Korhan Cihanbey ve Karaca Demirkan... İki ayrı dünyaların insanı gibi görünseler de birbirini tamamlayan iki parçaydılar. Aralarında engel var gibi gözükse de aşklarından asla vazgeçmediler...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hayır." dedim bir anda. Bu kelime ağzımdan nasıl kaçmıştı haberim yoktu. Bir anda söyleyivermiştim işte.
Onu reddetmiştim.
Korhan'ın yüzü aniden düştü ve derince yutkundu. Bakışları gözlerimde dolanırken bakışlarımı ondan kaçırdım.
"Ne demek, hayır?" diye konuştu. Bakışlarımı ona yönlendirdim. Ve uzun uzun yüzüne baktım. Bakışları hemen sertleşmişti.
"Vicdan yaptığın birini nikahına alma Korhan." dedim düzgün bir ses tonunda. "Gerçekten aşık olduğun biri ile evlen. Şu an bizim evlenmemiz o kadar saçma olacak ki, sırf seninle birlikte oldum diye kendini zorunlu hissediyorsun."
"Ne saçmalıyorsun sen?" dedi biraz yüksek bir ses tonunda ve ayağa kalktı. Kutunun kapağını kapatıp sertçe komidinin üstüne koydu.
"Dinlenme tesisinde seni duydum. Dinçer'e vicdan yapma meselesinden bahsediyordun. Korhan, sen beni sevmiyorsun. Sevmediğin birini nikahına alma. Bırak beni gideyim." dedim.
"Ne gitmesi Karaca?" dedi yine aynı tonda. Odanın içinde dolanıp duruyordu. Sinirlenmişti, bunu görebiliyordum. "Bırakmam seni, ne gitmesi?"
"Vicdan yapma sende o zaman!" diye bağırdım ve ayağa kalktım. "Küçüğüm diye söz hakkım yok mu? Sırf saygımdan dedene söz etmedim! Şimdi gelip her şey boktan farksızken bana evlenme teklifi etmek ne?"
"Karaca seni seviyorum." dedi.
"Bedenimi seviyorsun Korhan. Aşık olduğun ben değil, bedenim. Şimdi karşıma geçip de edebiyat yapma bana." dedim.
"Ne yapacaksın tek başına? Babana mı gideceksin? Seni evlendirmelerine izin mi vereceksin? Söylesene Karaca. Siktiğimin iki üç cümlesi yüzünden hayatını mı yakacaksın?"
"Evet." dedim dürüstçe. "Gerekirse hayatımı yakarım da seninle evlenmem! Vicdan yapmak zorunda da kalmazsın. Ya da on sekiz yaşındaki kızla bir ömür geçirmek..."
"Karaca!" dedi yüksek sesle.
"Bana bağırma!" dedim aynı onun gibi.
"Bağırtma sen de o zaman! Evleneceğim diyorsun Karaca! Ciddi misin sen? Bu ne demek anlayabiliyor musun?" dedi.
"Evet anlıyorum Korhan. Yıllarca bana vicdan yapacak biriyle ömrümü çürütemem!"
