Öncelikle merhabalar ✨
Nasılsınız, keyifleriniz yerindedir İnşallah 💖
Bir kaç gündür çok güzel geri dönüşler alıyorum kitap hakkında, teşekkür ederimm hepinize 💗
Onun dışında söylemek istediğim ufak bir kaç şey var;
Kitapta kullandığım erkek model -Michele Morrone- hakkında bir kaç yorum aldım. Kendisini ünlü olmadığı zamanlardan tanıyorum ve görünüş olarak yazdığım karakteri birebir yansıttığı için kitabıma model seçtim.
İsteyenler okurken başkasını hayal edebilirler. Ben bunu seçmek istedim ve seçtim.
Bölümleri de paylaştığım belirli bir gün yok ne yazık ki, acele edip olayları oldu bittiye getirmek istemiyorum 🤍 elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışıyorum...
Şimdi daha fazla uzatmadan sizleri bölümle baş başa bırakıyorum, lütfen satır aralarında buluşalım, keyifli okumalar 🕯• • •
Bölüm Şarkısı: Cihan Mürtezaoğlu / Bir Beyaz Orkide
"Neyi mi bekliyorum? Sadece birinin gelip sarılmasını...."
Gustave Flaubert
⚫️
Sevgi neydi, nasıl olurdu unutalı çok olmuştu... İçim uzun zamandır kan ağlıyordu, öyle ki çoğu zaman attığım çığlıklar yine zehirli bir sarmaşık gibi kendi boynuma dolanmıştı.
Kelimelerim yetmiyor, nefesim kesiliyordu her yakınışımda. Reddettiğim mağlubiyet, aslında büyük bir mecburiyetten başka bir şey değildi. Ben istememiştim yaşadığım şeyleri, sadece şartlar bunu gerektirmişti.
Konuştukça susturulmuş, küçücük yaşımda korkularımla yüzleştirilmek zorunda kalmıştım. Yaşadıklarım kadar, susuşlarımda benim elimde değildi ne yazık ki...
Buram buram özlem kokan bir sarılışla sarmalamıştı anneannem beni. Göğsüne yasladığım yüzümü gözlerimden akan yaşlar usul usul ıslatıyordu. Hasret kalmıştım ona da ufak bir sevgi kırıntısına da...
"Yavrumun yavrusu..."
Sesi bir fısıltıdan ibaretti. Yutkunmaya çalıştım elimden geldiğince ama başaramamıştım, boğazımda büyük bir yumru vardı. Sıkıca sarmıştı dört yandan beni...
"Konuş keça min."
Saçlarımda yıllar sonra sevgiyle bir dokunuş hissetmiştim, bunun tarifi yoktu.
"Çok şey yaptılar, eskisi gibi değilim artık."
Dudaklarımın arasından dökülen sözlerimdeki sitem birazcıkta onaydı aslında. Mecbur kaldığını biliyordum, ama yine de yıllarca bir umut onu beklediğimi inkar edemiyordum.
"Özür dilerim. Sustuğum için özür dilerim yavrum."
İçli sesini göz yaşları takip etmişti, içimdeki sızı biraz daha büyüdü.
"Ağlama, lütfen."
Eli yüzümde gezinirken, gözlerindeki yorgunluğu görmüştüm. O da tükenmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K A R A D A Ğ L I
Teen Fiction❝Yüreğindeki ateşin içinde cayır cayır yanıyordu kadının ruhu. Mahkum edildiği hayatı istememişti oysa... çocukluğu gibi çalınıp alınmıştı gençliği de. Güvendiği her limanın onu yarı yolda bırakmasına da alışmıştı, diğer birçok şeye alıştığı gibi...