanbey ve Karaca Demirkan... İki ayrı dünyaların insanı gibi görünseler de birbirini tamamlayan iki parçaydılar. Aralarında engel var gibi gözükse de aşklarından asla vazgeçmediler...